Ukrayna’nın yeraltı ve yer üstü zenginlikleri içindir, küresel güçler arası bu dalaş ve bu savaş..
Vuruşan tarafların ateşi ile 1 milyon çocuğun ölümüne yol açan bu rezil ve alçak savaş..
Katledilen 1 milyon yavrunun bir tekinin bedeli ve değeri ile ölçülemeyecek Madenler savaşı…
Kainattaki melekleri ağlatan, yeryüzü yöneticilerinin taşlaşan yürek savaşı..
Hiç ders çıkarılmayan, geçmişin yeniden hortlatılması ruh engelli liderlerin rekabet savaşı..
Hırslarına yenik düşen liderler yerine, keşke müzisyenler yönetmiş olsaydı dünyayı diyorum.. Tüm evren ve yer yüzündeki canlıları mutlu eden musiki nağmeleri ile..
"Kızdırmayın kafamı hepinizi toz ederim” söylemiyle, ne söylemi Ukrayna’ya silah desteği veren ABD ve batılı ülkeleri ikaz ve ihtar eden tehdidi ile vicdan sahibi gönülleri yaraladı Bay Putin... Dünya yüzündeki varlıkların sonsuzluk başlangıç noktasına itilişini ifade eden acımasız ve bilinçsiz bir söylemi ile....
Bunlar uluslararası antlaşmaları ve insanlık Anayasasını hiçe sayan bir hırsın ifadesi.. İşin kötüsü söylediği sözlerin arkasında durması dünyanın bitişi, durmaması kişiliğinin çöküp küçülmesi vehametini taşıyor.. Arkasındaki ABD ve batılı güçlerin ölüm silahlarıyla Filistin’i dümdüz eden ve 45 bin sivil yurttaşını tepeleyen utanmaz ve vicdan yoksunu kişilerin küçülmesi gibi..
Mavilikten hiç vazgeçmeyen bir gökyüzünü görecek miyiz bilemiyorum.. Yumuşak ve ılıman iklim sabahlarına açılacak mı gözlerimiz.. Ruhları okşayan meltemler ve evreni aydınlıklara boğan sonsuz ışıklı güneşler görebilecek miyiz, gelecek zaman süreçlerinde bizler ve nesillerimiz?..
100, hadi diyelim 130 da yaşasa hiç ölmeyeceğini sananların, sahte maskelerinin koparılıp al aşağı edileceği günleri göreceğiz… Ağlayarak gözümüzü açtığımız çıplaklıkta göçüp gittiğimiz yeni alemde.. Biriktirdiğiniz tortuları Dünya çöplüğünde bırakarak.
Bu atmosferden yok oluşun benzer ifadesine dün gece Putin değindi, “kızdırmayın kafamı yakarım hepinizi" diyerek..
Görünen köy için kılavuza ne ihtiyaç var? İki ayaklılar dışında hiçbir canlıda görülmeyen öfkenin, hiddetin, işgal, sömürü ve savaş hırsının sonunu tahmin etmemize gerek var mı?
Sevginin, barışın, ortak yaşam hak ve çıkarlarının eşit paylaşıldığı bir dünya yaratabildi mi İnsanoğlu?
Doğal olarak üretip çalışanlardan; haylaz, miskin, asalak ve yalnızca göbeğini kaşıyan parazitleri besleme yükümlülüğü ya da sorumluluğu beklenilemez.. Ancak üstünlük hırsına kapılıp parazit olarak gördükleri Dünya yurttaşlarının enerji, değerli madenler ve su kaynaklarına da el koyma despotlukları olmamalıdır. Adil, hakça paylaşma hakları vardır yalnızca..
Ne yazık ki 4,5 milyar yaşındaki dünyamızda her devirde “Bu benim olmalı“ hatta “hepsi benim olmalı” diyenler hep egemen güçlerdir.. Dağdan gelenin bağ sahibini kovması, hatta katletmesi, tepelediği üreticinin tarlasındaki tahıl hasadını gasp etmesi değil midir bu? İnsani ve ahlaki değerlerin yüce mahkemesi sayılan örgütleri dinleyen ipleyen var mı? Dünya tarihi ve coğrafyasını gözden geçirdiğimizde..
Âkif’in dediği gibi “Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim” diyen egemen bir lider gördünüz mü?
40 Binden fazla sivilin öldürüldüğü Filistin ve Orta Doğu topraklarıyla; 1 milyon çocuğun öldürüldüğü söylenen Rus Ukrayna savaşı için..
Hiç istemesek de egemen güçlerin kompleksi ve sınır tanımayan hırsı, insan hatta canlı cansız tüm varlıkların "bitim çağı"nı başlatacaklar korkarım.. Silahların en güçlüsünü elinde bulunduran "aklı yitik sevgisi bitik liderler" sayesinde..
Dünyadaki karanlık ve kirli ruhlu bedenler, katılaşmış ve acımasız yüreklerin hesaba çekilmeyeceğini düşünebilir miyiz? Bir gün adalet teccelli edecektir elbette..
Sağlık ve esenlik dileklerimle..