Sovyetler Birliği Komünist Partisi siyasi bürosu 27 Aralık 1943 tarihinde Kırım, Karaçay-Balkar, Çeçen-İnguş, Kalmuk ve Volga Alman Muhtar Sovyet cumhuriyetlerinin feshedilmesine ve haklarının toptan Sibirya ve Orta Asya’ya sürülmesine karar vermiştir. Kararın alındığı tarihte böyle bir uygulamayı hayata geçirmek mümkün olmadığı için, Sovyet hükümeti bir yıl beklemek zorunda kalmıştır. Bunlarla birlikte Adigelerin bir kısmı Taman Çerkezleri de 1944 yılında tevkif edilerek Sibirya'ya sürülmüşlerdir.
Karaçay-Malkar halkının 1943-1944 arası toplu olarak Kafkasya’dan Orta Asya ve Sibirya’ya sürülmelerine sebep olan olaylar, 1917 yılındaki Rusya’nın Bolşevik ihtilaline kadar uzanmaktadır. 11 Mayıs 1918'de Kafkasyalılar “Birleşik Kafkasya Dağlıları Cumhuriyeti”ni kurmuşlardır. Yedi eyaletten oluşan bu Cumhuriyet; Abazya, Adige, Kabardey, Karaçay-Malkar, Osetya, Çeçen-İnguş ve Dağıstan’dır. Fakat Sovyet yöneticileri 1936'da yeniden statüleri değiştirilen Kafkasyalıları üç özerk bölgeye ayırmıştır. Bolşevikler Karaçay-Malkar’da askeri mahkemeler kurarak, 3000 kişiyi kurşuna dizip, 17000 kişi de Sibirya çalışma kamplarına sürgüne göndermiştir. 1932’den 1934’e kadar Karaçay’da zorla kollektifleştirme (devletleştirme) çalışmalarına karşı 1934’te tekrar ayaklanan Karaçay-Malkarlardan 3000 aileyi daha sürgüne gönderilir. 1936- 1937 yıllarında kollektifleştirmeye isyan eden Karaçaylar, 1939-1940 yıllarında yarıya yakını ya katledilir ya da Sibirya’ya sürülür.
Kuzey Kafkasya'da 1939 yılı Kasım ayında başlayan isyan bütün bölgelere yayılırken, Alman birlikleri 1941 yılında Sovyet ordusuna öldürücü bir darbe indirerek Kuzey Kafkasya’ya girer. Sovyetlere karşı isyan etmiş olan Kuzey Kafkasyalılardan bir kısmı Alman ordularına katılarak, onlarla birlikte Sovyetlere karşı savaşmaktadırlar, ancak 1942’de Alman ordularının Sovyet birliklerine karşısında yenilerek, geri çekilmeye başlayacaklardır. Buna rağmen Kuzey Kafkasyalı milliyetçiler çeteler halinde mücadelelerine devam etmektedirler. Ufuk Tavkul “XX. Yüzyılda Kafkasya’dan Karaçay-Malkar Göç ve Sürgünleri” makalesinde bu tarihten itibaren Karaçay-Malkar halkının yaşadıklarını şu şekilde anlatır:
“Almanlar Kafkasya’dan çekilir çekilmez 15 Ocak 1943'te Kızıl Ordu Karaçay'a büyük bir saldırı başlatmıştır. Karaçay köyleri yerle bir edilmiş, daha sonra 2 Kasım 1943 tarihinde Karaçay halkı topyekûn sürgüne gönderilmiştir. Aynı karar 8 Mart 1944’te Malkarlara da uygulanmıştır. On dört yıl boyunca Kafkasya’dan uzakta sürgünde yaşayan Karaçay-Malkar halkı 1950 yılında vatanlarına geri dönmeye başlamıştır. Karaçay-Malkar halkının sürgün yerleri: Kırgızistan, Kazakistan ve Özbekistan toprakları olmuştur” (Tavkul, 2015: 151).
Kuzey Kafkasyaların 1864 yılında yaşadıkları büyük sürgünden sonra ikinci büyük sürgün, Çeçen-İnguş halkından 800.000 Karaçay-Malkar halkından ise 200.000 kişinin Sibirya yahut Türkistan cumhuriyetlerine gönderilmeleri olmuştur. Kuruçev, Komünist Partisi'nin 20. Kongresinde Stalin tarafından Kuzey Kafkasya halklarının sürgüne gönderilmesinin doğru olmadığını, bütün bu hakların itibarlarının iade edilmesini vurgulayarak Çeçen-İnguş, Karaçay Çerkez Kabartay-Balkar ve Kalmuk-Özerk cumhuriyetlerinin yeniden hhya edilmesini ve Sovyet Rusya'nın bu milletlere yapmış olduğu haksızlığı düzelteceğini, sürgüne gönderilen halkların eski yurtlarına dönerek hayatlarını yeniden tanzim etmelerine yardımcı olacaklarını beyan etmesi üzerine; Kuruçev hükümeti tarafından tespit edilen bir plana göre Karaçay-Malkarlar 1957-1958 arasında Çeçen-İnguşlar ise 1960 yılı sonuna kadar anavatanlarına dönüşlerine tamamlamışlardır.
Ahmet Hazer Hızal, “Kuzey Kafkasya” isimli eserinde Kuzey Kafkasya’ya halkların dönüşünü şu rakamlarla vermektedir:
“1958 yılı başlarına kadar sürgünden dönmüş olan Çeçen-İnguş’ların sayısı 200.000 kadardır. Bu rakam sürülmeden önce 800.000 nüfusa sahip olan bu halkın %25'i nispetini teşkil etmektedir. Karaçay-Malkarlardan ise 1958 Nisan ayına kadar 5000 aile dönmüştür. Bu ise nüfusu 190.000 olan Karaçay-Malkarların yüzde 13'ünü karşılamaktadır” (Hızal, 1961: 124).
Bu rakamlar sürgün sırasında ve sürgündeki kötü şartların halkların nüfusunu azalttığını göstermektedir. Ayrıca Kuruçev’in açıklamalar yaptığı dönemde Kuzey Kafkasya halklarıyla birlikte sürgün edilen Kırım Türkleri için herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Çoğunlukla kendi köylerine ve kasabalarına geri dönen bu halklar, mal ve mülklerinin yağma edildiğini görmüşlerdir. Bu kararın çıkarıldığı dönemdeki yöneticilerinin çoğu sürgün emrini veren ve suçlu olarak ilan edilen Stalin idaresinde görev almış yetkililer olmuştur. Hem Rus Çarlığı hem de Sovyet Rusya, Kuzey Kafkasya coğrafyasına sömürgeci bir siyaset uygulamış ve kolonizasyona tabi tutmuştur. Günümüzde Dağıstan bölgesi hariç Kuzey Kafkasya'nın tamamında yerli halkların hepsi azınlık durumundadır. 19.yy’ın başında 5 milyon nüfusa sahip olan Kuzey Kafkasya, Rus Çarlığı ve Sovyetlerin uyguladığı sürgün ve katliam politikalarıyla yerli halkın nüfusu bugün 7 milyonu bile bulmamaktadır.
Prof. Dr. HİLMİ ÖZDEN
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi
Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü
______________________________________
Kaynaklar
1-Hızal, A.H. (1961). Kuzey Kafkasya, Orkun Yayınları, Ankara.
2-Tavkul, U. (2015). XX. Yüzyılda Kafkasya’dan Karaçay-Malkar Göç ve Sürgünleri, (Türk Dünyasında Sürgün ve Göç, Hazırlayanlar: Nesrin Sarıahmetoğlu, İlyas Kemaloğlu), Türk Kültürüne hizmet Vakfı, İstanbul.
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....