Bugün O’nu anıyoruz.
Büyük Önderimizi.
Aramızdan ayrılışının 86. Yıldönümünde Mustafa Kemal Atatürk’ü.
10 Kasım 1938, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün aramızdan ayrıldığı gün.
Bana göre, 10 Kasım yas günü değil, Atatürk'ün eserlerine ve mirasına sahip çıkma günüdür.
Atatürk’ün düşünceleri, değerleri ve reformları bu vesileyle her 10 Kasım’da daha derin bir anlayışla hatırlanıyor ve yeniden yaşatılıyor.
Böylece, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel dayanağı olan Atatürk'ün mirası, gelecek nesillere aktarıldıkça, Cumhuriyet’in değerleri ve ilkeleri de kalıcı hale geliyor.
Yani, her 10 Kasım’larda ona duyulan saygı, sadece geçmişe değil, aynı zamanda Türkiye'nin aydınlık geleceğine duyulan bir bağlılığı ifade ediyor.
(Her ne kadar, ara tatil nedeniyle okullarımızda Atatürk Haftası boyunca törenler düzenlenmesi mümkün olmasa da, O’nu sevenler ve ilkelerini rehber edinenler olarak, vesileler yaratıp anmayı sürdüreceğiz.)
NELER YAPTI ?
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN KURULMASI: 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkarak başlattığı Kurtuluş Savaşı, 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla yeni bir aşamaya girdi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte saltanat sona erdi ve Türkiye modern bir ulus-devlete dönüştü.
Büyük önder, 1 Mart 1924 tarihinde, Meclis’in ikinci dönem birinci toplantı yılını açarken yaptığı konuşmada, kararlılığını ve hedefini şöyle ortaya koymuştu.
“Ulusun isteklerine ve gereksinmelerine uyarak, adliyemizde her türlü eski etkiden korkusuzca silkinmekten ve hızlı ilerlemelere atılmaktan geri kalmamak zorundayız. Medeni hukukta, aile hukukunda, yürüyeceğimiz yol ancak uygarlık yolu olacaktır. Hukukta işi oluruna bırakmak, eski masalımsı göreneklere bağlı kalmak, ulusları uyanmaktan alıkoyan en ağır kâbustur. Türk milleti üzerine kâbus çökmesine izin veremez”
EĞİTİM REFORMLARI: Harf Devrimi (1928) ile Latin alfabesi kabul edilerek okuryazarlık oranı artırıldı. Ayrıca, Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile medreseler kapatıldı ve eğitim sistemi laikleştirildi.
KADIN HAKLARI: 1930 yılında kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı verildi, 1934’te ise milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanındı. Kadın hakları konusunda yaptığı reformlar, Türkiye'yi dönemin pek çok ülkesinin önüne geçirdi.
DİL DEVRİMİ: Türk Dil Kurumu'nun kuruluşuyla birlikte Türkçe sadeleştirilerek halkın anlayabileceği bir seviyeye getirildi. Osmanlıca ve Arapça terimlerin yerine Türkçe karşılıkları önerildi.
KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ:
Azmi ve Kararlılığı: 1919'dan itibaren bağımsızlık mücadelesi verdiği süreçte, yılmadan hedeflerine ulaşma konusundaki kararlılığı, onun en belirgin özelliklerinden birini oluşturuyordu.
“Bazı arkadaşların yoksulluk içinde bu büyük dâvanın başarılamayacağını zannederek, memleketlerine dönmek arzusunda olduklarını duydum. Arkadaşlar! Ben sizleri bu millî dâvaya silâh zoruyla davet etmedim, görüyorsunuz ki sizi burada tutmak için de silâhım yoktur. Dilediğiniz gibi memleketlerinize dönebilirsiniz. Fakat şunu biliniz ki, bütün arkadaşlarım beni yalnız bırakıp gitseler, ben bu Meclis-i Âli'de tek başıma kalsam da, mücadeleye ahdettim. Düşman adım adım her tarafı işgal ederek Ankara'ya kadar gelecek olursa, ben bir elime silâhımı, bir elime de Türk bayrağını alıp Elma Dağı'na çıkacağım. Burada tek başıma son kurşunuma kadar düşmanla çarpışacağım. Sonra da bu mukaddes bayrağı göğsüme sarıp şehit olacağım. Bu bayrak kanımı sindire sindire emerken, ben de milletim uğruna hayata veda edeceğim. Huzurunuzda buna and içiyorum.”
Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim
Arkadaşlar! Gidip, Toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiç bir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.
Savaşlarda ve barış dönemlerinde aynı azmi gösterdi.
Vizyoner Düşüncesi: Batı'daki modernleşme hareketlerini yakından takip ederek, Türkiye’yi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmayı amaçladı. Sanayi, tarım, eğitim, bilim ve teknoloji gibi birçok alanda yenilikçi adımlar attı.
Halkla İlişkileri: Halkıyla kurduğu samimi diyaloglar, onun sevgi ve saygı kazanmasında büyük rol oynadı. Milletin içinden biri gibi davranarak, onlarla aynı duyguları paylaştı:
Alçaklar, caniler! Düşmanlarla bir olup millete karşı haince düzenlere girişiyorsunuz. Aklınızı başınıza toplayın. Milletimiz ve vatanımız için zararlı olan yabancılara vicdanınızı satarak yaptığınız alçaklıkların milletçe sorulacak hesabını göz önünde bulundurun. (Atatürk 11.9.1919)
Lider, ülkesinin ve ulusunun şerefi ve kurtuluşu için çalışandır.Kendilerini ilahlaştırmak için çalışanlar lider olamaz.
Kamu hizmetinin en yüce şekli, bencil olmayan çabadır.
Önüne sonsuz engeller yığacaklardır, kendini büyük değil, küçük, zayıf ve araçsız bir hiç gibi düşünerek, kimseden yardım gelmeyeceğine inanmış olarak bu engelleri aşacaksın. Ondan sonra da sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.
Bütün dünya bilsin ki, benim için bir yandaşlık vardır:
Cumhuriyet yandaşlığı, düşünsel ve toplumsal devrim yandaşlığı.
Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.
Hükümetlerin icraatı menfi olup da millet itiraz etmez ve iktidarı düşürmezse bütün kusur ve kabahatlere katılmış demektir.
Cumhuriyeti BİZ KURDUK, onu DEVAM ETTİRECEK sizlersiniz.”
---
İYİ (ATATÜRK) HAFTASI
remzidilan_48@hotmail.com