Ekonomideki durgunluk, Dolar ve Euro’daki yükseliş, hızla yükseliş içinde olan inşaat sektörünü de vurdu. İnşaat malzemelerindeki artışın ve banka faiz kredilerinin bunda etkili olduğu söyleniyor.
Son günlerde özellikle büyük kentlerde yapılan inşaatlardaki satışlarda duraklama başlamış olması, yapılan inşaatların “elde kaldığı” gerçeğini ortaya koyuyor. Yapılanların satılmaması nedeni ile de birçok projenin başlamadan askıya alınmasına neden oluyor.
Konuyu daha rahat ele alabilmek için sektör temsilcilerinin raporlarına ve görüşlerine göz atmak yeterli olacaktır.
Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), "Mart 2018 Sektör Raporu"nu açıkladı. Raporda inşaat sektörünün büyüme performansının arttığına dikkat çekildi ve ilk çeyrekte yaşanan 5 önemli gelişme duyuruldu. İMSAD'ın açıkladığı 5 önemli gelişmenin 5'i sektör açısından olumsuz nitelikte.
İMSAD'ın raporunda konut ve konut dışı binalarda satın alma ve kiralama işlerinin zayıfladığı satışların yılın ilk çeyreğinde gerileme eğilimine girdiği, kredi faiz artışlarının da konut talebini sınırladığı belirtildi.
Döviz ve hammadde fiyatlarındaki yükseliş, konut kredi faizlerinin ortalama yüzde 13-15'e çıkması nedeniyle talepteki gerileme, kamudaki ödemelerin ağır aksak gitmesi, ekonominin lokomotif sektörü inşaatta alarm verdirmeye başladı.
'Mart 2018 Sektör Raporu'nda, inşaat sektöründe yılın ilk çeyrek döneminde 5 önemli gelişme yaşandığı, bu gelişmelerin tamamının yılın ikinci çeyreğinde de sürmesinin beklendiği şu tespitlerle vurgulandı:
* Konut ve konut dışı binalarda satın alma ve kiralama işleri zayıfladı. Konut satışları yılın ilk çeyreğinde gerileme eğilimine girdi, kredi faiz artışları da konut talebini sınırladı. Konut dışı bina kiralamaları ise zayıfladı. Döviz kurlarındaki artışın da kiralama talebinin yavaşlamasında etkisi oldu.
*Yeni inşaat başlangıçları yavaşladı. Mevsimsellik ile birlikte mevcut inşaat işleri, beklentilerin altında gerçekleşerek sınırlı bir artış gösterdi. Yeni alınan iş siparişlerinin gerilediği inşaat sektöründe işlerde yavaşlama görüldü.
* Müteahhitlerin işletme sermayesi ihtiyacı arttı. Müteahhitler, yeni yılda mali açıdan üç sıkışma yaşadı. İlk olarak maliyet artışları fiyatlara daha sınırlı yansıtıldığı için karlılığın giderek düşmesine neden oldu. Satışların yavaşlaması nakit akışını sınırladı. Bankaların da kredi vermekte isteksiz olduğu gözlendi. Bu nedenle işletme sermayesi ihtiyacı artan müteahhitlerin daha çok barter teklif ettikleri görüldü.
* Kamu işleri sürmekle birlikte ödemeler yavaşladı. Kamu inşaat yatırımlarının sürdüğü ancak kamu ödemelerinde önemli bir yavaşlama olduğu ortaya çıktı.
* İnşaat sektöründe ödeme ve tahsilâtlarda, vadelerin uzadığı görüldü.
Raporda, “2017 yılında yüzde 8,9 büyüyen inşaat sektörünün performansını yukarı çeken en önemli etken, üçüncü çeyrekte yaşanan yüzde 18,6'lık büyüme oldu" denildi.
Raporun devamı şu şekilde:
"Büyümeler, birinci çeyrekte yüzde 5,2, ikinci çeyrekte yüzde 5,5 ve dördüncü çeyrekte ise yüzde 5,8 olarak gerçekleşti. 2017 yılında inşaat harcamaları, 2016 yılına göre yüzde 25,7 oranında genişleyerek 533,8 milyar TL'ye ulaştı. Özellikle dördüncü çeyrekteki yüksek harcamaların performansı artırdığı 2017'de; konut, konut dışı ve altyapı inşaat harcamaları birlikte genişledi."
Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili Tayfun Tellioğlu, son bir ay içerisinde demir-çelik ürünlerine gelen yüzde 50'yi aşan zammın, ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörünü büyük bir bunalıma sürüklediğini söyledi.
Demirin ton fiyatı son 20 günde yüzde 43.8 artışla 2 bin 30 liradan 2 bin 920 liraya tırmandı. Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkan Vekili ve Ankara İnşaat Müteahhitleri Derneği (ANİMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Tellioğlu, Türkiye'de üretilen demir-çeliğin sadece yüzde 15'inin yurtiçinde tüketildiğini hatırlatarak, Çin'den gelen aşırı demir talebinin, üreticilere zam yapma fırsatı doğurduğunu belirtiyor.
Demir-çelik üreticilerinin iç piyasayı görmezden gelip, "ne koparırsan kardır" mantığı ile hareket ettiğini kaydeden Tellioğlu, geçmişte dış taleplere öncelik veren çimento sektörünün, dış talebin sona ermesi ile zor duruma düştüğünü hatırlattı.
Demir-çeliğe yapılan yüzde 50'nin üzerindeki zammın TOKİ'den ve kamudan yüzde 5-10 kar ile iş alan müteahhitleri zor durumda bıraktığını kaydeden Tayfun Tellioğlu, hükümetten, "iç piyasa talebini dışarıdan gelen talepler altında boğdurmayacak bir düzenleme yapmasını" isterken, aksi takdirde "inşaat sektörünün boğulacağını" bunun da ekonominin genelini olumsuz etkileyeceğini savundu.