Her yeni yıla iyi dileklerle ve büyük umutlarla gireriz. Ama genelde yaşadığımız yeniler, hep eskileri aratıyor. Dikkat edin, bir önceki yılda bu kadar mutsuz, karamsar, böylesine yoğun sorun ve sıkıntımız var mıydı?
Sorunsuz, problemsiz, sıkıntısız yılımız hiç olmadı ama 2024 kadar berbat bir 365 günü de pek yaşamadık. Hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar yok artık. İnşallah 2025’i daha rahat geçiririz. İnşallah bugünleri aramayız. İyi dileklerde bulunmanın vergisi, KDV’si, ÖTV’si filan yok nasıl olsa. Aramızda kalsın, Mehmet Şimşek duymasın, iyi dilek vergisi bile ödemeyelim sonra…
İçerde işler iyi gitmiyor. Dışarısı da çok karışık. Kapalı kapılar arkasında aleyhimize ne tezgâhlar dönüyor bilmiyoruz. Bizim İslam alemi liderliğine soyunmamız pahalıya patladı. Ortadoğu bataklığına bulaşmakla iyi etmedik. Gücümüzü hırpalattık, demografik yapımıza zarar verdik, milyarlarca dolarımızla mülteci besledik, ekonomimizi mahvettik. İnşallah Amerika’nın planı, güzelim Türkiye’mizi daha müşkül duruma düşürmez.
Türkiye’nin iyiliği ve esenliği, milli birlik ve beraberlikten, siyaseten ayrışan milletin kucaklaşmasından ve partilerin tek hedefe koşmasından geçer. O hedef, ülkemizi özlenen her açıdan çok güçlü bir çizgiye oturtmak, çevremizde yoğunlaşan dış tehlikelerden süratle uzaklaştırmak, ekonomiyi düzeltip halkı rahatlatmak olmalıdır. Şimdilik bu hedefin çok uzağındayız. Ama gerçekleştirmek de elimizde. Bu konuda partilere çok önemli ve büyük görevler düşüyor.
İktidar partisi ve ortağı Anayasa değişikliğinden önce, Kürt sorunundan oy devşirmeyi planlamadan önce, Emevi Camiinde namaz kılmayı düşünmeden önce, ülkedeki ekonomiden kaynaklanan büyük sıkıntı ve huzursuzluğu gidermek zorundadır. Orduyu güçlendirmek, devlet kurumlarını cemaat ve tarikatların kuşatmasından kurtarmak, adalet ve emniyeti eski güvenirlik ve saygınlığa kavuşturmak, başta gelen görevler arasındadır. Özetle devletin çarklarını kusursuz döndürmek, kamu personelini siyasetin dışına çekmek ve dini kesinlikle devletin işlerine karıştırmamak, bulaştırmamak şart..
İktidar işi nasıl hafife alıyor ve her şeyi kendi lehine çevirmeye çalışıyorsa, ülkemizdeki muhalefet de pek farklı değil. Sorunlarla uğraşır gibi görünüyor ama aklı fikri Cumhurbaşkanlığı seçiminde. Mansur bey mi olsun, İmamoğlu mu olsun, yoksa geride sessiz gibi duran Özgür Özel mi? Dereyi görmeden paçayı sıvayanlar, asli görevlerinden çok, başkanlık kulisiyle meşguller. Kimse bunlara “beyler işinize odaklanın. Millet sizi Belediye Başkanı olarak seçti” diyemiyor. Öyle olunca, milletin dertlerinin yerini iyice hızlanan başkanlık kulisleri alıyor.
Gerçi iktidar, muhalefet belediyelerine de çalışma imkânı bırakmadı ki. Yılların birikmiş borçlarını toptan ve peşin istiyor. Bu kadarla kalsa iyi, onları icraya veriyor, hacze gidiyor. Bu yüzden belediyelerin çoğu iş göremez duruma düştüler. Olan millete oluyor tabii. Siyasi çekişmelerin, politik hesapların ağır bedelini halk ödüyor, sıkıntı ve huzursuzluğunu millet çekiyor sonuçta.
Yeri gelmişken, iktidar ve muhalefetin gücüne de bir göz atalım. Suriye işi iktidarın oyunu arttırmış filan değil. Geçim sıkıntısı, yoksulluk, enflasyon, sürekli vergi salgını ve devlet yönetimindeki kusur artışı AKP’nin oylarına büyük zarar verdi. Buna rağmen, milyonlarca haneye ve kişiye yapılan mali destek ve yardımlar iktidarın gücünü korumasa bile, şimdilik ayakta tutmaya yetiyor. Paramız yok, borcumuz çok, dışardan aldığımız çok fahiş komisyonlarla bulduğumuz paralarla idare ediyoruz ama, nereye kadar..
Muhalefete gelince, geçen seçimde AKP’yi iktidardan indirsin diye verilen oyların 2,5 milyonu eski demokratların, Adalet Partililerin, ANAP’lıların, Doğru Yolcuların özetle sağın oylarıydı. Şimdi bunlar kararsızlar tribününde bekleşiyor ve bir daha CHP’ye oy vermeyi de pek düşünmüyorlar.
AKP’ye karşı duran bu güçlü seçmen grubu, orta sağdan mutlaka çıkacak bir lideri gözlüyor. Bazıları bu yeni liderin kimliğini biliyor ama yıpranmasın diye şimdilik dillendirmiyorlar. Bunları anlatmamın sebebi, CHP’nin önümüzdeki seçimleri çantada keklik görmemesi ve mutlaka iktidara gelecekmiş gibi davranmaması içindir.
Bu fotoğrafa dikkatle bakmalı ve geleceği iyi hesaplamalıyız. Ülkemiz ve milletimizin iyiliği ve esenliği, milli birlik ve beraberlik ile ortak akıldan geçiyor çünkü..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....