Türkiye Astana süreci kapsamında İdlib'de 12 gözlem noktası oluşturmuş durumda. İdlib’deki durum, aynı zamanda yanı başındaki Menbiç’in kontrol edilmesi açısından da önem taşıyor.
Suriye yönetimi geçen ay Dera ve Kuneytra merkezli güney cephesinde kontrolü sağladıktan sonra geriye kalan iki büyük bölgeye iki farklı stratejiyle yaklaşıyor: Fırat hattında Kürtlerin öncülüğünde şekillenen fiili özerk yapıyla müzakere yolunu seçerken İdlib'i savaşta 'bitiş sahnesi' olarak görüyor.
Suriye, şimdi bu noktalara operasyon için gün sayıyor.
Eli kulağındaki operasyon öncesi İdlib'deki sivillerin hükümetin kontrolündeki bölgelere tahliyesi içi Ebu Duhur üzerinden insani koridor açıldı. Bu koridorun ne kadar işlevsel olduğu net olarak bilinmiyor.
Bu yılın başında Suriye ordusunun geliştirdiği operasyonların seyrine baktığımızda Ebu Zuhur'dan sonra öncelikli hedefin Serakıb ve Maaret el Numan'ı da alarak M5 otoyolu üzerindeki son kesintiyi ortadan kaldırmak olduğunu görmüş oluyoruz.
Ancak, hemen vurgulayalım:
Bir yandan Amerika, diğer yandan Rusya’nın destek verdiği PYD/ PKK güçleri de Suriye güçleri ile anlaşarak bölgedeki operasyonlara katılıyor. Daha önce İdlib’i terk eden ve Menbiç çevresinden uzaklaşan terörist gruplar yeniden bu noktalarda güç kazanmayı hedefliyor.
Konunun bizi ilgilendiren tarafı çok. Ancak, böyle bir operasyonda Türkmendağı’nın da Esad ve yanındaki güçlerce hedef olduğu, burada yaşayan Bayırbucak Türkmenleri’nin hayatlarının tehlikede olduğunu da görmemiz gerekiyor.
Bu konuda kafalar yine karışık
Biz, Amerika ile bu konuda neredeyse ipleri kopardık. Amerika, özellikle Menbiç’te PYD/ PKK güçlerinin Fırat’ın karşı yakasına sürüleceğini söyledi. Bu sözünü yine tutmadı ve bu terörist güçleri yeniden silah sevkiyatına başladı.
Rusya ile neredeyse ittifak halindeyiz.
Kafalardaki soruya gelince;
Peki, Suriye’nin PYD/ PKK ile böyle bir operasyona girmesi, Rusya’nın haberi ve onayı olmadan gerçekleşebilir mi?
Buna paralel olarak Lazkiye'nin kuzeydoğusu ile Hama'nın kuzeybatısından İdlib'e yönelik askeri kıskaç başlatıldı. Yerel kaynaklara göre Kaplan Birlikleri ve Dördüncü Tank Tugayı, Türk askerlerinin konuşlandığı çemberin güney ucuna doğru kaydırıldı.
Görünüşte operasyon kurgusunda ilk etapta hedef İdlib-Hama arasındaki Gab düzlükleri ve ardından Cisr el Şuğur kasabası olarak gösteriliyor.
Bu durumda Türk askeri PYD/ PKK ile karşı karşıya gelebilir mi? Hiç kuşkusuz bu operasyonlar başlatılırsa gelebilir.
Şimdi bekleme dönemine girildi. Nedeni de şöyle anlatılıyor:
İdlib 'in merkezine yönelik öngörülen operasyon ise muhtemelen Rusya, İran ve Türkiye arasında şekillenecek ortak kararı bekliyor. Ortak bir stratejiden önce Suriye ordusunun başlatacağı bir operasyon Astana sürecini çökertebilir. Türkiye ile gerilim istemeyen Rusya'nın bir süre daha Suriye ordusuna fren yaptıracağı öngörülüyor.
Bu gelişmeler Türkiye’den endişe ile izleniyor. Konu ile de Rusya ile sıkı bir işbirliğine doğru adımlar atıldığını görüyoruz.
Şam yönetimi geçen ay güney cephesini temizledikten sonra yeni hedefin İdlib olduğunu deklare ederken Ankara operasyon seçeneğini bertaraf edecek çözük için Rusya ile temasları artırmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 14 Temmuz'da telefonda Rus lider Vladimir Putin'i olası operasyonun Astana sürecini çökerteceği söylemiş ve ardından iki lider 26 Temmuz'da Güney Afrika'daki BRICS zirvesinde konuyu baş başa görüşmüştü.
Hatta, buralardan yeni bir sığınmacı akını ile karşı karşıya kalabileceğimiz de gözlerden uzak tutulmamalıdır.
Mesele, Astana formatında 30-31 Temmuz'da Soçi'de düzenlenen son toplantıda müzakere edilmiş ama orta yol bulunamamıştı. Çözüm arayışında son vuruş ay sonunda Tahran'da düzenlenecek Türkiye, İran ve Rusya zirvesine bırakıldı.
Rusya’nın Türkiye’yi de gücendirmeyecek, ancak PYD/ PKK unsurlarını da dışlamayacak bir formül üzerinde çalışma yaptığı haberleri geliyor.
Bu konuda daha önce yazdığımız yazılarda “Rusya’ya da güvenmemiz gerekiyor” demiştik. Aynı şekilde İran da Suriye’deki varlığını korumak için bu terörist grupların varlığına ihtiyaç duyuyor.
Suriye’de sıkıntıların şiddetlenerek süreceği bir döneme giriyoruz.
.