Prof. Dr. TURAN AKKOYUN anlatıyor: "Aydın'da Düzenlenen Yörük Çalıştayı"

Türklüğün ikinci anavatanının kazanılmasından Rumeli’nin Evladı Fatihan olmasına, Viyana bozgundan Sakarya Zaferi’ne yurdun her tepesinde ayak izlerini bırakacak şekilde yürümesinden dolayı Yörük olarak anılan ve adını “sahiplenerek” (İNCEOĞLU, 2022) sırtında “efsaneleri” (OLGUN, 2023) ile taşıyan topluluğun bin yıllık mevcudiyeti birçok sanat, düşünce ve bilim etkinliğini fazlasıyla hak etmektedir.

Kitle iletişim araçlarında ya da internet ortamında basit aramalarda Gaziantep’ten Balıkesir’e, Diyarbakır’dan Bilecik’e, Antalya’dan Manisa’ya, Konya’dan İzmir’e, Şanlı Urfa’dan Muğla’ya, Bursa’dan Afyonkarahisar’a, Kayseri’den Kütahya’ya, Kocaeli’den Tokat’a, Samsun’dan Mersin’e, Sakarya’dan Burdur’a kısacası ülkenin dört bir mıntıkasında Yörük toyları ile karşılaşmak mümkün görünmektedir.

Sunumları, sonuç raporu ve medyadaki yankıları araştırmamızın kapsamı haricinde tutulan Aydın 2024 Yörük Çalıştayı, bireysel geçmişi yanı sıra açılışı ve farkındalıklı görüşmeleriyle de değerlendirmelere hazır ciddi bir materyal kazandırmıştır. Etkinliğin Kamu paydaşı Aydın Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişgin, çalıştayın geçmişten geleceğe çok anlamlı olduğunu benzerlerin katkı sağlamaya devam edeceklerini,

Sivil Toplum Kuruluşları (STK)’lar adına Germencik Şehit Cafer Efe Yörükler ve Zeybekler Derneği Başkanı Mehmet Sarı da yer almaktan onur duyduklarını belirttiler.

HAVALİDEN AKADEMİYE UZANIŞ

Anadolu insanı bizatihi köklerinden geldiği Yörük kültüründen bilhassa yerleşik hayata geçtikten uzaklaşmışsa da hassasiyetlerinden yemeklerine, itaatkârlığından başkaldırısına özelliklerinden bir takım kırıntıları hala bünyesinde barındırmaya devam etmektedir.

Doğup ergenliğe erişilen havalinin toplumsal hafızasına Atatürk İlkeleri ve Cumhuriyet Tarihi bilim araştırmacılığının eklenmesi araştırma konusuna dair çalışmalara da zemin hazırlamıştır. Bu duruma dair daha öncesinde kaleme alınan araştırmaların bir kısmı şunlardır;

-"Aydın Kuvâ-yı Milliyesi’nin Bazı Faaliyetleri ve Mustafa Kemal Paşa’nın Teşekkürü”, Tarih İncelemeleri Dergisi, nr. 6, 1991, ss. 183-209.

-"Milli Mücadele Kahramanları: Haydin Efeler”, Tarih ve Toplum, nr. 108, 1992, ss. 59-60.

-“Anadolu Gazetesine Göre İsa Efe’nin Öldürülmesi”, Balova Rehber, nr. 35, 1992, s. 37-38.

-“Zeynel Besim Sun’un Mühim Bir Eseri”, Tarih ve Toplum, nr. 115, 1993, ss. 60-64.

-“Aydın Kuva-yı Milliyesi’nin Tasfiye Edilmesi”, Tarih İncelemeleri Dergisi, nr. 9, 1994, ss. 183-214.

-“Kuva-yı Milliyenin (Zeybeklerin) Tasfiyesi ve Afyon’da Bu Yönde Faaliyetler”, IV. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu,1995, ss. 119-122.

-“Cumhuriyet’in İlk Yıllarında Batı Anadolu’da Şekavet Meselesi: Bir Örnek Kozalaklı Mehmed”, III: Atatürk Uluslararası Sempozyumu, Gazimagosa, 1995.

-“Büyük Taarruz’a Dair Notlar”, Afyon Zafer, nr. 2209-2210, 30-31 Ağustos 1996.- “Sandıklı Tarihine Bakış”, Toplumsal Tarih, nr. 47, 1997, ss. 41-50.

-“Emirdağ’daki Aşiretlere Mahalli Bir Yaklaşım”, Tarih ve Toplum, nr. 176, 1998, ss. 63-64.

-“Ödemiş Sempozyumu: Türk Kültürüne Mahalli Bir Katkı”, Tarih ve Düşünce, nr. 11, 2002, s. 70.

-“Ödemişli Bir Yazarın Kaleminden Yöresel Unsurlar”, Tarih Okulu, nr. 19, 2014, ss. 443- 466.

-"Milli Mücadele’de Aydın Kuva-yı Milliyesi, Kümbet Yay., Afyonkarahisar 2014.

-“Milli Mücadele’de Bayat ve Bayatlılar”, Oğuz Boylarından Bayat, Bayat Belediyesi, 23 Kasım 2015.

-“Yörük Yerleşim Diyarı ve Büyük Taarruz’un Kilit Noktası Sincanlı / Sinanpaşa’nın Tarihi”, Türkoloji Üzerine Araştırmalar, nr. 11, 2015, ss. 49-66.

-“Emirdağ Havalisinde Bağımsızlık Mücadelesi”, Tarih Okulu, nr. 38, Şubat 2019, ss. 580-610.

-“Şehrengiz ya da Şehr-Aşup”, Yazar, 11 Ekim 2021.

-“Sümbül Yörük Kadın”, Yerli Düşünce, nr. 88, 2022, ss. 56-59.

-“Söke’de Ekoturizm Potansiyeli”, GEKA Söke’nin Ekoturizm Destinasyonları, 2022.

-“Bir Süleymanşah Şehri: Söke”, SASAM, 30 Ocak 2023.

-“Yörük Kültürü ve Medya Ürününe Aktarımı”, Türkay Akademi, nr. 85, 2024, ss. 32-35.

-“Yörük Bayramı İletişimi”, Türkay Akademi, nr. 86, 2024, ss. 37-40.

-“Yörük Yaşam Tarzının Türk Mülkünü Güncellemesi”, Şanlıurfa Halfeti Yörük-Türkmen Sempozyumu, Eylül 2024, Sunum.

AYDIN’DA 2024 YÖRÜK ÇALIŞTAYI

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Rektörlüğünün ev sahipliğinde Aydın Efeler Belediyesi, Dünya Turan Yardımlaşma Derneği, Germencik Şehit Cafer Efe Yörükler ve Zeybekler Derneği, Aydın Yörük Türkmen Kültür Derneği, BENGİ Dünya Yörük Türkmen Araştırmaları paydaşlığında gerçekleştirilen etkinliğin açılış töreninde ADÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Kent şu ifadeleri kullanmıştır;

Türkiye’nin göz bebeği Aydın ilimiz iktisadi olduğu kadar kültürel zenginlikleri de bünyesinde barındırmaktadır. ADÜ olarak şehrimiz, bölgemiz, ülkemizin toplumsal ve kültürel hususiyetlerine akademik sorumluluk ile yaklaşmaya, bilimsel katkı sağlamaya devam ediyoruz. Oğuzların Anadolu ve Balkanlarda yaylalardan ovalara, sıradağlardan nehir boylarına yürüyüşünü bin yıla uzanan bir zamandan beri temsil eden kitlenin arşiv, tarih, zirai üretim, musiki, besicilik, beslenme, sağlık, edebiyat, folklor, kütüphanecilik, sinema, medya, iletişim, çadır, el sanatları, vatan savunması, yerel yönetimler, Bacıyan-ı Rum, kemik erimesinin önlenmesi, zeybeklik, efelik, devecilik, dil unsurları, dini temeller konularını çalışma alanına alan Yörük Çalıştayına ev sahipliği yapmanın mutluluğunu taşıyoruz. Etkinliğimize paydaş olan kamu kuruluşu, sivil toplum kuruluşları, medya kurumları ve akademik araştırma dergilerine teşekkür ediyorum.

ADÜ olarak Aydınımıza, Ege Bölgemize, Türkiye’mize, Türk Dünyasına, yerelden evrensele akademik ve fikri cephelerden ışık tutma çalışmalarımızı sürdürme azmindeyiz. Yörük Çalıştayı’nın başarılı olmasını, yeni araştırmalara ilham vermesini, özgünlük ve farkındalık sağlamasını temenni ediyorum.”

Çalıştay Başkanı Prof. Dr. Turan Akkoyun konuşmasında; “II. Bin yılın tamamına yönelik “Yörüğün oturacağı yer bayırla sırt, yiyeceği yoğurtla süt, ardında bırakacağı ise ebedi yurt” şiarıyla tamamen akademik bir kapsamda hazırlanan etkinliğimiz. Güneşin doğduğu yerden battığı yere Türklerin hareketli yaşamı dahilinde bozkırların yiğit evlatları Oğuzların Horasan’dan Anadolu’ya yönelip büyük “mucize” ile yeni coğrafyayı Türklüğün ikinci anavatanı haline dönüştürmesi, buradan Rumeli’ye sıçraması süreci Türkmen ismi yanında “Yörük” kavramını öne çıkarmıştır.

Selçuklu ve müteakiben beylikler döneminden itibaren Rumeli’ye geçiş serüveninde Yörüklere yüklenen misyon Fatih döneminin sonuna kadar aktif olarak sürmüştür. Türk kültürünün mensubu olması yanında onu dünyanın dört bir yanına taşıyan ve oralarda yaşatan Yörükler iletişim unsuru olarak doğrudan yaşam tarzlarını kullanmışlardır. Bu unsurun sinemada medya ürününe dönüşümü de kaçınılmaz olmuştur. Malazgirt Savaşından üç yıl sonra İznik Başkent olmuş, bir asır sonrasında da yeni coğrafyaya yabancılar “Türkiya” demeye başlamışlardır.

Müteakiben Haçlılar, Tapınakçılar, Moğollar Balkanlara konuşlanış sonrasında sayısı belirsiz unsurlar, II. Viyana Bozgunu sonrasında Anadolu Bozkırlarına kadar çekiliş esnasında Atatürk’ün ifadesiyle çadırda duman tüttürerek istiklal ateşinin koru olmuşlardır.

Kızılırmak Karakoyun (Yönetmen: Lütfi Ömer Akad, 1967), Boş Beşik (Yönetmen: Orhan Elmas, 1969), Gelin Kız Maviş (Yönetmen: Orhan Elmas, 1970), Hasan Boğuldu (Yönetmen: Orhan Elmas, 1990) Yeşilçam sinemasının öne çıkan eserleridir. Yaşam tarzı hareketlilik merkezli şekillenen Yörükler isimleriyle müsemma bir şekilde son derece planlı, programlı bir şekilde göç yürüyüşleri içerisinde yer almaktadırlar.

Böylesi bir yürüyüş sıhhati, enerjikliği, kararlılığı, toplumsal birlikteliği, araç desteği, beklenmedik gelişmelere anında müdahale gibi hususları da kaçınılmaz hale getirir. Binek üzerindeki yüküyle tamamlanamayan yürüyüş, Yörük ismini teknolojik gelişmelerde liderliğe yönelip hafif zırhlı araçla dünyanın dört bir tarafına taşımaktadır.

Yılın belli aylarında Batı Anadolu yerleşim yerlerinin bir kısmında kitle iletişim araçlarının da geniş yer verdiği deve müsabakalarından, sivil toplum kuruluşları tarafından organize edilen festivallerden, şenliklerden, daha dar kapsamlı akademik etkinliklerden hareket çok geçmeden ilgilileri bağımsız yaşamaya, Milli Mücadele yıllarına, istiklal kahramanlarına, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, Balkanlar ile Anadolu’nun yeni bir edilmesiyle elde tutulmasına kısacası Türk milli kültürüne eriştirmektedir.

TÜRKOĞLU TÜRK YÖRÜKLER

Mahalli idareler hususunda araştırma konusunda sunumunu yapmak üzere çalıştaya iştirak eden siyasetçi araştırmacı verdiği röportajında belirttiği üzere; Türkiye'deki Yörüklük harekâtının sayılı isimlerinden biri olan 73 yaşındaki araştırmacı-yazar M. Zeki Türker 'yaptığımız şölen bir milat oldu' dedi.

Aynı zamanda Türker; "Her yerde şenlik kelimesi kullanıyordu. Bizde bir tane de Yörük şenliği biz yapalım dedik, Lille Yörük şölenini yaptık. Bu şölen bana göre bir milat oldu. Söğüt şöleninden sonra yerelde yapılan en büyük şölen bu oldu.

'Cumra Yörük Köyleri' kitabını yazdık ama Cumra'daki Yörükler için bir derneğimiz yoktu. Derneğimizi kurduk, ana tüzüğümüzü de Horasan'dan Anadolu'ya Oğuz kültürünü yaşamak ve yaşatmak, olarak belirledik. 1997'de biz Lille Yörük şölenini 20 Bin kişiyle yapınca bütün dünyada bu dikkat çekti. Fransa'daki Anadolu Araştırma Enstitüsü'nden bir öğretim üyesi geldi beni buldu, kitabımı dahi bulmuşlar. Yine İngiltere Nottingham Üniversitesi'nden bir öğretim üyesi geldi beni buldu. Bana illa 'Yörükler gerçek millet mi' dedirtmek istediler. Yörükleri başka millet çıkarıp bizi ayrıştırmaya çalışacaklardı, hepsini engelledim. Bizim Türkçeden başka dilimiz yok. Biz Türk’üz, Türkoğlu, Türk’üz ...

Çalıştay’da çok olumlu bir şekilde elimize eserler geçecek, buna inanıyorum. Bu çalışmaların kitap haline dökülmesi ve Aydın'da olmasını çok manidar buluyorum. Aydın'daki Yörükler sayesinde biz Milli Mücadele’yi kazandık. Yörüklerin hepsi barışta güvercin olurken, savaşta şahin oluyorlar" diye konuştu. (YILDIRIM, 2024)

Yörük Çalıştayı paydaşlarından İzmir Yerel Gündem Medya etkinlik konusundaki film projelerine teşekkür belgeleriyle destek verdi.

Dev Arena: Dövüş Değil Güreş (Yönetmen: Selin Arabacı, 2024), Yükseklerin Sessizliği (Yönetmen: Senem Yıldan, 2024) yapımları süreçte yer alırken Modern Yaşamda Yörükler (Yönetmen: Zehra Kale, 2025) yeni yılda tamamlandı.

Etkinliğin yayıncı paydaşları adına Türkay Dergi İmtiyaz Sahibi Av. Namık Nas konuşmasında; “Aydın’da yaşamakla, buralı olmakla, değerli âlim, sosyolog, bir Yörük Efe’si, Yörük beyefendisi Prof. Dr. Mehmet Eröz’ün, hemşehrisi olmakla ne kadar övünseniz azdır. (AYDINLILAR 2025) Yörükler konusunda çok geniş çalışmalar (ÖZGEZİCİ, 2025) yapan, 56 yaşında, çok genç yaşta hayata veda eden merhuma rahmet dileklerimle söze başlamak istiyorum. Yörük denilince ilk akla gelen konar-göçer olmaları, kışın ovada yazın yaylalarda yaşamaları, geçimlerini çoğunlukla hayvancılıkla sağlamaları, deve güreşleri, mahalli/milli kıyafetleri, yöresel yemekleri ile kendilerine has yaşantı içinde olmaları akla geliyor. Yaylalardan kışlaklara, kışlaklardan yaylalara bitmez tükenmez yürüyüşleri, bir nevi kendi dünyalarını sırtında taşımaları onların vazgeçemedikleri hayat tarzları olduğu bilinen bir gerçek. Kılık kıyafetlerinden tutun da yeme içme kültürlerine kadar kendilerine has olan özelliklerini pek de terk etmemektedirler. Çoğumuza göre güç olan bu yaşantı onlara göre olağan bir hayat tarzıdır.

Onların bu özellikleri aynı zamanda, Türkistan coğrafyasından Anadolu’ya hatta Balkanlara kadar gelen Türk topluluklarının kültür değerlerinin bir parçasıdır. Bu yaşantılarını devam ettirmeleri nedeniyle kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır. Çünkü milletimizin kültür değerlerini yüzlerce yıldan beri geleceğe taşımaktadırlar. Bazen bir giyim kuşamlarında, bazen bir kilimin deseninde, kurmuş oldukları çadırlarda, bazen yeme-içmede bu özellikleri görmek mümkün. Bunlar milletimizin kültür özellikleridir. Malumunuz Kültür; bir milletin maddi ve manevi alandaki değerler bütünüdür. Her milletin kentine has kültür değerleri vardır. Bir mimaride, bir mezar taşında, giyim-kuşamda, yemek çeşitliliğinde, somut olmayan kültür değerlerinde örf, adet gelenek ve göreneklerimizde kendini gösterir.

Kültür değerlerinin geleceğe aktarılması, bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için hayati bir önem taşır. Bu tür değerlerimizin kayıt altına alınması, zaman zaman ilmi akademik toplantılarda bugün olduğu gibi çalıştaylarda veya kitap, dergi, gazete gibi basılı ürünlere geçirilmekle olmaktadır. Böylece geçmiş ve gelecek arasında köprü kurulmakta ve kültür değerlerimiz tarihimiz geleceğe taşınmaktadır.” dedi.

Etkinliğe mesajla iştirak eden Dünya Turan Yardımlaşma Derneği Başkanı Av. İlyas Kulaksız da şu hususlara işaret etti: “Kıymetli Vatan sevdalıları, değerli katılımcılar, bizler bu çatı altında toplanarak bir kalabalık oluşturduk ama sizlerin de bildiği gibi, Her topluluk kalabalık değildir. Aslında dört tane kalabalık vardır. Manalı, Maksatlı, Anlamlı ve Fuzuli Kalabalık: Bizler ise anlamlı ve maksatlı olarak bir araya gelmiş topluluğuz. Bu da, nasip işidir. Bizler bir olmamız, diri olmamız, iri olmamız lâzım gelir.

Vatan Millet için vuran yürekleri top bile sindiremez. Sevgiyle tüm vatandaşlarımıza ulaşarak birliğimizi anlatmamız lâzım. Çünkü, buluşların anası ihtiyaçtır ihtiyaç olmasa buluşlarda olmaz. Yani demem o dur ki Gül, niye dikenli demeyeceğiz, dikenlerin arasında gülleri verdiği için, Mevlâ'ya şükür edelim diyerek sizleri tekrar selâmlıyor ve çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan niyaz ederim.”

SONUÇ

Sınırlı imkânlarla ancak samimi fedakârlıklarla akademik açıdan uzun bir hazırlığın ardından geçen yılın son ayında Aydın’da düzenlenen Yörük Çalıştayı yazılı, sesli, görsel ve internet medyasında ilgililere ciddi bir materyal bırakmıştır. Sadece açılış töreni ve basın mülakatları bile şehrin kültürel değerinden daha fazla Türk milli kültürüne bilimsel, sanatsal kapılar aralamaktadır.

Prof. Dr. Turan AKKOYUN
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi, 
Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Öğretim Üyesi

turan.akkoyun@adu.edu.tr; turan.akkoyun@hotmail.com

________________________________

KAYNAKLAR:

-AYDINLILAR (2025), “Aydınlılar Mehmet Eröz’le Ne Kadar Övünseniz Azdır”, Aydın 24, 8 Ocak.

-Dev Arena: Dövüş Değil Güreş (Yönetmen: Selin Arabacı, 2024)

-İNCEOĞLU, Mustafa (2022), Torosların Sahibi Yörükler, Paradigma Yay., Çanakkale.

-Modern Yaşamda Yörükler (Yönetmen: Zehra Kale, 2025)

-OLGUN, Ahmet (2023), Yörük Efsaneleri, Mondes Yay., Isparta.

-ÖZGEZİCİ, İbrahim (2025), “Mehmet Eröz’ün Mirası: Söke Halkının Onuru”, Söke Ekspres, 9 Ocak.

-YILDIRIM, Sena (2024), “Yörük Dünyasının Sevilen İsmi Türker Aydın’da”, Portal Aydın, 4 Aralık.

-Yükseklerin Sessizliği (Yönetmen: Senem Yıldan, 2024)


 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.