Cumhurbaşkanı giderek yumuşuyor. O eski sert ve keskin söylemlerinden vazgeçmiş değil ama, ayağını gazdan kontrollü çekiyor gibi. Birileri mi faydalı gördü yoksa kendi kararı mı bilemem... Ama dikkatle izler ve gözlemlerseniz, bu hafiften değişikliği kolayca farkedersiniz.

Bayram tatilini Marmaris Okluk'taki Cumhurbaşkanlığı kampüsünde geçirdi. Bayram ve Cuma namazını köy camiinde vatandaşlarla kıldı. Hepsiyle ayrı ayrı bayramlaştı, selamlaştı, konuştu. Sonuçta kendisini ziyaret etmek isteyenleri Okluk'a davet etti. Ben yoktum, kendisiyle tokalaşıp konuşanlardan izlenimlerini öğrendim. Genelde çoğu memnundu ve televizyonlardan görüp tanıdıkları Cumhurbaşkanı'ndan çok farklı, çok mütevazi ve sevecen bir kişilikle karşılaştıklarını söylediler. Karacasöğüt köylülerinden ve Söğütkent sitesi sakinlerinden oluşan 30-35 kişilik bir grup gitti ziyaretine. İçlerinde karşıt görüşlüler, keskin bildiğimiz CHP'li gençler, köyde kesilen ağaçlara ve yol için yapılan istimlaklere kızgın gibi görünen köylüler, işadamları, emekli bürokratlar filan vardı. Ama sonuçta hepsi, üzerlerine yumoş dökülmüş gibi indirmişler yelkenleri, sevmişler Cumhurbaşkanını, çıkışta lehinde konuşuyorlardı.

Oysa 15 gün evvel aynı köylüler ve ziyaretçiler verip veriştiriyorlardı köyde yapılanlara. Kesilen ağaçlara kızıyorlar, arıcılığın öleceğini söylüyorlar, yolların yapımı sırasında uğradıkları zorluklardan, 2 yıla yakın süren inşaatlardan, çimento ve kum kamyonlarından yakınıyorlardı. Ama şimdi çoğu, olanları ve yaşadıkları sıkıntıları unutmuş, Cumhurbaşkanı ile tanışmanın tadını çıkarıyorlardı. Ziyarete katılanlardan bir kısmını dinledim. Birkaçı hariç, Cumhurbaşkanının çoğunu iyice etkilemiş olduğu kanaatına vardım. Aziz milletimiz böyledir işte. Arkasından atıp tuttuğu, asıp kestiği kişiyle yüzyüze geldi mi, hele bir de iltifatına mazhar oldu mu, kesilmiş süte döner.

Aslında iyi ilişkiler faydalıdır. Cumhurbaşkanının yeni komşularıyla tanışması ve sohbeti, köyün taleplerinin kendisine iletilmesi, yıllardır çözüm bekleyen işlerin kolayca çözümünü sağlar. Nitekim taleplerin çoğunu özel kalem görevlisi Hasan beye not ettirmiş, bunların takibini ve sonuçlarından kendisinin haberdar edilmesini istemiş.

Karacasöğüt sakinleri Cumhurbaşkanlığı kampüsünü çok beğenmişler, öyle abartıldığı gibi büyük olmadığını, 400 odalı bir binaya rastlamadıklarını, köşklerin bulunduğu bölüme alınmadıklarını, zaten oraya ayrı bir kapıdan geçildiğini söylediler. Kabuller için ayrı bir bölüm yapıldığını, Cumhurbaşkanının kendilerini bu bölümde kabul ettiğini, ne içeceklerini sorduğunda kola ve fanta isteyenlere, "Bizde böyle şeyler bulunmaz. Yerli ve milli içeceklerimiz var. Ayran, portakal suyu, vişne suyu, soda, limonatamız mevcut. Burada yapıyoruz" demiş. Çay, kahve yerine soğuk içecekler ikram edilmiş konuklara..

Görevlilerin içinde türbanlı kimse yokmuş. Siyah elbiseli sarışın, saçını yandan ayırmış bir hanım görevli, tahminlere göre protokol işlerine bakıyormuş. Diğer görevliler hayli genç ve modern giyimli memurlarmış. Hal hatır faslından sonra Cumhurbaşkanı, köyün ihtiyaçlarını ve köylülerin isteklerini sormuş. Doğru dürüst çalışmayan sağlık ocağının verimli çalışmasını, buraya devamlı bir doktor ve hemşire tayin edilmesini, ambulans verilmesini, sağlık cihazlarıyla donatılmasını istemiş Karacasöğüt'lüler. Ayrıca sahilde oturacakları bir park, düğün salonu, muhtarlık binası talebinde bulunmuşlar. Bu arada köy çöplerinin devamlı toplanmamasından şikayet etmişler. Dikkatle dinlemiş Cumhurbaşkanı, istekleri not ettirmiş ve Muğla'nın başarılı Valisi Esengül hanımı işaret ederek, "Valimiz haklı ve faydalı istekleri sonuçlandırır, merak etmeyin" demiş. Düğün salonu isteğine gülmüş Cumhurbaşkanı, yılda dört-beş düğün yapıldığını öğrenince de "insaf" demiş, "4-5 düğün için salon yapmak israftır" şeklinde konuşmuş.

Köylüler, imar affının bir yıl daha uzatılmasını, 2018 sonuna kadar yapılan evlerin de af kapsamına alınmasını istemişler. Bunun üzerine şöyle konuşmuş Cumhurbaşkanı...
- Şimdiye kadar 440 bin müracaat yapılmış. Biz 5-6 milyon bekliyorduk. Gerçi halkımız son dakikacıdır. Ekim sonuna kadar artar talepler. Ama beklediğimiz rakamı bulamazsak, belki bir fırsat daha verebiliriz. Ancak bunu iyi araştırmamız, zararının ve faydasının üzerinde iyi durmamız lazım. Tarım arazisine yapılan evlerle dere içlerine ve yollarına yapılan binaları yıkmak gerek. Örneğin sizin camii de dere yolunun üzerinde. Onu yıkıp, yenisini tepeye bir yere yapacağız. Dere içlerindeki evleri sel basınca "nerede bu devlet" diye bağırıyorlar. Devlet burada, senin dere içinde ne işin var?

Kimse itiraz etmemiş, "Camimiz yeni ve çok sağlamdır. O dereden camiye zarar gelmez. Cami yerine okul yapalım Sayın Cumhurbaşkanım" diyen olmamış. Köyün genç bir kızı, Cumhurbaşkanına Karacasöğüt'ün meşhur çam balını "Çok şifalıdır. Mide hastalıkları için birebirdir" diyerek hediye etmiş. Mideden sıkıntısı olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı, teşekkür ederek balı aldıktan sonra "Telefonunu görevlilere ver. Faydasını görünce tekrar isteriz" demiş. Bir başka genç kız da, ''siz gelince koyu kapatıyorlar. Tekneler gelemiyor, babamın lokantası iflas edecek" diye yakınmış. Cumhurbaşkanı, "haberim yok, inceleteceğim, merak etme" cevabını vermiş.

Köyün gençlerinden biri, Gökova'daki beş yıllık balık avlama yasağının yanlış uygulandığını, görevlilerin trol ve trataları kontrol edeceklerine vatandaşın olta ile avladığı balıkları engellediğini, sepetleri topladığını söylemiş, önlem alınmasını istemiş. Cumhurbaşkanı Vali hanıma dönerek "bu konuyla meşgul olun" demiş. Aslında beş yıllık yasaklama kararının, Gökova'da balık miktarını arttırdığı bir gerçek. Ama amatör denizcilere kök söktürdüğü, olta ve sırtı ile balık avlayanları mağdur ettiği de biliniyor. Doğrusu bir sepete izin vermek, olta ve sırtı ile balık yakalamayı serbest bırakmak, denizin dibini tarayan avlanma metodlarına kesinlikle engel olmaktır.

Bir başka Karacasöğüt köyü sakini de, sığla ve çam ağaçlarının kesilmesinden, inşaatın çok uzun sürmesinden, fazla koruma ve güvenlik önlemlerinin köyü tedirgin etmesinden bahsedince, Cumhurbaşkanı'ndan şu cevabı almış...
-Kestiğimizden çok ağaç diktik. Açılan ormanlık yüksekliklerden yollara taş ve kaya dökülmemesi için çelik halatlar döşeyeceğiz. Binalar ve bahçe peyzajı çok güzel oldu. Büyüklüğünü tartışıyorlar. Burada Putin'i , diğer devlet başkanlarını ve protokolü ağırlayacağız...

İstanbul Finans Merkezinin yarıda kaldığını hatırlatan bir işadamına da Cumhurbaşkanı şu bilgileri vermiş:
-Orası devam edecek. Öncelikle ele alacağımız bir iştir. İnşaatlar yakında başlar. Bu proje süratle bitirilecek ve finans merkezi yakın bir tarihte devreye girecek. Kimse merak etmesin. Biz söz verdiğimizi yaparız.''

Ziyaret Cumhurbaşkanının konuklara verdiği hediyelerden sonra tamamlanmış. Hediyelerin neler olduğunu bilemiyorum. Ama erkeklere verdiği imzalı kravatları gördüm.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.