Sözü uzatmadan hemen enflasyonla ilgili gelişmelere bakalım:
Ağustos enflasyonu aylık bazda artış rekoru kırarak yüzde 2.3 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 15.85'ten yüzde 17.90'a yükselerek son 14 yılın en yüksek seviyesini gördü. Uzmanlar Eylül veya Ekim’de enflasyonun yüzde 20'yi aşabileceği görüşünde.
Yazımızın başlığına aldığımız % 20 endişesi de buradan kaynaklanıyor. Çünkü, dövizdeki artışların enflasyonu da artırdığı belirtiliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) enflasyon rakamlarını açıkladı. Verilere göre Ağustos ayında yüzde 2.30, yıllık bazda ise yüzde 17.90 artan enflasyon, Ağustos ayında piyasa beklentilerini aştı.
Çekirdek enflasyon ise Ağustosta yüzde 15.10'dan yüzde 17.22 seviyesine çıktı. Tüketici fiyatları bazında Ağustosta bir önceki aya göre en yüksek fiyat artışı yüzde 25.56 ile salçada oldu.
Fiyat artışında salçayı yüzde 21.44 ile yumurta, yüzde 20.74 ile karpuz izledi. Geçen ay en fazla fiyat düşüşü ise yüzde 30.57 ile kuru soğanda gerçekleşti.
Aslına bakılacak olursa birçok mala gizli zamlar yapılıyor. Bazıları miktarı düşürüyor, bazıları doğrudan zamları fiyatlara yansıtıyor. Elektriğe, doğalgaza ve petrol ürünlere gelen her zammın, tüketilen her mala yansıtıldığının da altını çizelim.
Enflasyon verilerini açıklanmasının ardından Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan duyuruda, enflasyon görünümüne ilişkin gelişmelerin fiyat istikrarı açısından önemli risklere işaret ettiğini belirtilerek, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla gerekli tepkinin verileceği kaydedildi.
Duyuruda, daha önce yapılan iletişimle de uyumlu olmak üzere, 13 Eylül'deki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında parasal duruşun yeniden şekillendirileceği ve fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda bütün araçların kullanılmaya devam edileceği bildirildi.
Merkez Bankası'nın 13 Eylül'deki toplantısında faiz artışı kararı vermesi bekleniyor. Banka'nın ilan ettiği politika faiz yüzde 17.75 ancak faiz oranı işlemlerde yüzde 19'u aşmış durumda.
Enflasyonun seyri açısından döviz kurlarının daha önemli olacağına değinen uzmanlara göre enflasyon yılın zirve noktasını Eylül veya Ekim’de yüzde 20 civarı ile görebilir.
13 Eylül'deki PPK toplantısında Merkez Bankası'nın politika faizini arttırmasının daha doğru olacağını düşünen uzmanlar, faizlerin enflasyon ve enflasyon beklentileri ile daha uyumlu bir seviyeye çekilmesi gerektiği görüşünde.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Reuters'a verdiği röportajda enflasyon ile ilgili kritik açıklamalarda bulundu. "Gelinen seviye enflasyonla topyekûn mücadeleyi gerektiriyor" diyen Albayrak, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) başvurma planı olmadığını ve yabancı yatırımcı çekmeye odaklandıklarını söyledi.
Bakan, her ne kadar iyimser tablo çizmeye çalışıyorsa da, piyasalardaki dalgalanmanın önüne geçilemiyor.
Albayrak, "Maliyet şokları sonrası kısa vadede geçici artışlar normal. Enflasyondaki yükselişte kur ve ithalat fiyatları etkili. Bize düşen yapısal reformlara devam etmektir. Ülke olarak (örtülü sermaye kontrolü gibi) piyasa dışı uygulamalara başvurmayı geçmiş dönemde olduğu gibi bugün de başvurmayı düşünmedik ve düşünmeyeceğiz" diyor.
Türkiye'nin özel sektör de dahil olmak üzere dış borç problemi olmadığını savunan Albayrak, "Toplam verilere baktığımızda Türkiye'nin böyle bir sorunu ya da riski yok" dedi.
Cari açığın da yılsonunda tahminlerin altında kalmasını beklediklerini söyleyen Albayrak, 2019'da Türkiye ekonomisinin çok daha güçlü olacağını savundu.
Amerikan yatırım bankası JP Morgan'ın verilerine göre Türkiye'nin Temmuz 2019'a kadar ödemesi gereken 179 milyar dolar dış borcu bulunuyor, bunun 146 milyar doları özel sektöre ait.
Yine sözü uzatmayalım:
Açıklamalar, iyi niyet gösteriler, ilerisi için umutlu olmamız önerileri bir kenara, biz şu an cebimizden çıkan paraya bakıyoruz. Fiyat artışları önlenemiyor. Enflasyon sürekli yükseliyor. Cebimizdeki para giderek küçülüyor. Alım gücü azalıyor. Geçinme sıkıntısı içinde olanların sayısı artıyor. Felaket tellallığı yağmıyoruz ama, ortadaki gerçekleri de görmezden gelemeyiz ki.
Yazımızı Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken’in konu ile ilgili şu açıklaması ile noktalayalım:
“Yapılan zamlar bir taraftan fiyatların genel seviyesini yükseltirken bir taraftan da halkın alım gücünü düşürüyor. Gıda sektöründe aynı fiyat üzerinden gramaj düşürülerek gizli zam yapılması rakamlara yansımıyor ama halkın alım gücünü giderek düşürüyor. Özellikle paketli ürünlerin birçoğunda fiyatlar değişmemiş gibi gözükse de paketteki gramaj azaltılıyor. Örneğin bir kiloluk paket pirincin fiyatı aynı ama paket 850 grama düşürülünce fiyatlar yüzde 15 artmış oluyor. Bunun gibi gizli ya da açıkça yapılan zamlar önümüzdeki ay enflasyon rakamları için umut verici bir tablo çizmiyor. Bu zamların enflasyona etkisini azaltmak ve enflasyon oranlarında kalıcı bir düşüş için zamların geri alınması lazım. Böyle bir gelişme aynı zamanda piyasaları da hareketlendirecektir”