Gelir dağılımı eşitsizliği, birey ve ülkelerin ufkunu karartan, kapitalist düzenin en ağır acımasızlığı ve vicdansızlığıdır..
Zenginin daha çok zengin olduğu, varlıklının yoksulun dert ve gözyaşını umursamadığı, fırsatçı ve kapkaççı bir düzen..
İçecek suyunu Afrika'nın çöl çamurlarında arayanları, savaş nedeniyle üç yıldır Yemen’de beş yaşın altında 85 bin, Filistin'de 25 binden fazlası çocuk gerisi kadın 40 bin sivilin öldürüldüğünü yalnızca seyrediyor insanoğlu..
Bu faciaları göz yaşlarıyla umursayan güzel yürekli insanların varlığı, her 10 dakikada yok olan türler gibi giderek tükeniyor ne yazık ki..
Çocuk, kadın, yaşlı, savunmasız sivillerin katliamları hızla artış gösterirken bunu önleyecek güçler, uygarlığın izbe deliklerinde saklanmayı tercih ediyorlar, hatta bu katliamları teşvik ediyorlar..
Ezilenin daha çok ezildiği, sömürülenin iliklerine kadar soyulduğu bir sistem bu hunhar kapitalist düzen..
Üst düzey bilgiye dayalı üretim ivmesini yakalayamayan ülkeler, bu acımasız düzenin dişlileri arasında hırpalanıp, ufalanıp ezilmekteler..
Bilgi ve teknolojiye dayalı sistemleştirilmiş bir ekonomik yapınız yoksa bu ızdırap hep böyle devam edip gider..
Ağa babalar hariç toplumun büyük kesimi ve evlatlarının sürekli yoksullaştığı ve sayısız dertlerle boğuştuğu bu düzen, hoyrat kapitalizmin bir sonucudur..
Yeraltı ve yer üstü kaynaklarınız yoksa veya yetersiz ise, sağlam bir adalet ve vergi sisteminiz de bulunmuyorsa uçurumlara yuvarlanma eşiğine gelirsiniz..
Tek çözüm çılgınca üretim ve tüm kesimlerin gelir skalasını adil noktaya getirmektir..
Bu hunhar kapitalist düzeni sosyalist motiflerle sempatikleştirmeye çalışan ülkeler de var..
Sömürülen kaynakları ile siyasi ve sosyal yapılarına pranga vurulan ülkelerde, bıçağın kemiğe dayandığı nokta aşılmıştır..
Çözüm Mehmet Şimşek’in aldığı yasaklayıcı önlemlerle bile sağlanamayabilir.. Şimdiden elini kolunu bağlamaya çalışan kişi ve kuruluşlar var..
Bilgiye dayalı elit toplumların kendini kurtardığı bu kapitalist düzen, ayağını yorganına göre uzatmayan toplumların ve devletlerin ümüğüne çökmüştür...
Refah düzeyi giderek azalmakta olan toplumumuzda, kışkırtma görevini üstlenmek yerine, kemer sıkmanın son deliğini kullanma yönüne gidelim gerekirse.. Ama tabandan tepeye adil bir uygulamayla.. Ve hep birlikte nimet ve mihnetleri göğüsleyerek..
O zaman en üst kademeden, alın teri döken en küçük emekçiye kadar herkesin vergi vermelerini savunan bir eylemle işe başlıyalım. Vergi kaçıranların cenneti olmaktan çıktığımız ve bilgiye dayalı tarım ve sanayi üretimimizi üst düzeye çıkardığımız gün ancak kurtuluruz..
Kaynak kıtlıklarımız varsa almadan vermek işin esasına ve ruhuna aykırıdır..
Günümüzdeki gibi göz boyayıcı, popülist politikalarla hiçbir sorun çözülemez..
Bilime dayalı, çağdaş ve adaleti gözeten, ekonomik, siyasi ve sosyal politikalarınız olmadıkça..
Sağlık ve esenlik dileklerimle..