Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidar partisi Suriyeli mültecilerin, sadece güvenli ve gönüllü bir şekilde ayrılmaları gerektiğinde ısrarcı.
İstanbul şehir merkezindeki E5 Caddesi üzerinde, eski Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafının yer aldığı afiş, kalın harflerle yazılmış meşhur ‘Suriyeliler gidecek’ sözleriyle hâlâ duruyor. Bu afiş, Suriyeli mülteciler meselesinin, konuşmalarının bazılarında ‘Avrupa Birliği'nin (AB) Türkiye'ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde’ Avrupa ülkelerini sınırları mültecilere açmakla tehdit eden Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Partisi) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı yenmek için muhalefet tarafından kullanılan en güçlü kart olduğu geçtiğimiz yıl mayıs ayında yapılan seçim kampanyasından kalma.
Türkiye’deki muhalefete dönecek olursak, ülkedeki 13 milyon Suriyeli mültecinin varlığının enflasyonun ve liranın yabancı para birimleri karşısında değer kaybetmesinin ana nedeni olduğunu savundu. Bu 13 milyon rakamı, Türkiye'deki mülteci sayısının 3,1 milyonu geçmediğini teyit eden Birleşmiş Milletler (BM) ve İçişleri Bakanlığı rakamlarıyla taban tabana zıt.
Mülteci laneti
Şarku'l Avsat'tan İsmail Derviş'in Independent Arabia'dan aktardığı habere göre Suriyeli genç Halid (21), “Halep'ten 11 yaşındayken ayrıldım. Türkçe'yi iyi derecede öğrendim. Arapça ana dilim olsa da mültecilerin laneti peşimi bırakmadı. Geçici ikamet kartı benim için her zaman bir endişe kaynağı oldu. İstanbul'da Suriye’deki herhangi bir şehirden çok daha iyi yaşam koşullarına sahip olduğumu biliyorum, ancak yüksek sesle Arapça konuşabileceğim şehrime döneceğim. Çünkü bunu bir Türk şehrinde yapamadım” ifadelerini kullandı.
Türk genci Berat Ahmetoğlu (19), ailesinin İstanbul'un Ataşehir ilçesinde bir aparmanda oturduğunu, 2012 yılında yabancı bir ailenin gelip yan daireye yerleştiğini ve zamanla Suriyeli mülteci olduklarını öğrenip arkadaş olduklarını anlattı. Ahmetoğlu, “Suriyeli komşularımızla birlikte büyüdük. Bugün onların gitmesini hayal dahi edemiyorum. Türk arkadaşlarımdan daha çok Suriyeli arkadaşım var. Keşke politikacıların yerinde olsaydım da gitmelerine izin vermeseydim” şeklinde konuştu.
Türkiye’de Ahmetoğlu gibi düşünenler sadece sınırlı bir kesimi oluşturuyor. Türk halkının yarısından fazlası, başta kültürel farklılıklar ve Türkiye'deki yaşam koşullarının kötüleşmesi olmak üzere çeşitli nedenlerle Suriyelilerin bir an önce ülkeyi terk etmesinden yana ve Türklerin büyük bir kısmı bu konuda Suriyelileri suçluyor.
Mülteciler ve yerleşikler arasında fark yok
Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde doğan Suriyeli genç Ahmed Kaddur, dört yıl önce İstanbul'da bir üniversitede eğitimini tamamlamak için Türkiye'ye geldi. Kaddur, Türklerin çoğunun Suriyeliler arasında ayrım yapmadığını, eğer kendinize Suriyeli diyorsanız, ister yasal olarak ikamet eden ve size ödenmesi gereken tüm harçları ödeyen bir öğrenci olun, ister mülteci, toplumda üçüncü ya da dördüncü sınıf olarak görüldüklerini söyledi. Hatta Kaddur’a göre mesele Suriyelilerin de ötesine geçmiş durumda. Bazı Arap turistler ya da diğer Arap ülkelerinden vatandaşlar da bir tür tacize maruz kalıyor.
Kaddur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bana gelince, son birkaç gündür Suriye'de yaşananları tamamen destekliyorum. Suriyelilerin gönüllü ve güvenli bir şekilde geri dönmelerini destekliyorum. Bu iki faktörün (güvenlik ve gönüllülük) sağlanmasının kolay olduğuna inanıyorum. Çünkü medyada gördüğüm kadarıyla Suriye'yi kontrol eden silahlı gruplar insanları mağdur etmiyor.”
İstanbul'da yaşayan ve Humus'un el-Va’ir mahallesinden olan 50’li yaşlardaki Suriyeli mülteci Ebu Alaa, geri dönmek için muhalif grupların Humus'un kontrolünü ele geçirmesini beklemedi, aksine grupların Hama'ya ulaşmasıyla harekete geçti ve cuma akşamı Ebu el-Fida ilçesine gitti. Şimdi Humus'a gitmeyi bekleyen Ebu Alaa, “Bunu hayal bile edemezdim, çok yaşlıyım, şu anda 56 yaşındayım, Türkiye'ye yedi yıl önce geldim. Ama kendimi 70 yaşında hissediyorum, daha fazla bekleyemem, evime geri dönmek istiyorum, eskiden Humus'ta ünlü bir tekstil tüccarıydım, umarım şehrim tekrar güvenli bir yer haline gelir. El-Va’ir mahallesindeki dükkanımı yeniden açabilirim” diye konuştu.
Resmi tutum: Güvenli ve gönüllü bir şekilde geri dönüşü teşvik ediyoruz, ancak dayatmıyoruz
AK Parti üyesi Aydın Ağaoğlu, yaptığı özel açıklamada, ülkesinin Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesini desteklediğini, ancak mültecilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde dönmeleri gerektiğini, kimseye geri dönmeleri için baskı yapmayacaklarını söyledi. Türkiye’nin tüm mazlumlara kapılarını açtığını vurgulayan Ağaoğlu, “Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e elimizi uzattık. Başlıca hedeflerden biri mültecilerin geri dönüşü ve terörle mücadele için güvenli bir ortamın oluşturulmasıydı. Ancak Şam hükümeti buna yanıt vermedi. Dolayısıyla bugün yaşananların tüm sorumluluğu Şam hükümetine aittir” ifadelerini kullandı.
Ağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımız dün (pazar günü) Suriyeli muhalif güçlerin Şam'a doğru ilerlediğini ve herhangi bir sorunla karşılaşmamalarını umduklarını söyledi. Biz de Katar'ın başkenti Doha'da Astana Süreci’nin garantör ülkeleri arasındaki görüşmelere katıldık. Taleplerimiz açık; Suriye meselesine siyasi bir çözüm bulunmasını, mültecilerin onurlu bir şekilde geri dönmesini ve terör örgütleriyle mücadele edilmesini istiyoruz.”
Vatandaşlık verilenler geri dönmeyi istemiyor
Öte yandan Türk vatandaşlığı alan Suriye uyruklu Uveyes (35), Suriye rejimi düşse bile Suriye'ye dönmeyi reddediyor. Yaklaşık 10 yıldır Türkiye'de yaşadığını söyleyen Uveys, “Türk vatandaşlığı aldım, çünkü tüccarım. İthalat ve ihracat yapıyorum. Düzenli olarak Körfez ülkelerini ziyaret ediyorum. Benim için Suriye'de bir gelecek yok. Ne ben ne de ailem geri dönmeyi düşünmüyoruz. Türkiye bize yıllarca baktı ve çok şey verdi. Bugün Suriye'ye geri dönebiliriz ama Türkiye'den ayrılmayacağız” diye konuştu.
Uveys, şöyle devam etti:
“Belirtmem gereken bir başka husus daha var. Şu anda kontrolü elinde bulunduran gruplardan bazıları radikal gruplar ve şimdiye kadar net bir siyasi proje ortaya koyulmadı. Geri dönmeyi düşünen her kim olursa olsun, yeni bölgelerdeki ya da grupların ifadesiyle ‘yeni Suriye'deki güvenlik durumu da dahil olmak üzere çeşitli kriterlere bakmalı. Şam hükümeti gibi bu grupların terörist olduğunu söylemek istemiyorum ama demek istediğim şu ki, Suriye devriminin amacı sivil ve demokratik bir devlet kurmaktı. Rejim düştü diye bu gerçekleşecek mi? Bunu kimse bilmiyor.”
Turist olarak geri geleceğim
Halep'ten gelen ve Gaziantep’te yaşayan Suriyeli genç kadın Sara (27), yakında Halep şehrine dönmeye hazırlandığını söyledi. Türkiye'de önemli bir deneyim yaşadıklarını ve uzun süren mülteciliğin olumsuzluklarına rağmen göz ardı edilemeyecek olumlu yönleri de olduğunu belirten Sara, “Türkiye'ye 10 yıl önce geldim. Gaziantep Devlet Üniversitesi'nde eğitimime devam ettim. Yaklaşık 90 milyon insanın konuştuğu yeni bir dil öğrendim ve yeni bir kültür edindim. Gaziantep Halep'e çok benzese de bazı geleneklerde ve göreneklerde belirgin farklılıklar söz konusu. Yakında Suriye'ye döneceğim ve bir gün Türkiye'ye turist olarak gelmeyi umuyorum” diye konuştu.
Suriye'deki son gelişmelerin sonucu ne olursa olsun, gözlemciler kabul edilmesi gereken yeni bir gerçeklik olduğunu düşünüyor. Milyonlarca mültecinin geri dönüşüne olanak sağlayan yeni bir coğrafya var. Ancak en çok, Türkiye'deki Suriyeli mülteciler belli bir yaşam tarzına alıştıkları için Suriye'ye geri dönecekler mi? sorusu öne çıkıyor. Suriye hala askeri operasyonlara sahne oluyor. Gelişmeler hızlandıkça bir sonraki gün ne olacağı kestirilemiyor.
Gözlemciler Türkiye'deki Suriyelilerin dört gruba ayrıldığını, başta sayıları 200 binin üzerinde olduğu tahmin edilen Türk vatandaşlığı alanların geldiğini ve bunların büyük çoğunluğunun ülkelerini ziyaret etmek dışında Suriye'ye dönmeyeceklerini düşünüyorlar. Ancak gözlemcilere göre yaşları ilerlemiş olan Suriyeliler, orada yaşadıkları ve büyüdükleri için Suriye'ye dönmeyi ve yerleşmeyi tercih edebilirler.
İkinci sırada kayıt dışı mülteciler yani geçici koruma kartına sahip olmayanlar geliyor. Sayılarının yüz binlerle ifade edildiği tahmin edilen bu kişiler, son üç yıl içinde Türkiye'ye yasadışı yollardan girdiler. Büyük çoğunluğu koşullar elverdiğinde hemen geri dönecekler. Üçüncü sırada mülteci olmayan Suriyeliler geliyor. Çoğunluğu Türkiye'de maddi ve sosyal açıdan iyi durumda olanlar geliyor. Bir kısmı ya Türkiye’de kalacak ya da başka Arap ülkelerine gidecek. Bir kısmı ise Suriye'ye dönmeyi düşünebilir.
Son olarak Türkiye’de büyük çoğunluğu İstanbul'da olmak üzere 3 milyondan fazla yasal mülteci bulunuyor. Gözlemcilere göre Suriye'deki güvenlik durumu iyileşirse bunların yarısından fazlasının geri dönmesi bekleniyor. Suriye’deki ekonomik durum iyileşirse de bunların çoğunun geri döneceği tahmin ediliyor.