Cengiz Özakıncı’nın makalesinin tamamı okunduğunda zihinlerde oluşturulmak istenen birçok sorunun cevabı bulunacaktır. Burada iddiaların çevresindeki sislerin giderilmesine çalışılmıştır. Atilla Oral’ın Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu isimli eseri maalesef bilimsel bir tetkikten geçirilmeden alelacele okuyucuyla buluşturulmuştur. Orijinal yazıların taklidi her zaman mümkündür.
Atatürk'ün Sansürlenen Mektubu olarak sunulmaya çalışılan metinde Atatürk’ün Kur’an kültür ve irfanıyla bağdaşmayan ifadeler de mevcuttur. Atatürk’ün Kur’an’a olan saygısı herkes tarafından bilinmektedir. Ali Rıza Özdemir Atatürk ve İslâm [1] isimli eserinde Sinan Meydan’dan dipnot verdiği ifadelerle Atatürk’ün Kur’an tecrübesini şu şekilde özetlemektedir: “Atatürk, daha 7 yaşında annesi Zübeyde Hanım’ın isteği ile Kuran-ı Kerim’i hatmetmiştir. 8 Yaşında Kuran’ın tamamını ezbere okuyabilmektedir." (Atatürk bu gerçeği 1927 yılında Ankara’da ABD Büyükelçisine açıklamıştır.)
Atatürk, Kur’an-ı Kerim meal ve tefsir çalışmalarını ömrünün sonuna kadar takip ve teşvik etmiştir. TBMM 21 Şubat 1925 tarihinde Türkçe Kur’an Meâli ve Tefsiri hakkındaki önergeyi kabul etmiştir. Atatürk, Elmalılı Hamdi Yazır ve Mehmet Akif Ersoy ile yapılan Kur’an Tefsir ve Tercümesi Sözleşmesi'nde yer alan teknik ayrıntılar ile bizzat ilgilenmiştir [2].
Abdurrahman Kasapoğlu’nun Atatürk’ün Kur’an Kültürü [3] eserine bakıldığında da Atatürk’ün “sansürlenmiş değil sahte olan mektuptaki” şöyle bayağı bir söz sarf etmeyeceği anlaşılacaktır.
“Arabistan yarımadasının kumsal çöllerinde; (Ikre, Bismi, Rabbi) safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır”. Üç kelimeye kısaltılan “ikra bismi rabbik” şeklinde “ikra bismi rabbike'l-lezî halâk” (Yaradan Rabb'inin adıyla oku) (Alak suresi/1.) ayetidir.
Atatürk’ün ayete safsata demesi mümkün değildir ve onun Kur’an edebine aykırıdır. Üstelik metinde görülen Atatürk’ün yazdığı iddia edilen “ikra bismi rabbik” yerine “ikra bismi rabbihi” yazıp hi’sinin üstünün karalandığı görülmektedir. Bu durum küçüklüğünden beri Kur’an okuyan bir insanın bilgisi ile de bağdaşmamaktadır. Bu sözü onun ağzından söylenmiş göstermek en hafif ifadesi ile inançlı bir insan olan Atatürk’ü töhmet altına bırakmak demektir.
“Bir sözün iddia edilen kişiye ait olup olmadığı hususunda aşağıdaki yol ve yöntemler izlenebilir: Sözü söyleyen kişi tarafından yazılmış kitaplara ve birincil kaynaklara bakılır. Rivayet edilen sözler için ise ikincil kaynaklardan veyahut kişinin etrafında olan insanların anılarından yararlanılır. Kurumların geçerliliği sorgulanır. Metinde yer alabilecek minik ayrıntıları birleştirilir. Örneğin, Atatürk’ün Suudi kralına yazdığı iddia edilen mektupta imzada ismi geçen Cumhurbaşkanlığı Atatürk Özel Arşivi’nin henüz olmaması gibi. Sözlerde yer alan tarihlerden yola çıkarak metnin tarihselliğini sorgulanır. Tarihsel uyuşmazlıklar sonucu ortaya çıkacak ana kronizmleri bulunur. Suudi Krallığı’nın 1932 yılında kurulmuş olduğundan yola çıkarak mektubun 1919 tarihinde yazılmış olamayacağını çözmek gibi. Belki de bu gibi durumlarda en önemli şey sorgulamak, araştırmak ve okumaktır. Gördüğünüz cümleleri veya sözleri ne kadar uzmanı olduğunuza inansanız da yazılı olarak kitaplarda bulmaya çalışın. Hoşunuza giden veyahut çok sevdiğiniz sözleri hemen paylaşmayın. Akıl ve eleştiri süzgecinden geçirilmeden yapılan bu paylaşımlar bilgi kirliliğini arttıracak ve çok sevdiğiniz tarihsel kişiliklere zarar vermekten başka bir şeye yol açmayacaktır” [4].
SONUÇ
Türk Tarih Tetkik Cemiyeti'nin hazırlamış olduğu Tarih Kitabı hakkında varsayımlardan uzak bir inceleme yapmak her zaman mümkündür. Çöpten bulunduğu iddia edilen bir mektubun Türk Tarih Kurumu Başkanı Uluğ İğdemir’i ve üyelerini töhmet altında bırakmasının hiçbir mantıklı nedeni yoktur. Türk Ocakları'nın kapatılmasından sonra Atatürk'ün emriyle kurulan Türk Tarih Tetkik Cemiyeti 1935'te Türk Tarih Kurumu'na dönüşmüştür. Atatürk'ün sansürlendiği veya arşivde yok edildiği iddia edilen bir mektuptan kendisinin güvendiği bilim insanları kadar manevi kızı Afet Hanım'ın da haberi olması gerekirdi. Afet Hanım hem bu kurumun üyesi hem de 1935'ten itibaren belirli aralıklarla başkanlığını yapmış yetkili bir kişiydi. Dolayısıyla varsayımlar üzerinden hareket ederek Atatürk dâhil her insanın el yazısının taklit edilebileceği unutulmadan o insana kendi düşüncelerine aykırı yazıları yazmış gibi iddiada bulunulabilir. Bu bakımdan Atatürk gibi Türk Milletinin kaderini değiştirmiş ve halen etkilemeye devam eden bir liderin kendisine isnat edilen belgeler konusunda son derece dikkatli olunmak zorundadır. Aksi halde söylenmemiş bir söz toplumda infiale, zihinlerde cevapsız soru işaretlerine neden olur.
Atatürk'ü kendi kaleminden, güvenilir kaynaklardan okumak ve öğrenmek her Türk evladının borcudur.
.
[1] Ali Rıza Özdemir, Atatürk ve İslâm, Kripto Yayınları, Ankara, 2019. Ali Rıza Özdemir, a.g.e., s. s. 114.
[2] Ali Güler, Atatürk ve İslâm, Halk Kitabevi, İstanbul, 2016, s. 187.
[3] Abdurrahman Kasapoğlu, Atatürk’ün Kur’an Kültürü, İlgi Yayınları, İst, 2006. Atilla Oral, a.g.e., s. 75.
[4] https://teyit.org/teyitpedia/ataturkun-soyledigi-iddia-edilen-sozler-nasil-dogrulanir
__________________________________________
KAYNAKLAR
1-Abdurrahman Kasapoğlu, Atatürk’ün Kur’an Kültürü, İlgi Yayınları, İstanbul, 2006.
2-Ali Güler, Atatürk ve İslâm, Halk Kitapevi, İstanbul, 2016.
3-Ali Rıza Özdemir, Atatürk ve İslâm, Kripto Yayınları, Ankara, 2019.
4-Atilla Oral, Atatürk’ün Sansürlenen Mektubu, demkar yayınevi, 4. Baskı, 2023, İstanbul.
5-Cengiz Özakıncı, Atatürk, Şemseddin Günaltay ve İslam Tarihi, Otopsi, BD Ocak, 2022.
6-Kemal Atatürk, Nutuk, III (Vesikalar), Devlet Kitapları, On birinci Basılış, Millî Eğitim Basımevi - İstanbul 1970.
7-Şehbenderzade Filipeli Ahmed Hilmi İslam Tarihi, Sadeleştiren: Ziya Nur Aksun, Cilt I, Ötüken Yayınevi, İstanbul, 2006.
8-TARİH (T.T. T. Cemiyeti Tarafından Yazılmıştır) II. Cilt, Kemalist Eğitim Tarih
Dersleri (1931-1941), 1 Basım, 1932, Devlet Matbaası, İstanbul, Kaynak Yayınları, 2000
İnternet Kaynakları:
https://teyit.org/teyitpedia/ataturkun-soyledigi-iddia-edilen-sozler-nasil-dogrulanir