Borsalar, FED'in enflasyonu yıllık hedef olan yüzde 2'ye indirmek gerektiğine karar vermesi durumunda ekonominin resesyona girmesine izin verebileceği şeklinde giderek artan algı nedeniyle dün kayıplar yaşadı.
S&P 500 endeksi yaklaşık 100 puan yani yüzde 2,5 oranında değer kaybetti. Dün, Kasım ayı başından bu yana S&P 500 endeksinin en büyük kaybı yaşadığı gün oldu. Bu kayıplar, FED'in bu yıl faizleri yedinci kez arttırması sonrasında geldi. FED, Çarşamba günü, faizleri 50 baz puan arttırarak yüzde 4,25 ila yüzde 4,5 aralığına yükseltme kararı almıştı.
Yatırımcıları kaygılandıran unsur, Wall Street'te, FED'in yüksek enflasyonu yenilgiye uğratmak için ne kadar ileri gidebileceğine ilişkin giderek artan kaygılar. FED'in Çarşamba günü güncellediği ekonomi öngörülerinde, faizleri bir kez daha 75 baz puan arttırarak faiz aralığını yüzde 5 ila yüzde 5,25'e yükseltmeyi ve bu oranı 2023 yılı boyunca korumayı planladığı görülüyor. Bazı gözlemcilerse ilave faiz arttırımının 50 baz puanla sınırlı kalacağı görüşünde.
Yüksek faiz oranları, tüketiciler ve şirketler için borçlanma maliyetlerinin daha da artması anlamına gelecek. Konut kredilerinden (mortgage) otomobil ve şirket kredilerine kadar birçok hizmet ve ürünün maliyeti artacak.
FED ayrıca 2023 yılına ilişkin ekonomik büyüme beklentilerini de geri çekti. Buna göre Eylül ayında yüzde 1,2 olarak öngörülen 2023 yılı ekonomik büyüme beklentisi, binde 5'e indirildi. Öte yandan işsizlik oranınınsa 2023'te, şu andaki oran olan yüzde 3,7'den yüzde 4,6'ya yükselmesi öngörülüyor.
Tüm bu öngörüler, enflasyonu dizginlemenin bedelinin ekonomik gerileme olarak yansıyacağı beklentisine yol açıyor.
Oxford Economics'ten ekonomist Ryan Sweet, FED'in verdiği mesajı şöyle açıklıyor: "Bir şeylerin belini kıracağız. Ya enflasyonun belini kıracağız ya da ekonominin."
Çok sayıda yatırımcı, enflasyon baskılarının kademeli olarak hafiflemeye başlamasıyla birlikte FED'in enflasyonla mücadelede ilerleme kaydettiği açıklaması yapması ve belki de yön değiştirerek 2023'te faizleri indirmesi olasılığı bulunduğunu düşünmeye başlamıştı.
Bu iyimser havanın oluşmasında Haziran'da yüzde 9,1 olan enflasyonun beş kez art arda gerilemesinden sonra, Kasım ayı enflasyon oranının yüzde 7,1 olarak açıklanması rol oynadı. Aylık bazlı bakıldığındaysa fiyatların sadece binde 1 oranında artması, cesaretlendirici bir gelişme olarak algılanmıştı. Çalkantılı gıda ve enerji fiyatlarının hariç tutulduğu çekirdek enflasyon ise Ekim'den Kasım'a sadece binde 2 oranında yükselmiş ve bu, 2021 yılı Ağustos ayından bu yana kaydedilen en yumuşak artış olmuştu.
Yavaşlayan ekonomi; parekande siparişlerinin artması üzerine gecikmelere ve fiyat artışlarına maruz kalan tedarik zincirleri üzerindeki baskıyı da hafifletti. Petrol fiyatlarındaki gerilemeyse benzinin fiyatının düşmesiyle sonuçlandı. Amerikan Otomobil Birliği'ne (AAA) göre dün Amerika'da bir galon (3,78 litre) kurşunsuz benzinin ortalama fiyatı 3,19 dolardı. Benzin fiyatı, Haziran ayı ortasında 5,02 dolara kadar çıkmıştı.
Ancak ilk kez 2021 yılı ilkbaharında yükselmeye başladığında enflasyon tehdidini kabul etmede ağır davranan FED Başkanı Jerome Powell, kaydedilen ilerlemelere ilişkin sinyallere temkinli yaklaşıyor.
Powell, Çarşamba günkü baskın toplantısında, "İki aylık olumlu raporlar memnunlukla karşılanıyor. Ancak dürüst olmalıyız. 12 aylık çekirdek enflasyon yüzde 6, FED'in hedefinin üç katı. İlerleme görmek güzel, ancak fiyat istikrarına geri dönmemiz için daha önümüzde uzun bir yol var" dedi.
Powell'ın önümüzdeki yılın sonunda FED'in faizleri düşürmeye başlayabileceği yönündeki umutları söndürdüğü gözleniyor. Bunun nedeni, o zaman kadar Powell'ın enflasyonun ciddi oranda düşeceği beklentisi içinde olmaması.
FED, önümüzdeki yıla ilişkin enflasyon beklentisini, Eylül ayındaki öngörüsünden yüksek tutuyor. Bu durum, FED'in enflasyona karşı verdiği mücadelenin umulan etkiyi yaratmamış olmasını hissetmesinden kaynaklanıyor olabilir.
Çok sayıda ekonomist, FED'in önümüzdeki yıla ilişkin enflasyon beklentisini yüksek tutması karşısında hazırlıksız yakalandı. FED, şu anda 3 ay öncesine göre 2023'te daha fazla faiz arttırımı, daha yavaş bir ekonomi ve daha yüksek işsizlik oranı öngörüyor.
Tüm bu unsurlar genellikle enflasyonun dizginlenmesini sağlıyor. Ancak FED yetkilileri, 2023 sonunda enflasyonun yüzde 3,1 olacağını öngörüyor. Oysa bu öngörü, Eylül ayında yüzde 2,8'di. Bu oranın FED'in hedef enflasyon oranı olan yüzde 2'nin üzerinde olması, faiz indirimlerine başlamak için henüz erken olduğu hissi yaratıyor.
Yükselen resesyon korkusunun tek kaynağı ise FED değildi. Avrupa Merkez Bankası da piyasaların beklentilerinin üzerinde faiz arttırımına gideceğinin sinyalini verdi. Bu sinyal, Avrupa'da da ekonomik gerileme olasılığını arttırdı.
ABD hükümeti, dün, Amerikalı tüketicilerin Kasım ayında perakende alışverişlerini azalttığına ilişkin bir rapor yayımladı. Bu bulgular, Noel alışveriş sezonunun ortasında gelen ve memnuniyetsizlik yaratan bir haber oldu. New York ve Philadelphia Merkez Bankaları ayrıca kendi bölgelerinde imalatın gerilediğine ilişkin raporlar sundu.
Dün işsizlik yardımı başvurusunda bulunan Amerikalılar'ın sayısında azalma olduğunu gösteren müjdeli haberin de olumsuz bir yönü vardı: Güçlü ve dirençli bir istihdam piyasası, maaşlar ve enflasyon üzerinde yukarı gidişli baskıyı sürdürüyor.
FED, özellikle restoran, otel, sivil hava taşımacılığı ve eğlence yerleri gibi emek yoğunluğunun yüksek olduğu hizmet sektöründe yaşanacak eleman sıkıntısının, maaş artışının devam etmesine yol açmasından ve enflasyonu dizginlemeyi zorlaştırmasından endişe ediyor.
- Associated Press
- VOA Türkçe