Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa..
Sözlerin ve dilin güzelliği çoğu okumuşlardan daha arif, daha ünlü aşık Veysel’e rahmet selamım olsun..
Dört yıl önce geçirdiğim göz ameliyatı ve sarı nokta hastalığım yüzünden görme oranımın %15'e düştüğü tespit edildi. Ve doktorlarca bilişim aygıtlarından uzak durmam tavsiye edildi.. Yani bundan sonra siz değerli okurlarımla bir arada bulunamayacağım, malesef..
Siyasi içerikli yazılar yazmayı hemen hemen hiç sevemedim.. Sizlerle paylaşacağım bu son yazım da siyasi olmaktan çok, demokrasi ve erdem, Ülkemizin istikrarı, istiklali ve istikbali ile ilgili..
Güzel Ülkem yine dış güçlerin o amansız ve soysuz kumpaslarıyla sarsılıyor birkaç gündür.. Kendi ayağına sıkılan kurşun görüntüsündeki olaylarla..
Bu son derece stratejik coğrafyada yaşayan aziz ulusumuzun acıları, siyasal sancıları hiç mi bitmeyecek?
Uygarlığın simgesi olan demokrasi, kardeşliğimize musallat olan iç ve dış hainlerden hiç mi kurtulamayacak?..
Bireysel ve toplumsal düzeyde demokrasi kavramı, yüreklere, kişilik ve kimliklere ne zaman, hangi yılda, hangi asırda tam olarak kazınacak?
Kitle piskolojisi, bazan tutulan sağduyu ve akıl körlüğünün bataklığında boğulup gidiyor.
Afrika’yı, Orta Doğu‘yu, Ukrayna‘yı ve tüm sömürdükleri ülkeleri satın aldıkları gibi, Türkiye’yi de satın almaya ne yazık ki çalışıyorlar yüzyıllardır.. Bir noktaya kadar bunu başarıyorlar da..
60'larda, 70'lerde, 80’lerde, 98'ler ve 2016'larda ülkemize çektikleri el enselerle ve 40 yılı aşkın terörle mücadelede kaybettiğimiz iki- üç trilyon dolarlarla yarınımızı karartmaya çalıştılar... Bu uğurda kaybettiğimiz 50 bini aşkın şehidimiz de var, içimizi yakıp kül eden..
Sağ duyulu Yurtseverler, bir haftadır demokrasi ile bağdaşmayan, ayarı kaçmış sokak gösterilerini hayret ve dehşetle geziyorlar.
ABD başkanı Trump‘ın yargılandığı yıllarda, ülkemizdeki sokak hareketlerine benzer olaylar onlarda hiç yaşanmadı.. Türkiye’de ise yaşanıyor. Küresel güçlerin tam da istediği bu..
İktidar ve muhalefetin karşılıklı zehir saçan dilleri, ülkemizin geleceğini tehdit eden en büyük tehlike.. Bu coğrafyada ilelebet payidar olmanın önünü kesen korkunç bir tehlike.. Allah ülkemizi iç ve dış düşmanlara karşı korusun gibi dileklerin, sanki yerini bulmayacağı bir tehlike..
Oysa bu ülkeyi koruyacak tek güç, demokrasiyi özümsemiş, birbirine gönül bağı ile kenetlenmiş aziz Türk Milleti'dir..
Keçecizade Fuat Paşa’nın "siz dışardan biz içerden yıkmaya çalışıyoruz ama bir türlü yıkılmıyor” demesine rağmen yıkıldı o koskoca Osmanlı İmparatorluğu..
Kolay da kurulmadı bu aziz Türkiye Cumhuriyeti!..
Bu canım Türkiye hazinesinden, gerek iktidarlar döneminde gerekse iktidarı yıkma eylemlerinde milyarlarca dolar kayıplar yaşandı.. Bugünkü kuşakları ve sonraki nesilleri yoksulluğa mahkum edecek, yabancı sermayeye muhtaç edecek düzeyde..
Siyasetçiler ve ülkeyi yönetenler demokrasi ile kucaklaşma erdemini yakalayamadıklarında, ülkeler bağımsızlık zaafı yaşarlar ya da Ukrayna gibi dış güçlerin boyunduruğuna girerler.. Yarınlarına taşıdıkları acı, hüzün, gözyaşı ve hiç dinmeyecek kederlerle..
Siyasetçiler, futbol taraftarları fanatizmine benzer bir akıl tutulmuşluğu yaşama tuzağına düşmemeliler..
Bu topraklarda yaşayan sağduyulu Yurtseverler, iktidar mensupları ve tüm siyasilere bu hakkı asla vermiyor..
Demokrasilerde provakasyon yoktur, terör yoktur; sınırsız özgürlükler de yoktur, ölçüsüz eylemler yoktur, düşmanlık yoktur, ayrışma ve fanatiklik de yoktur..
Ülkemizin istikrarlı istikbali, her şeyin üzerindedir..
Ateşle oynamayalım lütfen….
Tüm Okuyucularıma ve BURSA ARENA Ailesine selam ve sevgilerimi iletiyorum.
Kalın sağlıcakla, esenlikle, Cumhuriyetimize bağlı yurtseverlikle...
ENVER ÖZBİLEN
Sevgili Enver Ağabeyimiz; Öncelikle sağlığınız yönünden gerçekten üzgünüz, şifalar diliyor, dualar ediyoruz. İki yıldır neredeyse hiç aksatmadan her hafta o değerli yazıl... yorumun devamı.