Türkiye Kamu Sen, Türk Eğitim Sen Bursa kurucularından olduğum için 1 Ekim cumartesi günü, Türk Eğitim Sen’in Basın Bildirisi mitingine katıldım. HAKLI davalarında HAK arama isteklerine şahit oldum. Bu konuyu, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nde ele almamın anlamlı olacağını düşündüm.
2 No’lu Şube Başkanı Fatih Gümüş ve 3 No’lu Şube Başkanı Ömer Işıkoğlu, Basın Bildirilerinde “eğitim” ve “öğretmenler” ile ilgili çok önemli konuları kamuoyuyla paylaştılar.
“Kariyer sınavları, Banka promosyonları, Sözleşmeli öğretmenler, Öğretmenlik Meslek kanunu, Atamalarda tecrübe ve liyakat, Üniversitelerde kadrolaşma, Ücretlerin artırılması, Ders saatlerinin düzenlenmesi, şiddet ve taciz vs gibi önemli konuları gündeme getirdiler. Bildirilerine yeni eğitim – öğretim yılına “mutsuz, umutsuz, huzursuz” başlandığını belirtiler.
“Kariyer Sınavları” konusu 2005 yılında da uygulanmak istenmişti. Tepkiler üzerine vaz geçilmişti. “Sınavla Kariyer Olmaz” diyelim de sınav sonucuna göre “Öğretmenler Odasında” bakışın, tavrın hasıl olacağına “empati” yapmalarını tavsiye edelim. Israr edilmesi halinde “güven” duygusu aklımıza geliyor. KPSS gibi ya sorular çalınırsa veya sızdırılırsa durum ne olacak diyelim de kalbimizi bozmuş olalım. Diğer mesleklerde de sınav düşünülmesi gündeme gelir mi bilemiyorum ama sınav istemekte ısrarcı olacak ilgililere, 2 soruluk sınav yapsam (1- Görevinizde taraf olmayacağınıza, dini kullanmayacağınıza, duyguları ve düşünceleri istismar etmeyeceğinize, 2- Maaşınızın çok olduğuna, asgari ücrete göre kıyaslanmasına, artış olmasını istememenize, açlık ve yoksulluk sınırını göz önünde bulunduracağınıza, 1’den çok maaş alanlara tepki göstereceğinize …..eder misiniz, razı olur musunuz? desem) %90’ı “hayır” cevabıyla başarısız olur.
Öğretmenleri, “Banka promosyonlarına” muhtaç etmek ilgililerin ayıbı, utancı olmalıdır.
Atama bekleten öğretmenler sıra beklerken sözleşmeli öğretmenlerin olması mantıklı değildir. Diğeri “malum” konular olduğu için değinmeye gerek duymuyorum.
Her yıl 5 Ekim gününün Dünya Öğretmenler Günü olarak kabul edilmesi öğretmene verilen değerin ifadesidir. Refah seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkeler, eğitime ve öğretmenlerine verdikleri önem neticesinde sorunlarını ve sıkıntılarını en alt seviyeye indirmişlerdir. Bizde durum çok farklıdır. Nasıl mı…?
Oturmuş, kalıcı, etkili, verimli, faydalı bir eğitim sistemimiz yok. Sınava, nota, puana dayalı yani “4 şıktan doğru olanı bulmaya” yönelik eğitimimizin anlamını ve amacını anlamak gerçekten çok zor. Değişen pek çok eğitim uygulamasını -sistem demiyorum - köşe yazımda ele almıştım. Ayrıca çok sık değişen M.E. Bakanının kendi ve siyasi anlayışına göre yaptığı değişiklikler, “benim, bizim, bizden, bizimkiler…vs” yaklaşımlarını, keyfi müdahalelerini eleştirmiştim. “Öğretmenler ne iş yapıyorlar ki, maaşları da çok…” diyen milletvekilinin ülkeyi yönettiğini söylesem ne demek istediğimi anladığınızı düşünüyorum. Ben de “milletvekilleri ne iş yapıyorlar, öğretmen maşının en az 5 katı gelirleri var” deme hakkına sahibim. Hazır yeri gelmişken öğretmenin cumartesi, pazar demeden spor, gezi, tiyatro vs sosyal etkinliklerle öğrencileriyle ilgilendiğini, yazılı kağıtlarını okuduklarını; evde annenin, babanın yaramazlığından (baş edememesinden) şikayetçi olduğu evlatlarını eğiterek mutlu olacağı hayata ve başarılı olacağı istediği mesleğe hazırladığını, meclisin 3 ay tatil yaptığını da milletvekillerine hatırlatmak isterim. Şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Savaştan yeni çıkmış, yokluklar içerisindeki Türkiye’de, Atatürk’ün, “Öğretmenin maaşı, cumhurbaşkanı maaşından az olmasın” demesi ne kadar anlamlıdır. Eğitime, öğretmene, ilime, bilime değer vermek işte budur.
Eğitimimizdeki bu perişan durumumuza karşılık, öğretmenlerimize değer vermemek de mevcut durumumuzun bir sonucudur.
Böyle günlerde, öğretmenlik mesleğinin önemini vurgulamak öğretmen sevgisini paylaşmak amacıyla kutlamak, bu mesleğe ve mensuplarına saygı göstermek, hatırlamak, dikkat çekmek ve gündeme getirmek gerekli ve isabetli olacaktır. Elbette, bunlar, eğitim adına çok güzel olaylardır. Her vesileyle, öğretmenin ve öğretmenliğin öneminin belirtilmesi anlamlı ve faydalı olacaktır.
Ben de bir öğretmenim. Yaklaşık 30 yılı müdürlük olmak üzere 40 yıllık emekli eğitimciyim. Yaşadığım ve taşıdığım mesleki duygu ve düşünce ile günün anlamına uygun olması niyetiyle öğretmenden ve öğretmenlikten söz edeyim de katkıda bulunmuş olayım.
İtibar (saygınlık) yönüyle de sadece bu günlerde değil, her gün, öğretmenin hatırlanması, gereken değerin verilmesi gerekliliği de unutulmamalıdır.
İnsan yetiştirmek çok farklı bir duygudur. Yetiştirmek için verdiğiniz emeğin bilinmesi de ayrı bir mutluluktur.
Milletin ve memleketin manevi mimarları olan öğretmenlerimize ilginin ve sevginin ihmal edilmemesi gerektiği bilinmelidir. Övgüler sıradan, sade, yalın, kuru, yavan, klasik, afaki olmamalıdır ve sözde kalmamalıdır.
Şimdiye kadar öğretmenlerle ilgili o kadar çok "hoş" söz duyduk ki, hep "boş" çıktı. Adeta süslü, sanatlı sözlerle avutur olduk.
Eğitimin, yaşayışımıza yön vermesindeki sırrın düğümü öğretmenler tarafından çözülmektedir. Öğretmenler, bu sırrı çözme konusunda becerisini, maharetini, marifetini ve ustalığını (sanatını) ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, söz konusu "insan" olunca, eserlerine paha biçmek mümkün olmamaktadır.
İnsan yetiştirmek, insanı eğitmek dünyanın en zor ve en ağır işidir. Öğretmenler; aklıyla, bilgisiyle ve becerileriyle para kazanılan bir mesleğin mensupları olarak bu ağır yükü taşıyan "emek" ve "fikir" fedaileridir. Bu emeğin içinde çalışmak, fedakârlık, sahiplenmek, sorgulamak, ilgi, sevgi, duygu, cefa, vefa, vicdan, ahlâk, anlayış, yaklaşım, görev ve sorumluluk... vs ne ararsanız vardır. Bilinmelidir ki eğitim, bugün, bu düşünceler içerisinde olan idealist öğretmenler sayesinde ayakta durmaktadır.
İnsan olarak yaradılışımızda gizli olan erdemler, bu idealist öğretmenlerimiz sayesinde yaşanılmaktadır. Öğrencilerini, EĞİTEREK mutlu olacağı hayata hazırlayan, ÖĞRETEREK başarılı olacağı mesleğin sahibi olmasını sağlayan, mükemmel insan olmaları için olağanüstü gayret gösteren ve bu uğurda her türlü fedakârlığı yapan, mesleğini sanatkârane anlayışla yerine getirerek şaheserler yaratan sevgili öğretmenlerimizin kıymetini bilelim..
Öğretmenlik, önemli olduğu kadar oldukça hassas bir konudur. Ham maddesi insan olduğu için diğer mesleklerden farklıdır. Mühendis, beğenmediği binayı yıkar yerine yenisini yapar. Meyve vermeyen ağaçlar sökülür, yerine yeni ağaçlar dikilir. Eğitimde böyle bir telafi mümkün değildir. Yanlış yapmanın sonuçları ağır olmaktadır.
Hazır yeri gelmişken, daha önceki köşe yazılarımda ve bakanlığımıza gönderdiğim projemde belirttiğim "öğretmen yetiştirme" konusundaki eksikliğimizi ve ihtiyacımızı da hatırlatmış olayım.
İçinde bulunduğumuz zamanın şartları gereği, bilgi üreten insanların vasıflı olması gerektiğini, medeniyetlerin vasıflı ve bilgili insanlar sayesinde kurulup geliştiğini hepimiz biliriz.
Öğretmenler, ihtiyaç duyulan bir zamanda ve ortamda bilgili, vasıflı insanlar olduğunu gösteren bilge kişilerdir.
Öğretmenler, "İnsan yetiştiren insan" olarak mühendis, "bakarsan bağ olur" misali hayat mimarı ve neticede, ham maddeyi işleyerek insanı hayata hazırlayan, şaheserlerine paha biçilemeyen muhteşem sanatkârlardır.
Öğretmenler, "dün, bugün, yarın" köprüsünün yılmayan, yorulmayan, yıkılmayan neferleridir.
Öğretmenler, "bilmek" ve "yapmak" sanatını en iyi icra eden ruhu engin, gönlü ve kafası zengin, mukaddes görevin talibi ve sahibi olan bahtiyarlardır.
Öğretmenler, insanın gerçeğine uygun hale gelmesi için bıkmadan, usanmadan, iğne ile kuyu kazan ve bu uğurda dağları delmeyi bile göze alan, hayat sırrını çözen azim ve sabır temsilcileridir.
Öğretmenler. karanlığın ışığı, gözlerin nuru, dizlerin dermanı, gönüllerin fermanı, sevdalı, kara sevdalı erenlerdir.
Öğretmenler, dillerde türküdür, şiirdir, yüreklerde güftedir, bestedir, kalemin ve kelamın anlatmaya yetmeyeceği, söylemekle bitirilemeyecek kadar övgüye layık olan huzur rehberleridir.
SÖZÜN ÖZÜ: Eğitimde unutmamanın ve unutulmamanın adı efsaneleşmektir. Öğretmenler, birer destan, masal kahramanlarıdır. Ben de bir öğretmenin; sevgi sözcüklerinin anlamını, gizemli kokuların sırrını ben bilirim. Hayatı, huzuru bana sormanızı isterim. "İşte ben buyum" diyen özel ve güzel insanlar, selam sizlere...
Sevgili öğretmenlerimiz, "Dünya Öğretmenler Günü"nüz kutlu, gönlünüz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun...