BURSA ARENA / Haber Merkezi
Dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden olan Türkiye, 2021’de enflasyonla mücadeleyi artıracak. Uzmanlara göre, iktidardan Merkez Bankası’na müdahale gelmezse 2021 sonunda enflasyonda tek haneye ulaşılabilir.
Merkez Bankası’nın yılın son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 200 baz puanlık faiz artışı yapması, dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri olan Türkiye’de, ekonomi yönetiminin 2021’de enflasyonla mücadeleyi artıracağına dair kanıyı güçlendirdi. DW Türkçe’ye konuşan ekonomistlere göre, Kasım ayında Murat Uysal’ın yerine Merkez Bankası başkanlığına atanan Naci Ağbal’ın piyasaları memnun eden kararları, yüksek enflasyona dair kaygıları hafifletmeye başladı. Uzmanlara göre, 2021 ortasına kadar faiz indirimi yapılmazsa, yılsonunda tek haneli enflasyonu görmek mümkün olabilir.
İki haneli enflasyonu olan 20 ülkeden biri
Dünya genelinde enflasyon bir sorun olmaktan çıksa da, Türkiye ekonomisi açısından yüksek enflasyon sıkıntısı devam ediyor. Özellikle gıda fiyatlarının oluşturduğu baskı ile 2020 yılı Kasım ayında TÜFE yüzde 2,30 arttı. Kasım ayındaki artışla birlikte yıllık enflasyon yüzde 14,03 düzeyinde gerçekleşti. Yılın son döneminde hızlı bir yükseliş eğilimine giren enflasyonun 2021’nin ilk yarısında da artmaya devam edeceği ve enflasyonda yüzde 18 seviyelerinin görülebileceği öngörülüyor. Tradingeconomics.com’un derlediği verilere göre, Türkiye şu an yüzde 14’lük enflasyon ile 185 ülke içerisinde 15. sırada yer alıyor. Türkiye enflasyonda Nijerya, Zambia, Sierra Leone ve Güney Sudan gibi ülkelerle aynı seviyede bulunuyor. Dünya genelinde çift haneli enflasyona sahip yalnızca 20 ülke var. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre, enflasyon ortalaması dünyada yüzde 2,8 iken, Euro Bölgesi’nde ise eksi binde 3 seviyesinde.
Evren Bolgün
"2021 sonunda tek hane görülebilir"
Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Evren Bolgün’e göre, Kasım ayı başında yapılan başkan değişimi sonrasında Merkez Bankası’nın aldığı tüm kararlar ‘isabetli’ ve ‘güven artırıcı’ oldu. Son iki yıl içinde alınan yanlış kararlar nedeni ile döviz rezervlerinin eksiye düştüğünü hatırlatan Bolgün, "Görünen o ki, para politikalarına karar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan da yüksek enflasyon nedeni ile faiz konusuna bakışını değiştirmiş gibi" diyor. Merkez Bankası’nın enflasyon hedefinin 2012 yılından beri yüzde 5 olduğunu, ancak bu süre zarfında gerçekleşen enflasyonun yüzde 6’dan yüzde 14’e çıktığını kaydeden Doç. Dr. Bolgün, "Merkez Bankası’nın 2021 sonu için tahmini ise yüzde 9,4. Şu andaki eylem ve söylemler yeni yılın ikinci yarısına kadar devam ettirilebilirse, yılsonunda yüzde 9-10 arasında bir tek haneli enflasyona ulaşmak mümkün olabilir" diye konuşuyor.
“İlk kez pozitif sürpriz yaptı”
Türkiye 2016 yılından beri çift haneli enflasyon yaşarken, 2018 yılında enflasyon yüzde 20’nin üzerine çıkmıştı. Ahlatçı Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya’ya göre, son yıllarda sürekli olumsuz sürprizler yapan Merkez Bankası son faiz kararı ile piyasalara uzun zaman sonra ilk kez pozitif bir sürpriz yapmış oldu. Faiz sonrası Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamadaki fiyat istikrarı, enflasyonla mücadele vurgusuna işaret eden Kaya, "Açıklama adeta ekonomi ders kitaplarında okutulan örnek metinler gibi olmuş. Merkez Bankası, faizleri enflasyonun üzerine çıkararak ekonomiye pansuman yapmaya çalışıyor" değerlendirmesinde bulunuyor. Merkez Bankası’nın öngörülebilir adımlar atarak zaten asıl görevi olan enflasyonla mücadele konusunda doğru kararlara imza atmaya başladığına işaret eden Yunus Kaya, "Merkez Bankası gelecekte enflasyonu düşüreceğine dair inancı artırıyor. Son dönemde faiz artıran Merkez Bankası, gelecek yılsonunda da faizleri indireceğine dair kanıyı güçlendiriyor" diye konuşuyor.
Yunus Kaya
“Yabancı yatırımcı Türkiye’ye dönüyor”
Atılan adımların uluslararası yatırımcıların da yüzünü tekrar Türkiye’ye dönmesini sağladığını belirten Kaya, "Son 2 ayda Türkiye’ye sıcak para girişi ciddi anlamda arttı. Swap’lar ve Eurobond’lar dahil 10 milyar dolarlık giriş oldu" diyor. Merkez Bankası’nın mevcut duruşunu koruması halinde Türkiye ekonomisine sıcak para girişinin artacağını ve bunun da Türk Lirası’nı yeniden değerli hale getireceğini kaydeden Kaya, şunları söylüyor: "Bu atmosfer korunursa, enflasyonun düşmesi için önemli bir zemin oluşacak. Şu anda büyüme yerine, ekonomide yavaşlama politikası tercih ediliyor. Ama bunun yaratacağı hasarları da azaltmaya çalışan adımlar atılıyor."
Vatandaş dövizini bozar mı?
Faiz kararı ile birlikte Türk Lirası, Dolar ve Euro karşısında yüzde 1 değer kazandı. Dolar kuru 7,55 seviyelerine gerilerken, Euro kuru ise 9,20 seviyelerine indi. Türkiye’nin ülke risk primi de (CDS) 325 puan seviyesine kadar düşerek, ülkede ilk Covid-19 vakasının görüldüğü Mart ayı öncesine geri döndü. Öte yandan son açıklanan verilere göre, dolar kurunda son aylarda yaşanan düşüşe rağmen, Türkiye’deki gerçek kişiler döviz almaya devam ediyor. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yayınladığı son verilere göre, 18 Aralık itibariyle bankalardaki döviz mevduatı son 1 haftada 2,9 milyar dolar artışla 258 milyar dolara çıkmış durumda.
Peki bu faiz artırımı sonrasında, vatandaş elindeki dövizleri satıp Türk Lirası’na yönelebilir mi?
Seda Yalçınkaya Özer
"Türk Lirası’na geçiş hızlı olmaz"
İntegral Yatırım Araştırma Müdür Yardımcısı Seda Yalçınkaya Özer’e göre, ilerleyen günlerde dolar kurunda 7 TL’ye doğru bir gerileme olursa, vatandaşların döviz satmaya başlaması mümkün. Ancak dövizden Türk Lirası’na geçişin hızlı olmayacağını kaydeden Özer, "Bu kararla birlikte kurda ılımlı bir görünüm oluşabileceğini ve yabancı girişlerinin hız kazanabileceğini düşünüyoruz. Ancak döviz tevdiat hesaplarında, hızlı bir çözülme olabileceğini söylemek zor. Mevduat faizinin artmasıyla birlikte önümüzdeki süreçte vatandaşın yatırım kararının yön değiştirebileceği bir ortam oluşabilir" şeklinde konuşuyor.
"Enflasyon artarsa, yeni faiz artırımı olabilir"
Artan yabancı sermaye girişleri ile birlikte borsa tarafında yeni rekorlar görülebileceğini dile getiren Özer’e göre, son faiz kararı ile Merkez Bankası piyasanın bir adım önüne geçmiş oldu. Kararı olumlu karşıladıklarını ifade eden Özer, "Bu hamleyle Merkez Bankası enflasyonla mücadele açısında kararlı duruşunu sürdüreceği net bir şekilde ortaya koymuş oldu" diyor. Karar metininde enflasyona izin verilmeyeceğine dair net ifadelere de vurgu yapan Özer, "Merkez Bankası önümüzdeki dönemde enflasyonda inatçı seyirlerin devam etmesi halinde icap ederse ince ayar niteliğinde faiz artırımı yapabileceğinin mesajını vermiş görünüyor" diye konuşuyor.
Aram Ekin Duran © Deutsche Welle Türkçe