Eğitim’de Asya’da Öncü Konumda

Eğitimde Asya’da öncü konumda olan Çin, eğitim ve bilimsel gelişmeyi ciddiyetle organize ediyor. Uzun zamandır PISA sonuçlarında Çin, okuma, matematik ve fen alanlarında önde ve ilk sıralarda yüksek başarı gösteriyor (PISA, 2023; Ortaş 2014, 2017). 2018 ve 2022 yılı sonuçlarında, Çin, Hong Kong, Finlandiya ve diğer Avrupa ülkelerinin önünde ilk sırada yer alıyor. Daha önceki bilimsel ziyaretlerimde ve kongrelerde de gözlemlediğim gibi, ülkede ciddi bir kongre kültürü gelişmiş. Çok disiplinli ve planlı bir yaklaşımla üniversiteler kendi kongrelerini organize ediyorlar. Ellerinde çok sayıda yüksek lisans ve doktora öğrencisi ile toplantılara canlılık kazandırarak bilimsel kültürün yaygınlaşmasını sağlıyorlar. Öğrencilerin bir kısmı iyi düzeyde İngilizce biliyor; İngilizce, orta öğretimde öğretiliyor. Kongre süresince öğrenciler adeta kongre merkezinde kamp kurmuş gibi, orada yatıp kalkıyor ve biz davetli misafirlerin her sorusuyla ilgileniyorlardı. İki öğrenci, havaalanından karşılayıp misafirhaneye ve çarşı-pazar gezilerine kadar eşlik ettiler.

Araştırma Üniversitesinde Doktora Merkezi Kurulmuş

Çin Bilim Akademisi Üniversitesi, Doğu Bloku ülkelerinin bilim akademileri anlayışındaki devletin bilimsel ve teknik çalışmalarını yürütme konusunda, çoğu zaman üniversitelerden daha önde olan gözde bir üniversite. Ülkenin nitelikli araştırma ve bilim insanı yetiştirmek için kurulmuş. Öğretim üyeleri, seçkin kişiler arasından birkaç aşamalı değerlendirme sonucunda, iyi bir CV, araştırmaya kuruma yapacağı katkılar ve mülakata dayalı başarı ile seçiliyor. Çin Bilim Akademisi, bilim insanı kadrolarını genellikle ulusal ve uluslararası araştırma yeteneklerine, yayın geçmişine ve akademik katkılara göre değerlendiriyor. Başvurular akademik nitelikler, proje deneyimleri ve önerilen araştırma alanları üzerinden inceleniyor. Genel olarak, Çin Bilim Akademisi'nde bilim belirli bir pozisyon için yapılan ilana başvuruda bulunuluyor. Çin’in akademik disiplininin gereksinimlerine ve ulusal önceliklere göre kadro ilan ediliyor. Akademinin değişik enstitülerinden gelen araştırıcılar ile görüşmelerde ülkenin stratejik hedeflerinin belirleyici rol oynadığı belirtiliyor. Her bir bilim alanı için uzmanlardan oluşan komiteler, adayları değerlendiriyor ve en uygun olanları seçiyorlar. Adam kayırma olup olmadığını sorduğumda, ciddi bir değerlendirme yapıldığını söylediler. Adayların başvuru aşamasında akademik geçmiş, araştırma deneyimi ve yayınlar gibi belgeler sunuluyor. Değerlendirme yapılırken adayların akademik başarıları, araştırma projeleri ve uluslararası iş birlikleri açısından dikkate alınıyor. Ön elemeyi geçen adaylar mülakata çağrılıyor. Mülakatta adayın araştırma vizyonu, projeleri ve olası katkıları hakkında daha fazla bilgi ediniliyor. Pozisyona seçilen adaylarla sözleşmeler yapılıyor ve kadroya atanıyor. Anladığım kadarıyla her kez bilimsel olarak çalışıyor ve katkılar izleniyor.

Son yıllarda Çin, beyin göçünü önlemek için akademik kadroların maaşlarını yükseltmiş. Kadrolarına göre 3-5 bin dolar eşdeğerinde maaş alıyorlar. Üniversitenin prestiji ve kentin yaşam standardına göre maaşlar değişiyor. Ancak yine de insanların gözü dışarıda ve işbirlikleri arıyorlar. Hocaların çoğu yurtdışında kısa ve uzun süre bulunmuş. Fakat yurtdışına giden her araştırıcı, gördüklerini ülkelerine taşımış. Öğrenciler de aynı şekilde dışarıda gördüklerini ülkelerine taşımaktadır. Çin Bilim Akademisi’nin yaklaşık 10 bin öğrencisinin 6 bini yüksek lisans ve doktora öğrencisi olduğu belirtiliyor. Lisansüstü öğrenciler, bizim ALES gibi merkezi sınavla alınıyor; ardından ciddi sözlü sınav ve çalışacağı alana bağlı olarak seçiliyorlar. Çin Bilim Akademisi, doğrudan devlet konseyinin en üst liderliği altında 1978'de ilk yüksek lisans okulunu kurmuş. UCAS, 2014 yılından itibaren lisans öğrencilerini de almaya başlamış. UCAS, Pekin Üniversitesi ve Tsinghua Üniversitesi'nden sonra 3. oldu ve 2020-2021 CWUR Dünya Üniversite Sıralamasında 84. sırada yer almakta. Akademi Üniversitesinin ülke genelinde güdümlü proje üreten 100 araştırma enstitüsü bulunmaktadır. UCAS’de misafir edildiğim bir hafta boyunca en üst düzeyde ağırlandık. Öğrenciler ve daveti yapan rektör yardımcısı ve Ekoloji Fakültesi Dekanı ile üniversite ve işleyişi hakkında bilgi toplamaya başladım. Öğrencilere yıllık 8 bin yuan (1 yuan = 4.8 TL) başlangıç ihtiyaç desteği veriliyor. Yüksek lisans için 2750 yuan, doktora eğitimi için 4000 yuan aylık ödeme yapılıyor. Öğrenciler 105 yuan aylık yurt parası ödüyor (iki öğrenci bir odada kalıyor). Günlük öğün (üç kap yemek) için 7 yuan ödüyorlar.
 
Çin Alt yapısını ve Gıda Güvencesini Önemli Ölçüde Tamamlamış ve Dünyaya Açılmaya Başlamış

Çin, altyapısını ve gıda güvencesini önemli ölçüde tamamlamış ve dünyaya açılmaya başlamış. Çin’in dünyaya açılmak için başlattığı “Yol ve Kuşak Girişimi” ile Asya ve Afrika’daki 143 ülke ile demiryolu, karayolu ve deniz yolu ile ulaşım ve iletişim gerçekleştirmek istiyor. Dünya Gübre Kongresi’nde sunduğum çalışmada, İpek Yolu ülkelerinin bugünkü tarımsal potansiyelleri ve gübre kullanımını zamana bağlı değişimlerini inceledim. Daha önce duyduğum ancak çok ilgilenmediğim “The Belt and Road Initiative” konusunda eski İpek Yolu hattının batısındaki Türkiye’den doğudaki Çin’e kadar uzanan coğrafyadaki 21 ülkenin tarım verilerini inceledim. Türkiye-Çin hattındaki 21 ülke içinde, Çin, Hindistan, Türkiye ve diğer Orta Asya devletlerinin verileri karşılaştırıldığında; Çin’in birim alanda üretimi, kimyasal gübre kullanımı ve tarım teknolojileri kullanımında açık ara önde olduğu görülüyor. Başta Orta Asya Türk Devletleri olmak üzere, çoğu ülke gıda güvencesi yönünden Çin’e bağımlı durumda. Çin, geldiği bilimsel gelişmişlik ve teknolojik üstünlük ile dünyaya açılmak için işbirliklerine açık olduklarını belirtiyorlar. Bu bir devlet politikası gibi görünüyor.

Katıldığım kongre ve Bilim Akademisi Üniversitesi’nde bütçe ya da tasarruf tedbirleri konusu söz konusu değil; üniversitenin parasal sorunu olmadığı belirtiliyor. Araştırma öğrencilerinin tamamı burslu olduğu için sabahlara kadar çalışıyorlar. Çin, Hindistan ve diğer Güney Asya ülkelerinin geleneksel kültürleri gereği, ülkelerine sadakatleri nedeniyle mesaiden fazlasını çalışıyorlar. İşten kaytarma, çalma, çırpma gibi durumlar, batılı ülkelere kıyasla daha az yaşanıyor. Öğrencilerle yaptığımız seminer ve anlatımlarda, yeni yaklaşımlara açık oldukları görülüyor; seminerler sonrası soru sormaları ise sevindirici.

Danimarka Hükümeti ile yapılan iki Anlaşma gereği, Çin Bilim Akademisi Üniversitesi içinde kurulan Doktora Merkezi tam anlamıyla bir Bilim Üssü. Her yönüyle tüm kolaylıkların sağlanması düşünülerek organize edilmiş planlı ve akıllı bir bina. Danimarka’nın bu işten ne çıkarı olduğunu merak edebilirsiniz; sanırım onlar da ülkelerine beyin göçü sağlamak için böyle bir merkez yaptırmış olabilir. Doktora merkezinde uygun bir ortam, bilgi işleme, toplantı odaları, sınıflar, çalışma masaları, yiyecek-içecek ve dinlenme odaları bulunan çok fonksiyonlu bir yapı mevcut. Her yıl Danimarka’dan gelen yaklaşık 10 araştırmacının üniversitede bu merkezde misafir edildiği, ders verdiği ve araştırma yaptığı belirtiliyor.

Üniversitenin Yeni Sanat Ve Bilim Merkezi’nin mimarisi ve akustiği göz kamaştırıcı.. Üniversitenin ışıkları hiç sönmüyor; misafir edildiğimiz mekânın yedinci katından, geceleri penceremin görebildiği kadrajda temel bilimler binalarındaki laboratuvar ve ofislerin lambaları yanıyor. Gece saat 11'e kadar %50 lambalar yanıyorsa, sabah 03:00'te %20 lambalar hâlâ yanıyor. Yurtdışında öğrencilik yıllarımda, Çinlilerin bizimle yarıştığını düşünerek çabalarını biliyorum. Alman Profesör Ewald’ın ifadesiyle, artık Batı, Çin’i durduramaz. Çünkü adamlar karınca gibi çalışıyorlar.

Programımızın son gecesinde, davetli dört bilim insanı için rektörün de katıldığı yemekte, ikili işbirliğine hazır oldukları belirtildi. Bitki Besleme konusunda çalışan meslektaşım, Rektör Yardımcısı Prof. Wang, öğrencilerinden aldığı geri bildirimle doğrudan şahsıma hitaben, “Ne zaman istersen gel, ders ver ve ortak araştırma için kapımız açık” dedi. İlgilerine teşekkür ederek durumu üniversitemin yetkililerine ileteceğimi belirttim.

Özetle, Çin uzun zamandır dünyanın birçok ülkesine gönderdiği araştırma öğrencileri ile başta temel bilimler ve teknoloji alanında, dünyadan öğrendiklerini ülkelerine yeniden taşıyarak bilim ve teknolojide, ABD ve diğer batı ülkelerinin önüne geçmiş gözüküyor. Bilimsel makale yayınlarında ve patentlerde öne çıktılar. Birçok bilimsel derginin merkezi haline gelmiş durumdalar. Gıda güvencesini ve altyapısını geliştirmiş ve artık dışarıya ihracata başlamışlar. 2023 ve 2024 yıllarında Kırgızistan ve Türkmenistan’da bilimsel kongrelere davet edildim. Öncesinde Azerbaycan ve Kazakistan’da bulundum. Türk dünyası, elindeki yeraltı petrol ve doğal gaz zenginliğine rağmen, Çin’in yanına yaklaşamayacak şekilde geride duruyor. Çin’in yakınındaki çevre ülkeleri bilimsel olarak solladığı görülüyor.

Türkiye’nin bilimsel temelde Çin ile ilişkilerini geliştirmesi yararlı olabilir. Çin’in, takip ettiği ve çoğunu yaşayarak gördüğümüz farklı ülkelerde eğittiği bilim insanlarının batıda beyin göçüne gitmesinin önünde geçmek için kendi bilim insanlarına batıdaki yaşam standartları fırsatlar sundular. Bilim insanlarına hem ortam hem de bilimsel özgürlük sundu. Batılı ülkeler düzeyine yakın, ancak Çin standartlarının çok üzerinde maaşlar sağlayarak nitelikli insanları ülkesinde tutmayı başardı. Yurtdışına giden Çinli bilim insanları, Batı'dan edindiklerini ve bilgilerini Çin’de uygulamaya geçirdiler. Öncelikle temel bilimlere öncelik vererek teknoloji geliştirdiler. Bilim insanlarını bilim içinde tutmak için liyakate dayalı bir yapılanma sağladılar. Çin’de akademik araştırmalar önceliklere göre belirleniyor ve yönetsel özerklik devlet politikaları ekseninde belirleniyor. Araştırmacılar araştırmada rahat ve maddi sorun yaşamıyorlarmış. Son 20 yılda Çin bütünlüklü bir çalışma ile bizim başaramadığımızı başarmış durumda. Ülkemizde belirlenmiş bir bilim politikası ekseninde temel bilimlere dayalı bütünlüklü bir eğitim yaklaşımı ve özerk üniversitelerde özgür bilim insanlarının liyakate dayalı yapılanması sağlanırsa, bu topraklarda bilimsel gelişme ve teknoloji daha iyi gelişir inancındayım.  

29 Eylül 2024, Adana
iortas@cu.edu.tr
 ...

Referanslar:
PISA 2023. https://odsgm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2024_05/06144528_ulke_ozetleri_rapor.pdf
Ortaş 2005a. Çin Dünya Biliminin Yeni Ekseni mi? CBT. 29 Ekim 2005. sayı 971.
Ortas 2005b. Dünyanın Yükselen Yeni Bilim Ekseni Çin’e mi Kayıyor? Türk Yurdu Dergisi. Aralık 2005.
Ortaş, 2014. PISA Eğitimde Başarısızlık. Popüler Bilim Dergisi. Ocak-Şubat 2014.Sayı, 228, sayfa 22-23
Ortas 2017. PISA sonuçlarının öğrettikleri: Neden Öğretemiyoruz? Neden öğrenemiyoruz? Yeni Ufuklar Dergisi. Sayı 32, Ocak-Mart 2017. Sayfa 52-57.
Ortaş, 2019. Çin Tarım Üniversitesindeki İzlenimler ve Çin Bilimsel Yönden ABD’yi Geçiyor mu? Yeni Adana Gazetesi. 08.10.2019.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.