Pahalılığın ve buna bağlı enflasyonun artışı memur, işçi ve emeklilerin maaşlarına yapılan zamları birkaç ay içinde eritti. Bu erime nedeni ile memur, işçi ve emekliler maaşlarına yapılan zamların yeniden düzenlenmesi gerektiğini söylüyor.
Asıl sorun şu:
Dolar’daki artış dizginlenemiyor. Bu artış, girdi fiyatlarına yansıyor. Özellikle ithal mallardaki artışlar doğrudan tüketicinin cebini yakıyor. Neredeyse ithal edilmeyen mal ve ürün kalmadı.
Bizi yönetenlerin daha önce verdikleri bir söz vardı: “Milletimizi enflasyon altında ezdirmeyeceğiz. “
Sürekli artan pahalılık ve enflasyon karşısında bu sözleri anımsatalım.
Kendileri ile görüştüğümüz birçok memur, işçi ve emeklinin sorunu aynı noktada birleşiyor: “Maaşlarımıza verilen zamlar kısa zaman içinde eridi.”
Önümüzde bir tablo var, şimdi buna bakalım:
Son bir yılda asgari ücret yüzde 14,2, memur maaşları ile emekli memur maşları yüzde 14.83, emekli işçi maaşı da yüzde 15.4 arttı. Enflasyondaki yıllık artış ise yüzde 15.85 oldu.
Enflasyondaki artış, maaş ve ücretlerdeki artışı geçti. Çalışanlar ve emekliler, ücret zamlarının da Merkez Bankası’nın ebflasyon tahmininde olduğu gibi revize edilmesini istedi.
Tüketici Hakları Derneği’nin (THD) araştırmasına göre, Temmuz 2018’de süt ve süt ürünleri fiyatları Temmuz 2017’ye göre ortalama yüzde 22.44, sebzelerin fiyatları da ortalama yüzde 38.83 arttı.
Bu duruma göre, süt ve süt ürünleri fiyatları ile sebze fiyatları, maaş artışlarını ve yıllık enflasyonu katladı. THD Genel Başkanı Turhan Çakar, bugünkü koşullara göre halkın yüzde yetmişten fazlasının yoksulluk sınırının altında yaşadığına dikkat çekiyor.
Türkiye Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin araştırmasına göre Memur maaşları son bir yılda aylık net yüzde 1.02 eridi. Memur maaşlarının enflasyonun gerisinde kaldığına işaret edilen araştırmada, geçen ay, yılın ikinci yarısı için yüzde 3.5 oranındaki maaş zamlarını alan memurların bu ay ellerinde yüzde 2.71’lik bir oran kaldığı hesaplandı.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Yıl içindeki gelişmelere bağlı olarak daha sonra kurumlar bu tahminlerini yükseltiyorlar ama memur maaşlarına ilk tahmin üzerinden yapılan zamlar aynı kalıyor. Madem ki, tahminler ve tahminlere göre belirlenen bütçeler güncelleniyor öyleyse memur maaşına yapılacak artış oranları da güncellenmeli. Eğer Merkez Bankası yetkilileri 2018 için öngördükleri enflasyon oranını bir kalemde 5 puan yükseltiyorsa ortada ciddi bir durum var demektir. Öyleyse memur maaşları da revize edilen beklenti oranında, yani 5 puan daha yükseltilmelidir” diyor.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu da dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının Temmuzda 7 bin 912 liraya yükseldiğini, açlık sınırının ise 2 bin 130 lira olarak hesaplandığını duyurdu. Konfederasyonun araştırmasına göre son bir yıllık dönemde açlık sınırı yüzde 24.7, yoksulluk sınırı da yüzde 17.28 oranında arttı.
Ekonomideki gelişmelere baktığımızda şu an için önümüzü göremiyoruz. Yeni sistemde görev alanlar, kısa zamanda pahalılığın ve enflasyonun düşeceğini söylüyor. Bunun için de gereken tüm önlemlerin alınmakta olduğu mesajını veriyorlar.
Yeni sistemin savunanların bir başka görüşünü de yansıtalım:
“Bu sitem işlemeye başladığında her şey daha iyi olacak. Kısa zamanda pahalılığın ve enflasyonun düşeceği görülecek. Dolar’daki yükseliş de frenlenecek. Bunun için sabırlı olmak, bizi yönetenlere zaman vermek gerekiyor. “
Nitekim Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da her yaptığı açıklamada pahalılığının sona ereceğini ve enflasyonun tek hanelere düşeceğini söylüyor.
Son söz:
Bu satırlar yazılırken, çarşı-pazardaki fiyatların el yaktığını görmekteyiz. Bunun dışında birçok temel malların da zamlandığını alış-veriş sırasında öğreniyoruz. En azından piyasaların da denetlenmesi gerektiği görüşündeyiz. Çünkü piyasalarda bir başıboşluğun olduğunu söylemeden geçemeyeceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 100 günlük icraat programını açıkladı. Bu süre içinde sıkıntıların büyük bir kısmının giderileceği hesapları yapılıyor. Temennimiz de bu yöndedir. Yeni sisteme ve çalışma programına zaman vermek ve beklemek gerekiyor.
.