İdlib’in Esad’ın kontrolüne geçmesi sonrası senaryolar da üretilmeye başlandı. Bunlardan biri de terör örgütü PYD/PKK konusunun nasıl çözüleceği yönünde atılacak adımlar olarak öne çıkıyor.
Bilindiği gibi, Esad, bugüne kadar bu terör örgütü ile iyi ilişkilerini sürdürmüştü. Hatta İdlib operasyonu başlamadan PYD/ PKK’dan “Size destek vereceğiz” açıklaması da gelmişti.
İşin iç yüzüne bakalım:
PYD/ PKK’ya Amerika tam destek veriyor. Rusya ise, bu örgütle ilişkilerini ılımlı biçimde sürdürüyor. Sanıyoruz,Esad’ın bu örgüt ile ilişkilerin kopmamasında Rusya’nın da rolü bulunuyor.
Diğer yandan PYD/ PKK Türkiye tarafından bir terör örgütü olarak görülüyor. Türkiye’yi tehdit eden bu unsurların bölgeden temizlenmesi için çaba gösteriyor. Suriye’de bugüne kadar yapılan askeri operasyonlar da bu örgüte karşı gerçekleştirilmişti.
Suriye’de işler karışınca YPG ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) heyetleri bir araya gelip, görüşmelerde bulunmuşlar ve bazı kararlar almışlardı.
Suriye Ulusal Uzlaşma Bakanı Ali Haydar, PKK'nın Suriye kolu YPG'nin paravan örgütü Suriye Demokratik Güçleri (SDG) heyetinin Şam'daki görüşmelerini değerlendirdi. Haydari’nin açıklamalarına bakalım:
"Şu anda kuzeydoğudaki ikilemin çözümüne yönelik ciddi görüşmeler yapıldığını söyleyemeyiz, çünkü Suriye topraklarında diğerlerinden farklı bir çözümün konuşulması kabul edilemez" dedi. Suriyeli bakan, "Suriye'de hiçbir bölgeye diğerlere göre ayrıcalıklar veremeyiz. Heyetle görüşmede hiçbir şekilde federalleşme konusunun ele alınmamıştır. Şam'ın bu konudaki görüşünün bilindiğini bütün dünya biliyor. Bu nedenle Şam yönetimi buna olumsuz bakmaktadır.”
Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim de yaptığı açıklamada, PKK/YPG’ ye sert uyarılarda bulunarak "Washington'un güvenilmez bir ortak olduğunu" belirtmişti.
Muallim, "Kürt kardeşlerimize Suriye'nin bir parçası olduklarını söylüyoruz. Onlar da Suriye vatandaşı. ABD ne vadederse etsin, son yüzyılda uluslararası güçlere sırtlarını dayamanın nasıl sonuçlar verdiğine, nasıl yüzüstü bırakıldıklarına dönüp bakmalılar. Kültürel ve tarihsel bir takım talepleri inceliyoruz ve bu talepleri dikkate almaya hazırız. Ancak Suriye'nin kırmızı çizgileri de var. Bu kırmızı çizgilere toprak bütünlüğü ve egemenliği de dahildir. Bölücülüğe izin vermeyiz. Federalizme izin vermeyiz. Önceliğimiz diyaloğu başlatıp ortak bir anlayışa ulaşmak" diyerek konuya son noktayı koymuş oldu.
Gelişmelerden ve açıklamalardan çıkardığımız sonuç:
Esad, ülkede bulunan Kürtlerle iyi geçinmek ve onlara bazı haklar tanımak istiyor. Ancak, kesinlikle bir federal yapıya izin verilmeyeceğinin de altı çiziliyor.
Bunlar bugünkü ortamda söylenenler. Gelecekte ülkede taşlar yerinden oynar mı? Amerika’nın tavrı ne olur? Rusya ve İran’ın Esad üzerindeki etkisi durumu değiştirir mi bunu şimdiden söylemek erken olur.
Bu arada İsrail’in de Suriye’deki gelişmelerle çok yakından ilgilendiğinin altını çizmekte yarar var.
Çünkü, Suriye’de her an her şey olabilir. Ülkede birçok terörist grup barınıyor. Amerika, Rusya, İran ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren gelişmeler peş peşe geliyor. Bir saat sonra ne olabileceğini kimse bilemiyor ve kestirmek de oldukça güç görünüyor.
Görebildiğimiz kadar Rusya ve İran, Suriye üzerindeki hâkimiyetlerini ve kontrollerini kaybetmemek için mücadeleyi sürdürecektir.
İsrail için büyük tehlike olarak görülen bu durumu bozmak için Amerika’nın da her an her şeyi yapabileceğini görebilmeliyiz.
O nedenle Suriye’de daha her şey bitmedi ve oyuncular yeni oyunlarını da sahneye koyabilirler.
Türkiye için PYD/PKK terör örgütünün durumu önemlidir. Yanı başımızda bizi tehdit eden bu unsurların halen aktif olmaları ve destek görmeleri Amerika ve Rusya ile olan ilişkilerimizi de daha sıkıntıya sokabilir. Bu konuda yeni politikalar oluşturmamız gerektiğini düşünüyoruz.
Bazı kaynaklar ise Esad’ın PYD/PKK’yı İdlib için kullanacağını, Rusya ile Esad’ın hesaplarının da ayrı olduğunu iddia ediyor ve “PYD/PKK’lı teröristler de İdlib’e saldıracak” diyor.