Kuran'ın insanlardan ilk isteği aslında çok bir şey değildir.
Ahkaf 13. te de belirtildiği gibi: "Allah deyip doğru yaşayan cennete girer." diyerek "dürüstlüğü" başa koyar. Sonrası bilmeden iman etmeyin bilerek ilimle şahit olarak katışıksız Allah'a iman edin.. der. Yine Fussilet 30. da, Rabbimiz Allah'tır deyip sonra da dosdoğru yaşayanlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.. der.
Sahabe de gelen vahiy için, Allah Resulüne biz anlayamadık, şu ayeti bize tefsir eder misin diye sormadı. Zira, Kuran'ın anlattığı dinin zor bir tarafı yoktu. Herkes anlayabiliyordu. Hatta Nebi as. bir şey söylediğinde bu senden mi, Allah'tan mı sorusunu sorar, aldığı cevap Allah'tan değilse kendi görüşünü ortaya koyma özgüvenine sahipti Sahabeler.
Aynı Kuran'a bugün "anlaşılmaz" diyenler;
Kuran'ı peygamber açıkladı ifadesiyle Nebi as.'dan 200 yıl sonrasına kadar sözlü kültürle dolaşan, sonra da yazılmaya başlayan bir buçuk milyon rivayete atıfta bulunuyorlar. Herkes işine geleni kullanıyor!..
Gerçek anlamda Kuran anlaşılmaz bir kitap mı?
Kuran'ın anlaşılmasının önüne bir yığın bariyerler konulmuş. Bunları aşmaya kalkanın Kuran'ı anlamaya ömrü yetmez. Bunlardan en önemli sebeplerinden birisi, dininin mesleğe dönüştürülerek farklı alanlara bölünüp, ilim dalları haline getirilmesidir.
Bu dallardan birisi de ilmihal bilgisidir.
İlmihal varken Kuran'ı yüzünden ölülere okuma, hafızı olma dışında anlamaya ihtiyaç bile duymazlar.
Zaten bunların ihtiyaç duyduğu da yok..
İlmihal dindarlığı nedir denirse?
- Kolay olan Allah'ın dininin gruplara bölünerek her bir parçasının mesleğe dönüştürülmesi, her bir parçanın altının milyonlarca geleneksel, yöresel, iklimsel, vb. türde çoğu gereksiz detaylarla doldurulması,
Her bir parçaya sarılanların diğer dalların cahili olduğu halde, elindekinin tek hakikat ve bütün olduğunun sanılmasıdır, bu İlmihal dindarlığı,
- Allah Resulü sonrası sosyal, siyasi, ekonomik ve kavmiyet kavgalarını yapanların adını temizlemek, anlamı unutulan ve unutturulan Kuran'ın, şeklen varlığının sürdürülmesi için "çok oku, hatim et, hafız ol, cennete kon" detaylarının uydurulmasıdır ilmihal dindarlığı,
- Geçmişin ürettiği kan, zulüm, sürgün ve sefaletin izlerinin içtihat hatasına dönüştürme, yapanları masumlaştırarak gökteki yıldızlara benzetme gayretleridir, ilmihal dindarlığı,
- Allahın insanlık projesi olan İslam dininde toplumsal barış ve huzuru oluşturan, olmazsa olmaz olan güzel ahlakın, adaletin, meşveretin, liyakatin ve daha nice güzelliklerin terk edilerek, islamın şartının beşe indirgenmesidir ilmihal dindarlığı,
- Kuran bütünlüğünde üç yerde müminlerin iman etmesi gereken değerlerin beş olarak sayılmasına rağmen, Emevi hanedanlığı ve Muaviye'nin zulmünü "kaderi ilahi / alın yazısı" olarak Allah'ın üzerine atma çabalarıyla birlikte, uydurulan binlerce rivayetin dinde asıl kaynak sayılmasıdır ilmihal dindarlığı,
- İnsanı, ailevi, iş, ticaret, siyasi ve sosyal hayatında kötülüklerden, fahşâ'dan ve münkirden alıkoyarak iyi insan, iyi Müslümanın yapması gereken ibadetlerden olan namazın, Kuran'da belirlenmiş esaslarının yetersiz bularak, altının yüzlerce asılsız detay hurafe ve yalan vaatleriyle doldurulması; İslam eşittir namaz algı ve inancının oluşturulması, ne dediğini bilmeyenlerin kümes hayvanlarının yem topladığı gibi baş aşağı, sırt yukarı eğilip, kalkması ritüeline dönüştürülmesidir ilmihal dindarlığı,
- Yolsuzluğun, yoksulluğun, hırsızlığın, namussuzluğun, hukuksuzluğun, haram yemenin, yalan söylemenin, ihale takibinin, yağmalamanın, çökmenin bir şekilde meşrulaştırılmasıdır ilmihal dindarlığı,
- Binbir çeşit hırsızlık ve yolsuzlukla devleti soymanının bedelini, açlıktan ölmemek için bir simit çalana ödetmektir ilmihal dindarlığı,
- Yüce yaratıcının kitabında iki satırda üç cümle ile tarif ettiği abdestin yetersiz görülerek, doğru abdest tarifini üç yüz sayfalık kitap ile zorlaştırmaktır ilmihal dindarlığı,
- Küçük yaşta bir çocuğun bile banyo deyince nasıl yapacağını bilmesine rağmen, gusül abdestinin sayfalar dolusu asılsız detayların ilave yapılmasının sevap sayılmasıdır ilmihal dindarlığı,
- Özgür bireylerin gerek kültürel, ailevi veya kişisel tercihlerden oluşması gereken binlerce eylem ve söylemlerine müdahale edilerek ne yapması, nasıl yapması, yaparken hangi duaları okuması, karşılığında sınırsız sevaplar dağıtılmasıdır ilmihal dindarlığı,
- İslam'ın anlaşılması ve yaşanması konusunu ilim dalına dönüştürenlerin bir alanı iken, ilmihal bilgisi aslında İslam'ın bütününü sonradan üretilmiş diğer dallarını esir alan, içinden çıkılmaz haline dönüştürmesidir ilmihal dindarlığı,
- Yapılan her bir kötülükten en kolay şekli ile sıyrılmanın, hakkında kesin hüküm bulunan konulara bile müdahale ederek yapılması gereken bedeli boşa çıkartmanın, her bir kötülüğe kılıf bulmanın, meşrulaştırmanın bir nevi "sahtekarlığı normalleştirmenin" bir yoludur ilmihal dindarlığı,
- İlmihal dindarlarlığının topluma yansıma biçimi, sadece ritüellere dikkat konusunda "başkalarına ayar verme" dindarlığıdır,
- Anlaşılmak ve hayat rehberi olması için indirilen kitabın abdestsiz dokunulmaması, yükseğe asılması, bir bedel karşılığı okunması, okumayı bilmeyenin harflerine bakarak sevap devşirmesi yalanı ile insanı aldatmasıdır ilmihal dindarlığı,
- Kuran'ın saydığı dört haramı az bularak, sınırsız sayıda artırmak, kadınların ay halinde bile ibadet engeli olmadığı halde, yasak getirmek, zina eden kadına recm cezası koymak, anlamadan kitabı hatmetme gibi yüzlerce konuda Yahudi geleneğinin İslam'a taşınmasıdır ilmihal dindarlığı,
- Evimizin girişinden tutun da tuvalete giriş ve çıkışından, abdeste kadar onlarca detayda boğulan, sofraya oturup kalkmak süresince yanımızdakine parmak yalattırmaya kadar, hayatımızın her noktasını inşaa etmeye kalkan, yaşamı çekilmez eden "öldükten sonrada kabirde, mahşerde bile neler yaşayacağımıza, yani nereden ne müdahale gelir"i bekler algısının asla peşimizi bırakmadığı bir nevi faşizmdir ilmihal dindarlığı,
...
Peki sonuç? En bağlayıcı hükümlerin bile, ciddiyetini yok etmek için ama, lakin, fakat, ile başlayan fetvalar ile değersizleştirmesi nedeniyle;
Toplumda ahlak, hak, hukuk, adalet konusunda İslam olmanın şartlarından olan hiç bir değeri canlı tutamadı. Ayağa kaldıramadı. Dini zorlaştırmaktan insanları uyuşturmaktan ve İslam'ı ritüele boğmaktan, içinden çıkılmaz hale getirmekten, kısaca amacından saptırmaktan başka pek bir işe yaramadı!..
E..e.. Bu şartlarda sorgulayan nesil, böylesine çürütülmüş bir dini nasıl kabul etsin, ya da inanmaya neden devam etsin ki!...
Tüm dostlara selam ve saygıyla..
Sayın Hüseyin bey emeğine bileğine sağlık harika bir yazı. lakin tarikatların cemaatlerin her kanalın hocasının işini zorlaştırıyorsunuz bu kesim bu ucuz dindarlıktan besleniyor. keşke bu kesim ve bunları dinleyenler kurana dönebilseler kuranı anlayabilseler dua etmekten başka ne acı ki çare yok. En derin saygılarımla.