Önce inancı dinamikleriyle ele alalım.

İnancın psikolojik dinamikleri, bireyin bir şeye inanma eğilimini ve inancın nasıl şekillendiğini anlamaya odaklanır. Bu süreç, bilişsel, duygusal ve sosyal faktörlerin bir araya gelmesiyle oluşur.

  1. Bilişsel Dinamikler: İnanç, bireyin gerçeklik algısını şekillendiren zihinsel süreçlerle ilişkilidir. İnsanlar çevrelerindeki dünyayı anlamlandırmak için inanç sistemleri geliştirirler. Belirsizlikle başa çıkmak, karmaşık sorulara yanıt bulmak ya da geleceği tahmin etmek için inançlara yönelirler.
  2. Duygusal Dinamikler: İnançlar genellikle kişinin duygusal ihtiyaçlarını karşılar. Güvende hissetme, anlam bulma, aidiyet hissetme gibi duygusal tatminler sağlar. Özellikle stres, kaygı ya da kriz dönemlerinde, inançlar kişinin psikolojik dayanıklılığını artırabilir.
  3. Sosyal Dinamikler: İnançlar, sosyal çevre tarafından büyük ölçüde şekillenir. Aile, arkadaşlar, kültür ve topluluk bireyin inanç sistemlerini etkiler. Toplum içindeki normlar, bireyin hangi inançları kabul edeceği ya da reddedeceği konusunda yönlendirici olabilir.
  4. Davranışsal Dinamikler: İnançlar, kişinin davranışlarını ve kararlarını yönlendiren bir güçtür. Bireyin değer yargılarına dayalı seçimler yapmasına ve hayatını buna göre yönlendirmesine yardımcı olur.

Sonuç olarak, inanç psikolojik açıdan bireyin hem içsel hem de sosyal ihtiyaçlarını karşılayan ve hayatı anlamlandırmasına yardımcı olan önemli bir unsurdur.

Siyaset ve lidere biat etme, insan psikolojisinin sosyal ve kültürel dinamikleriyle iç içe geçen karmaşık süreçlerdir. Bu dinamikler, bireylerin neden belirli liderlere ya da siyasi sistemlere bağlılık gösterdiklerini anlamaya yardımcı olur. Siyasetin ve lidere biatın psikolojik dinamikleri şöyle özetlenebilir.

1. Güç ve Otorite İhtiyacı

  • Güvenlik ve istikrar arayışı: İnsanlar belirsiz ve kaotik durumlarda kendilerini güvende hissetmek için güçlü bir otorite figürüne yönelme eğilimindedir. Lider, bu bağlamda bir düzen, güvenlik ve istikrar kaynağı olarak algılanır.
  • Otoriteye itaat: Toplumlar genellikle hiyerarşik yapıdadır ve insanlar otoriteye itaat etmeye eğilimlidir. Bu itaat, bazen sosyal öğrenme, bazen de kültürel normlar yoluyla pekişir.

2. Grup Aidiyeti ve Kimlik

  • Grup dinamikleri: Bireyler sosyal gruplara ait olma ve kendilerini belirli bir kimlikle tanımlama ihtiyacı hissederler. Siyasi lider, grubun simgesi haline gelir ve bu lider etrafında şekillenen grup kimliği, bireylerin aidiyet duygusunu güçlendirir.
  • Biz ve onlar ayrımı: Siyasi lidere bağlılık genellikle "biz" (grup) ve "onlar" (dış grup) ayrımını güçlendirir. Bu ayrım, grup üyeleri arasında dayanışmayı artırırken, dış gruba karşı düşmanlık ya da önyargı yaratabilir.

3. Karizma ve Liderin Psikolojik Çekiciliği

  • Karizmatik liderlik: Bazı liderler, karizmatik özellikleri sayesinde kitleleri etkileyebilir. Bu liderler, kişisel çekicilik, güçlü vizyon ve güven verici davranışlarıyla takipçilerinin sadakatini kazanır. Karizmatik liderler genellikle halkın duygusal ihtiyaçlarına hitap eder ve umut, gurur ya da korku gibi güçlü duygular uyandırırlar.
  • Liderle özdeşleşme: Takipçiler, liderde kendi değerlerini, arzularını ve hedeflerini yansıtan bir figür görürler. Bu özdeşleşme, lidere olan bağlılığı derinleştirir.

4. Manipülasyon ve Propaganda

  • Bilgi kontrolü: Siyasi liderler ve rejimler, bilgi akışını kontrol ederek kitleleri manipüle edebilir. Propaganda, yanlış ya da çarpıtılmış bilgi yayarak liderin imajını güçlendirebilir.
  • Sosyal baskı: Biat, sosyal normlar ve toplumsal baskılarla da pekiştirilebilir. Birey, çevresindeki insanların da lideri desteklediğini gördükçe, kendisi de bu desteğe katılma eğilimi gösterir.

5. Korku ve Tehdit Algısı

  • Korku politikası: Siyasi liderler bazen dış tehditler, ekonomik krizler ya da iç düşmanlar gibi korkular yaratarak kendi otoritelerini meşrulaştırırlar. Tehdit altında hisseden bireyler, kendilerini koruyacak güçlü bir lidere daha fazla güvenme eğilimindedir.
  • Günah keçisi bulma: Kriz durumlarında liderler, toplumu birleştirmek ve kendilerine olan desteği artırmak için dış ya da iç düşmanlar yaratabilir.

6. Toplumsal Normlar ve Kültürel Beklentiler

  • Kültürel faktörler: Bazı kültürlerde otoriteye biat ve hiyerarşik yapı daha güçlüdür. Bu tür toplumlarda bireylerin liderlerine bağlılık göstermeleri bir norm haline gelmiştir.
  • Geleneksel liderlik algısı: Geçmişten gelen gelenekler, liderliğe ve otoriteye saygı gösterilmesini meşrulaştırabilir. Bu kültürel miras, liderin yetkisini daha kabul edilebilir hale getirir.

Siyaset ve lidere biat etme, inanç başta olmak üzere hem bireysel hem de toplumsal dinamiklerin kesiştiği bir süreçtir.

Bir siyasi lider, “Bu can bu bedende, bu fakir bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsınız.” dediğinde de yandaşları (müridleri) tarafından alkışlandı, bahsettiği kişiyi verirken de… Bir diğeri terörist başına yakın zamana kadar lanetler okuyup muhalefete onunla iş birliği suçlaması yaparken de “bilge lider” diye yüceltildi, aynı katili meclise sokmaya çalışırken de… Hatta zamanında İsmet İnönü’nün “asker kaçağı” olduğuna inananlar da bu “kesin inançlı” -ne yazık ki- çoğunluktu.

Dolayısıyla siyasallaşan din, dinleşen siyaset mankurt yetiştirmekten öteye gitmedi, gitmiyor.

Yani, tarikat ve cemaatler de bireyi ve iradesini ipotek altına alıyor, biat edilen liderler ve partileri de…

Bu gerçeklikte soru şu:

Bunlardan nasıl kurtulacağız?

Dahası…

Cevabı 29 Ekim 1923’te vermemiş miydik?

Haftanın Notu:

Her devrim, zihniyette başlar.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.