Araştırmacı Yazar CELAL ÖCAL 9 EYLÜL'ü anlatıyor: "İstiklâl Savaşımızın Son Safhası- Türk Hava Kuvvetleri’mizin İzmir’e Girişi"

Birinci Dünya savaşı süresince 1-Romanya 2-Galiçya 3-Makedonya 4-Libya 5-Çanakkale 6-Hicaz-Asir-Yemen 7-Suriye-Filistin-Sina-Kanal 8-İran 9-Irak 10-Kafkas cephelerinde kara savaşı veren Türk ordusu, Çanakkale,İzmir,Hicaz,Yemen,Suriye,İran,Irak ve Kafkas cephelerinde 12 Tayyare Bölüğü ile göklerde de savaş verdi [1]. İzmir’de 1’nci Deniz Tayyare Bölüğü,5’nci Tayyare Bölüğü,12’nci Tayyare Bölüğü görev yapıyordu.

Mondros Mütarekesi sonrası kara ordumuz gibi hava kuvvetlerimiz de yeniden teşkilatlandı. Elde kalan kırık dökük tayyareler, harbin devam ettiği dönemde halkın bağışladığı tayyareler ve satın aldığımız tayyarelerle Türk Hava Kuvvetlerimiz gücünü toparladı doğru sevk ve idare ile zafere ulaştı.

İstiklal Savaşı Zaferimiz, Kara Kuvvetlerimizle birlikte Hava Kuvvetlerimizin de İzmir’e girmesiyle tamamlandı.

Anadolu’daki Yunan işgalini sona erdirmek için hava savaşları verildi.

İstiklal Savaşı Türk Hava Harekatlarını [2]

1920 yılında yapılan Hava harekatları

1921 yılında yapılan Hava harekatları.

1922 yılında yapılan Hava harekatları olarak da incelemek mümkündür.

Batı Cephesinde Hava harekatı

Cephesi Hava Harekatı için teşkil edilen 1 ve 2’ci Tayyare Bölükleri ,4’er keşif ve 4’er av tayyaresinden oluşuyor, 11 Pilot,14 Rasıt,6 Makinist ve 7 personel görev yapıyordu. Bu bölükler, yeni kurulan TBMM’nin ilk hava gücü oldu. Meydanda malzeme yönünden büyük sıkıntı çekilmesine rağmen Temmuz 1920’e kadar 11 tayyare onarıldı bölüklerine teslim edildi. Yunan kayıtlarına göre 50 keşif uçuşu yapıldı , Deniz havacılığı 12 uçuş gerçekleştirdi bunların bir kısmı foto grafik keşifdi.(Cengiz Tatar)

1nci Tayyare Bölüğü’nün Hava Harekâtı[3]

TBMM yeni hava gücünü oluşturuyordu milli armamızı tayyarelerimizin kanat ve gövdelerine işlendi. 29 ağustos 1920’de uçuşlara başladı. Eskişehir’deki 1’nci Tayyare Bölük komutanlığına Dz. Plt.Yzb. Ahmet Çelikten, daha sonra rasıt Ütgm.Mehmet Muhsin Alpagot atandı.1’nci Tayyare Bölüğü ,büyük olanaksızlığa rağmen 14 Kasım 1920’de Uşak üzerinde bir Yunan tayyaresini düşürmeyi başardı.

2 nci Tayyare Bölüğü’nün Hava Harekâtı

13 Haziran 1920’de “Kartal Müfrezesi “teşkil edildi. Batı cephesinin ilk muharip hava birliği oldu.Komutanlığına Plt.Yzb. Fazıl getirildi.

Ekim 1920 günü Yunan eğitim uçağı Aydın Çine üzerinde benzininin bitmesi üzerine mecburi iniş yapınca Yunanlılar dan elde edilen ilk ganimet tayyaremiz oldu. Kötü hava şartları nedeniyle Gazlıgöl istasyonu yakınına inen İngiliz yapımı AVRO 504 K tipi uçağa el kondu. Erzurumlu tüccarlardan Nafiz Kotan Türk Hava Kuvvetlerine iki tayyare bağışladı.

Doğu Cephesi Hava harekatı

Ermenilerin Oltu ve civarına taarruz etmeleri üzerine TBMM hükümeti ileri harekat yapılması kararı aldı. 24 Eylül 1920’de 15’nci Kolordu harekatına 3 tayyare ile “Horasan Müfrezesi” adı verilen 15’nci tayyare Bölüğü de katıldı. Müfreze, keşif uçuşları ile Ermeni uçaklarının Türk ordusunu keşfetmesini önledi. Ermeni ordusundan ganimet ele geçirilen

1 Nieuport tayyaresi uçacak duruma getirildi.

1 nci İnönü Savaşında Hava harekatı

1’nci İnönü Savaşı, Yunanlıların 6 Ocak 1921’de Bursa–Uşak hattına taarruz etmesi ile başladı. Aynı gün Eskişehir-Afyon ve Uşak-Bursa istikametinde İnönü ve Dumlupınar mevzilerine kadar gelişen harekatta Plt. Asb. Vecihi Hürkuş ve Behçet, Rasıt Sıtkı ile birlikte keşif ve bombardıman görevlerine başladı. 1’nci Tayyare Bölüğünde Plt. Asb.Vecihi, 8-9 Ocak’ta Söğüt doğusundaki Yunan birliklerini gözetledi. Yaklaşmakta olan Yunan alayına makinalı tüfekle taarruz etti, bomba attı.

Plt. Asb.Vecihi Hürkuş yaptığı keşif uçuşunda, alçak uçuşla düşman siperleri üzerinde makinalı tüfek ve bomba taarruzu yaptı. Çok alçaktan yapılan taarruzda Yunan askerlerinin ateşiyle tayyaresi isabet aldı ve çephe içersine zorunlu iniş yaptı. Vecihi, düşman eline geçmemesi için tayyaresini yaktı ve kaçarak kurtulmayı başardı.

11 Ocak 1921’de Yunanlılar çekilmeye başladı. Kütahya’da isyan hareketlerinin bastırıldı ve mevkileri ele geçirildi. Harekat Türk ordusu lehine gelişirken 12 Ocak 1921’de Yunan tayyareleri Eskişehir’i bombaladı.

İnönü cephesinde düşmanı durduran ve İsmet İnönü Generalliğe terfi etti. Batı Cephesi Komutanı, savaş kazanan ve moral bulan ordunun komutanı olarak 13 ocak 1921’de Yunan ordusunun milletin kahramanlığı ve fedakarlığı sayesinde mağlup edildiğini belirten açıklama yaptı.“Yunanlılarla ittifak edip ,onların emriyle milletin arasına nifak sokmak isteyen Çerkez Ethem’in sözlerine ve propagandasına inanarak dininizi,ailelerinizin namusunu Yunanlılara teslimiyete sebep olmayınız” bildirisi Kütahya civarında tayyarelerimizden atıldı .

Batı Cephesi Komutanı Tuğgeneral İsmet İnönü, muharebenin kazanılması üzerine 14 Mart 1921’de Orduya:”İnönü Meydan Muharebesi muzafferiyetinin amillerine ; Havacılarıma hasseten selam ve teşekkür ederim “ telgrafı gönderdi.

2 nci İnönü Savaşında Hava harekatı

21 Haziran 1921’de 7 uçaktan oluşan bir Yunan filosunun Kütahya istikametinden yaklaşmakta olduğu bildirilince Yzb.Fazıl av uçağı ile havalandı. Altıntaş bölgesinde 7 Yunan uçağı ile karşılaştı. 4 Yunan uçağı hava muharebesine girmedi ve geri döndü.3 Yunan uçağı Yzb.Fazıl’ın uçağına taarruz etti.Yunan tayyareleri Yzb.Fazıl’ın cesur saldırılarına karşılık vermekte aciz kaldıklarını anlayınca kaçtı.Ybz.Fazıl’a 2 nci gazilik beratı verildi.

Kütahya- Eskişehir Muharebeleri Hava harekatı.

1921 yılı Temmuz ayı sonlarında bir Yunan pilot, rotasını ve yönünü şaşırıp yanlışlıkla İtalyan işgali altındaki Kuşadasına mecburi iniş yaptı.Ganimet uçağa Türk jandarması el koydu.İçindekileri tutukladı. Uçak Akşehire getirildi ve İsmet adı verildi.

Sakarya Meydan Muharebesi Hava harekatı.

14 Ağustos 1921 gün keşif görevine çıkan Plt.Hasan Fehmi’nin kullandığı tayyare pilotaj hatası nedeniyle düştü.

İzmir isimli tayyaremizle ve Yunanlılardan ele geçirdiğimiz İsmet adlı tayyare ile cephe keşif görevi yerine getirildi.

Simav üzerinden gelen bir Yunan tayyaresi Yarluk deresinde düşürüldü.

15 Ağustos 1921’de keşif göreviyle havalanan tayyaremiz Beylikköprü çıvarındayken motorunda yangın çıkması neticesinde düştü.Sv.Plt.Behcet ve Rasıt Ütgm.Süleyman Sırrı şehit oldu.Refakat eden uçağın verdiği raporda Beylikköprü Sarıköy arasında önemli bir Yunan kuvveti olmadığı ve Sarıköy-Mıhalıkcık yolunda küçük bir Yunan birliği olduğu tespit edildi.

15-23 Ağustos 1921’de Malıköy’de konuşlu 2’nci Tayyare Bölüğü faal tek tayyare ile 8 keşif uçuşu gerçekleştirdi. Keşifler sonucu Yunanlıların Sakarya’da taarruz hazırlığı içinde bulunduğu anlaşıldı. Sivrihisar’ın güneyi ile Bellihisar arasında 3 tümenden fazla Yunan kuvvetinin ilerlemekte olduğu tespit edildi. Harekata tek av uçağı ile katılan Plt. Yzb. Fazıl keşif uçuşunda bir hendeğe düştü ve tayyaresi parçalandı.

27 Eylül 1921’de bir Yunan tayyaresi Sarıköy Meydanı’na mecburi iniş yaptı ve mürettebatı esir alındı. Bu ganimet uçağa Sakarya Meydan Muharebesinin simgesi olarak “Sakarya” ismi verildi.

Sakarya Meydan Muharebesi’nde uçak, silah ve teknik olarak Yunan hava gücü Türk hava gücüne karşı üstündü. Türk hava gücü 18 Yunan uçağına karşı, 2 Türk uçaktan oluşuyordu.Savaş sonuna kadar Türk uçak sayısı 10,Yunan uçak sayısı 50 oldu.

Türk havacılığı;3 pilot,3 rasıt ve 2 uçak ile harekata katılmıştı. Zafere giden yolda uçak keşif faaliyetlerinin ve keşif raporlarının büyük önemi oldu. Türk havacılarının kritik dönemde “İsmet” ve “Sakarya” ismini alan Yunan uçaklarının ele geçirilmesi harekata büyük katkı sağladı. 22 gün 21 gece devam eden harekatta 13 Eylül 1921’e kadar havacılarımız 18 günde 40 sorti keşif ve bombardıman görevi icra etti.Bu savaşta gösterdikleri fedakarlık,kahramanlık ve büyük hizmetlerinden dolayı Plt.Yzb.Fazıl ve Plt.Asb.Vecihi Hürkuş’a TBMM tarafından takdirname verildi.

Plt.Cemal ve Yzb.Bahattin yönetimindeki tayyaremiz 5 Temmuz 1922 günü Afyon civarında keşif ve bombardıman göreviyle düşman hatları gerilerine sızdı.Düşmanın bir karargahını bombaladıktan sonra 2 düşman uçağının saldırısına uğradı birini düşürdü fakat tayyaremiz de düştü.Pilotlarımızın hayatlarını kaybettiğini Yunan hava birliği bildirildi.

BÜYÜK TAARUZ’DA TÜRK HAVACILIĞI

Türk ordusu İzmir’e girmeden tayyarelerimiz İzmir semalarında uçmaya başlamıştı.

9 Eylül 1922 günü sabah saat 10.00’da Türk ordusunun süvari birlikleri İzmir’e girerken 1 av tayyaremiz saat 07,30 da Salihli meydanına indi.

14 Eylül 1922’de Salihli’den 4 av ve 2 keşif uçağı İzmir’e intikal etti.

İzmir havaalanını teslim almakla görevlendirilen Plt.Asb.Vecihi Hürkuş 14 Eylül 1922 günü Kızılçullu Meydanına indi ve İstiklal Harbimiz sona erdi. Vecihi Hürkuş bu muzazzam anı hatıralarında yazdı.

14 Eylül 1922 ,Nihayet siyah dumanlarla örtülmüş güzel İzmir'i ilk gördüğüm gündü.Birkaç yüz metreye kadar yükselen alev ve dumanların etrafında dolaşırken hayli tehlikelerde atlatmıştım.Bu yangın şimşek gibi Akdeniz kıyılarına atlayan kahraman Türk'ün çırağından sıçrayan bir kıvılcım izi idi.

Yurdun her noktasında göze çarpan düşman hezimetlerini burada daha bariz görmek mümkündü. Yükleme iskeleleri ve şehir rıhtımı düşman gemileriyle veya koca liman, doldurulupda kaçırılamayan gemilerle dolmuştu.Garlar,rıhtım dokları ve rıhtımla gemiler arası, üzerleri insan ve eşya dolu vagon ve dubalarla örülmüştü.Havadan ve çok alçak irtifadan iyice gördüğüm bu manzara, Büyük Türk zaferinin ifadesi idi.

Şehrin heyeti umumiyesini gezdikten sonra yeni karargahımıza dönmüştüm. Altımdaki tayyarem bir av tayyaresi idi. Ne havada ne yerde hiçbir düşmana tesadüf etmediğim için tüfeklerimde dolu, olduğu gibi duruyordu.Bu vaziyette Seydiköy tayyare karargahına yaklaşıyordum.

Kızılçullu istasyonu üzerinden gördüğüm yeni meydanımız bir an bende yeni bir heyecan yarattı, evet haklı bir heyecan! Çünkü bu tayyare meydanına ben Türk havacıları arasında ilk geliyordum ve ilk inecek de ben olacaktım. Halbuki meydan tayyarelerle dolu idi. Biraz daha yaklaşınca meydanın muhtelif noktalarına gayri muntazam bir surette bıralıkmış olan bu tayyarelerin kamilen Yunan kokartlarını taşıdıklarını gördüm.. Bir yanlışlık şüphesiz varit değildi. .Bir an heyecanım büyüdü ve derhal ihtiyati bir tedbir olarak irtifa almaya başladım. Çünkü ordu kumandanlığının emri üzerine bu meydanı işgal ederek gelecek tayyarelerimize hazırlamak için geliyordum.

Fakat yerdeki tayyareler! İşte beni ihtiyati tedbirler almaya sevk eden sebep buydu. Bu meydan üzerine geniş turlar yaparak tayyarelerin vaziyetlerini tetkik etmeye başladım. Nihayet ne bu tayyarelerde ve ne de başkaca bir haraket göremeyince daha alçak irtifalarda ve daha sonra da zemine sürülürcesine uçarak tayyareleri ve mevcut hangarları ve herhangi bir noktada gizlenmesi muhtemel olan eşhası ve yerleri iyice aradıktan sonra zemine indim. Fakat bu defa da yine tam bir itimada sahip olmaksızın ihtiyatı elden bırakmayarak makinemi durdurmadan, tekrar yerde etrafı araştırmakla meşgul oldum. En küçük bir tehlike karşısında derhal havalanmak için.

Evet kim olsa bu titizliğimden daha fazla soğukkanlı olamazdı. Çünkü bu kadar çok ve hemen hepsi faal bir halde tayyareleri, Yunan tayyarecileri ne diye bırakmış olabilirlerdi ? İzmir ile Sakız arası kısacık bir mesafe ve tayyare için nihayet yarım saatlik uçuş yolundan ibaret, hatta en tecrübesiz bir pilot için küçük bir uçuş addedilecek derecede basit bir uçuştu.Fakat bütün bu hakikatlere rağmen maneviyatı tamamen ölmüş bir ordunun havacıları bile ordumuzun yıldırım zaferinden o kadar çok şaşırmışlardı ki,en emin kaçmak vasıtası olan tayyareleri dahi uçurmaya zaman bulamamış,çılgınca ve perişan bir halde vücutlarını deniz kenarına atarak sandallarla kaçmak yoluna düşmüşlerdi.İşte bu büyük zaferin havacılık ganimetlerini ilk defa ben görüyordum ve her tayyareyi ayrı ayrı severek büyük bir sevinçle okşuyordum. Büyük İstiklal Savaşı'mızın bu son uçuşunu bitirdiğim zaman şu hatırıma gelmişti. İlk uçuş gibi, son uçuş da benim imiş. [4]

Çeşme ve civarında tayyarelerimiz, alçak uçuş yapıyor kaçan Yunan kıtalarını makinalı tüfek ateşi ile tarıyor ve kaçışlara engel oluyordu. Tayyarelerimiz Sakız’a kaçan Yunan askerlerini taşıyan gemileri hedef almış Sakız limanında bombardıman ediyordu. 2 gemiye hasar verdirildi. Sakız adasındaki Yunan karargahı, depo ve harp gemileri bombalandı. Midilli sahillerinde bulunan harp gemilerine de kahraman pilotlarımız saldırı düzenledi, isabetli atışlar gerçekleştirdi.

15 Eylül 1922’de Cephe Uçak Komutanlığı Çeşme ve Seferihisar bölgesinin havadan keşfinde kaçan Yunan birliklerinin Çeşme iskelesinde büyük bir kalabalık halinde gemilere binmeye çalıştığını, Çeşme limanı açıklarında 50 büyük nakliye gemisiyle birlikte kol başı Urla ve Çeşme şosesi üzerinde Alaçatıya girmek üzere olduğunu tespit etti.

Yunan birliklerinin İzmir’i terk etmesiyle 5 değişik tipte uçak ,18.000 civarında bomba ve 40 ton benzin ayrıca Alsancak istasyonunda 30 tren vagonuna yüklenmiş bir çok uçak gövdesi çok sayıda malzeme ele geçti.

15 Eylül 1922’de Cephe Tayyare bölüğü bütün uçaklarıyla İzmir –Seydiköy Hava meydanına intikal etti.

İzmir’in Yunan işgali faciasının sona ermesi şerefine 23 Eylül 1922 günü bütün tayyarelerimiz İzmir üzerinde alçak irtifada Zafer uçuşu yaptı. Türk Hava Kuvvetlerinin uçuşu halkın büyük sevgi gösterisiyle karşılandı.

Atatürkle görüşmek üzere İzmir’e gelen Franklin Boillon başkanlığıgında ki Fransız heyeti için de 24 Eylül 1922 günü av uçaklarımız uçuş ve akrobasi gösterileri yaptı.

KARA SAVAŞLARI

Eylül başında Yunanlılar savaşmayı bırakıp darmadağın şekilde çekilmeye başlamıştı. İzmir’deki durum nazikleşmişti.

8 Eylül akşamı Yunan askerlerinin İzmir’i boşaltmaları tamamlandı. Yunan Yüksek Komiseri’yle Yunan donanması şehri terketmişlerdi. Bir Yunan süvari Tümeni,karışıklık yaratmaksızın Çeşme’ye doğru şehirden geçti.

Atatürk Gazi silah arkadaşları Fevzi Çakmak, İsmet İnönü ve Nurettin Paşa ile İzmir Belkahveden İzmir’i seyretti.

İzmir, heyecanla Türk ordusunu bekliyordu. 9 Eylül 1922 günü İzmir’e girme görevini alan 14’ncü Süvari Tümeni Emiralem İstasyonundan,1’nci Süvari Tümeni Sabuncubeli’den haraket etti [5].’’1 nci Süvari Tümeni 13’ncü Alay Kumandanı saat 09.00’da Bornova’ya girdi.Binbaşı Şerafettin’in Bölüğü Tuzakoğlu Un fabrikası önünden geçerken açılan ateşle dört askerimiz şehit düştü.Şehitlerimiz için “Vatan ve Namus” yazılı anıt dikilecekti. Türk milleti Türk ordusunu bekliyor sevinç gözyaşları döküyordu. “Geliyorlar, Geliyorlar” sözcüğü ağızdan ağıza yayılmaya başlamıştı. Tilkilik semtinde aynı anda üç camide selalar okundu. Kulaktan kulağa “Kim öldü”-Ne oldu-Ne var? sözleri ardı ardına soruluyor?

Gittikçe artan silah sesleri duyuluyordu. Köşebaşında aniden şaha kalkıp yine ok gibi fırlayan atlılarımız, süvarilerimiz görülmeye başladı.

9 Eylül 1922 günü hafif Türk süvarisi İzmir’e girdi.Giriş tam bir disiplin içinde yapıldı.Vilayet Balkonunda asılı duran Yunan bayrağını indirdi,Binbaşı Şerafettin ,Teğmen Ali Rıza Akıncı, Teğmen Hamdi Yurteri tarafından Türk bayrağını çekildi.Saat tam 10.30’du.Binbaşı Şerafettin Bey’in başındaki yarasından sızan kan bayrağımıza bulaşmış, o bayrağı göndere çekerken göz pınarları boşalmıştı bu sevinç gözyaşlarıydı.Sarıkışla ve Kadifekale’ye de Türk bayrağı çekildi.

2’nci Süvari Alayı Kemer istasyonu önünden geçerken Aydın istikametinden gelen bir katarla karşılaştı.Türk ordusundan kaçmak için trene bindirilen 700 Yunan eri olmuş bir meyva gibi 2.Süvari Alayı’mızın önüne düştü. (Cengiz Tatar)

1’nci Tümen Komutanı Mürsel Paşa hükümet konağına geldiğinde limandaki Fransız gemisi Edgar Quinnet’in irtibat subayı Mürsel Paşa’yı komutan amiral adına kutladı ve bir emirleri olup olmadığını sordu.Mürsel Paşa teşekkür etti sadece gemi telsiziyle telgraf gönderilmesini rica etti.Türk ordusunun İzmir’e girdiğini dost düşman bu gemiden öğrendi.

* İzmir İkinci Süvari Tümeni tarafından işgal edilmiştir.

* "Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi başkumandan Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine

Muzaffer Milli ordumuzun yılmaz süvarileri bizler, düşmanın İzmir önündeki son mukavemetini de kırarak 9.9.1338 saat on otuzda şehre dahil olduk.Halkın dolgun gözyaşlarıyle derin hörmetlerinin iblagıyle bahtiyarız.

Kumandan Mürsel.."

Karşıyaka’ya giren14.Süvari Tümeni attığı 21 pare topla zaferimizi duyurdu büyük sevinç yarattı.

Anadolu Ajansı resmi tebliğ yayımladı.

"..üç seneyi aşkın bir ayrılık döneminden sonra anavatanına kavuşan güzel yurdumuzu hasretle selamlar, kurtarıcı ordumuza azimkar milletimize şükran ve tebriklerini arz eder. A.A"

Garp Cephesi Matbaası-10 Eylül 1922[6]

10 Eylül 1922 günü Atatürk Nif’den (Kemalpaşa)’dan İzmir’e hareket etti. “Büyük ve asil Türk Milleti” başlıklı beyannameyi yayımladı. İstiklal Savaşı kazanılmış,İzmir düşman istilasından kurtarılmıştı.

SONUÇ

İstiklal savasımız süresince Yunan hava gücünün Türk cephesine yaklaşmasına havacılarımız izin vermedi. Yunan komuta kademesi Türk birliklerinin yerini, miktarını, durumunu öğrenemedi.

Büyük Taarruz’da 100’e 17 uçak oranı ile görev yapan havacılarımız, sayı ve teknik üstünlüğe sahip olmamalarına rağmen hava hakimiyetini sağladı.

Milli Mücadele sürecinde Yunan hava kuvvetleri 25 uçağını kaybederken, Türk Hava Kuvvetlerimiz 3 uçak kaybetti. Yunanlıların 22 uçağı ele geçirildi.

Yunan ordusunun hava gücünün Türk Hava Kuvvetlerine göre sayıca büyük üstünlüğü olmasına karşılık özellikle Sakarya savaşından sonra Yunan Hava Kuvvetleri varlık gösteremeyeceğini anladı ve Türk semalarından çekildi.

Bu sebeple Büyük taarruz esnasında Türk ordusu Yunan hava kuvvetlerinin saldırısına maruz kalmadı. Yunan pilotları uçaklarını bile kaldıramaz duruma gelmişti. 9 Eylül 1922 günü Türk ordusu İzmir’e girerken Yunan pilotları moralman çökmüş çok kısa mesafe olan İzmir’den Sakız’a uçaklarını uçuracak cesaretleri kalmamıştı.

10 Eylül 1922’de Türkiye Büyük Millet Meclisi kahraman pilotlarımıza yaptıkları çok üst seviyede gösterdikleri görevlerden dolayı kendilerine takdirname verdi.

Türk Gazeteleri İzmir’in kurtuluşunu okuyucularına müjdeliyordu.[7]

-İzmir, gözün aydın! Ordu, gözün aydın! Müslüman gözün aydın! Taşına toprağına can verdiğimiz yurdumuza kavuştuk[8]

-Bugünkü Zafer yalnız bir “İzmir” zaferi değil Milletimizin üç asırdan beri muhtaç bulunduğu bir “Muazzam Eser” dir! İzmir artık meşru sahibinin elinde bahtiyar ve mesut yaşıyor [9]

-Halkın yüreğinden kopan samimi büyük coşkuların ne olduğunu İstanbullular bu iki günlük şehri ayinlerde gördüler[10].

-Türk’ün azmi [11]

-Türk Milletinin Anadolu’da İstanbul’da Günlerden beri dillerden düşmeyen “Mustafa Kemal Paşa,Çok yaşa” [12]

Atatürk ve silah arkadaşlarını karşılamak için İzmir’de büyük hazırlıklar yapıldı Taklar kuruldu Türk kadınları çok sayıda anlamlı yazılar hazırladı.

Vatanın sinesini sarmıştı kahrı zeval,

Şarktan zuhur edip kurtardı vatanı muazzez Kemal [13] .

Fedakarlık,ölüm kalım ikilemi askerliğin en doğal vasfı ancak havacılık kişisel özverilerin en tepe yaptığı yüce duygular malzumesi olmuştur.

[14]. Plt.Vecihi Hürkuş, Plt. Yzb.Fazıl bilmemiz gereken kahramanlarımızdır.

1999 Yılında İzmir Valisi Cahit Kıraç döneminde 9 Eylül 1922 günü İzmir Vali Konağı duvarına Türk bayrağının çekiliş anını gösteren Bnb.Şefafettin İzmir,Tgm.Ali Rıza Akıncı,Tgm.Hamdi Yurteri’nin adları Türk’ün vefa ve kadirbilirliğinin sevgi ve saygısını ifadesi olarak piriç levhaya yazılmıştı. . Ne yazık ki bu yazı son dönemde kaldırıldı.Bu tabloya İzmir semalarını koruyan Türk pilotlarını temsilen Vecihi Hürkuş ve Şehit Bnb.Fazıl’ın resimleri eklenerek yeniden asılmasını istiyoruz.

İzmir’in Yunan işgali faciasını yaşadığı 15 Mayıs 1919 günü başlayan 3 yıl 3 ay 28 gün süren kanlı dönemi sona erdiren ,101 nci yıl once zaferimizi gerçekleştiren Türk’ün iradesini unutmuyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve rahmetle anıyoruz.

İzmir Valiliği içinde bulunan, İzmir’e ilk giren ve Hükümet Konağına 9 Eylül 1922 günü Türk Bayrağını çeken Fahrettin Altay komutasındaki…. Takım komutanı Teğmen Ali Rıza Akıncı, Yüzbaşı Şerafettin İzmir,Teğmen Hamdi Yurteri İzmir Valiliği 1999...  Levha önünde Kıbrıs Gazileri Saldıray Hakgüder, Şükrü Karaca. Bu levha günümüzde yok.

1 nci Dünya ve İstiklal Savaşına katılmış olan pilot ve rasıtlarımız.[15]

9 Eylül 1922 Maresal Gazi Mustafa Kemal İzmir Belkahve’de yanında İsmet İnönü,Fevzi Çakmak,Nurettin Paşa-kaçmaya çalışırken denize dökülen yunan halk-Tuval üzerine yağlıboya 80x110 Embiya Çavuş

Plt.Vecihi Hürkuş

Şehit Plt.Bnb.Mehmet Fazıl[16]

Plt. Yzb. Fazıl

_________________________________________________
[1] Alman paşa bölüğü hariç.

[2] Havaciyiz.com

[3] Cengiz Tatar-Mustafa Kemal Atatürk ve Türk havacılığı, galeati yayıncılık,2 nci baskı.2022

[4] Vecihi Hürkuş, Bir tayyareci'nin Anıları, Yapı Kredi yayınları ,1. Baskı,2000, s.122-124

[5] Türkmen Parlak, İşgalden Kurtuluşa 2 Yunan Ege’den Nasıl gitti. Son günler. İzmir Sosyal Hizmetler vakfı Kültür yayınları 2 Melih Özakat 1983 s.359

[6] İbrahim Sorguç,Bu defa niçin harp edeceğimi biliyorum .S.127 T.İş Bankası Kültür Yayını.

[7] Türk Basınında 9 Eylül 1922-1939 Erkan serçe, İzmir Ticaret Odası 100.yıl anısına.

[8] Hayri Muhiddin-Tevhid-i Efkâr, 11 Eylül 1922

[9] Hakimiyet-i Milliye,11 Eylül 1922

[10] Akşam 10 Eylül 1922

[11] Yarın 14 Eylül 1922

[12] Akşam 13 Eylül 1922

[13] Orhan Beşikci, Dünden bugüne Anafartalar Caddesi. İzmir BB.

[14] Hv.Plt.Alb.Zübeyir Batur.

[15] Celal Öcal –Dünya Savaşı’ndan kurtuluşa İzmir(1914-1922) S.131, İleri Yayınları 2023

[16] İzmir Şehit Fazıl Bey İlkokulunda bulunan büst. Necat Çetin’den.

Anahtar Kelimeler:
Celal Öcal
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.