Türk Milleti olarak, milli bayramımız olan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızın 100. yılını kutluyoruz.
Atatürk'ün, bir asır önce 1919'da yaktığı kurtuluş meşalesi, o günden bu güne Türk gençlerinin elinde, sarsılmaz iradeleriyle günümüzü aydınlatmaktadır.
19 Mayıs 1919, kurtuluşumuzdan haberdar olduğumuz, yeni bir devlet kurmak için ilk adımı attığımız tarihtir.
Sevgili Gençler,
Atatürk'ün sizlere armağan ettiği bu bayramın anlamı, Atatürk'ü anmak ve anlamak adına anlamlı olacaktır.
Tarihi değerlere ve şahsiyetlere haksızlık yapmamak gerekir.
Türk milleti olarak muhteşem tarihimiz, olaganüstü destanlarımızla doludur.
Bu destanlarımızın kahramanları olan Türk büyükleri, bizlerin, bu günlerde bayram yapmamıza ve geçmişimizle gurur duymamıza vesile olmuşlardır.
Bu günler, milli duygularımızı coşkuyla yaşadığımız; yeni nesillerin milli ruhu ve şuuru yaşamalarını sağladığımız müstesna günlerdir.
Hanlık-hakanlık ile Orta Asya'da başlayan Türk tarihi, imparatorluk olarak Selçuklularla Anadolu'da, Osmanlılarla üç kıtada hüküm sürmüşlerdir.
Nizam-ı alem davası ile dünyaya nizam veren; hak, hukuk, adalet dağıtan Osmanlı İmparatorluğu, 1900'lü yılların başında tarihi rolünü tamamlamış oldu.
1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı'na katılmak zorunda kaldık.
1. Dünya Savaşı'ndan 1 yıl sonra, 18 Mart 1915'te Çanakkale Zaferi'nin kazanılması milletimizin kurtuluş ümidi oldu.
Çanakkale Savaşı'ında bizlerin, "her türlü imkansızlıklara rağmen bu savaşı nasıl kazandığımıza" şaşırdığımız, savaştığımız istilacı devletlerin "nasıl kaybettiklerini" hâlâ anlayamadıkları, sırrı çözülememiş bir mucize, bir büyük destan gerçekleştirilmiştir...
Türk milletinin kurtuluş ümidi taşımasını sağlayan Çanakkale Zaferi'ni,19 Mayıs 1919'da Samsun sahillerinden haykıran Atatürk, Erzurum'da, Amasya'da ve Sivas'ta yapmış olduğu kongrelerle, Anadolu'nun kuru ve kıraç topraklarını canlandırmış, masum ve mağdur yürekleri ayaklandırmıştır.
Üzeri kül tutmuş yüreklerdeki milli ruh ve heyecanın ortaya çıkması için, külü üfleyerek altındaki koru alevlendiren Atatürk ve silah arkadaşları, yurdun kurtarılması adına savaşılması gerektiği gerçeğini ortaya koymuştur.
4 milli bayramımız çok anlamlıdır. İmkansızlıklar içerisinde verilen mücadelenin unutulmaması için, o günlerin, bayram olarak kutlanılması istenmiştir.
19 Mayıs 1919, "vatanımızın ve milletimizin kurtuluşu için savaşacağız",
23 Nisan 1920, "meclisimiz var, millet olarak yaşıyoruz",
30 Ağustos 1922, "zafer, Türk milletinindir, kurtuluşumuz gerçekleştirilmiştir",
29 Ekim 1923, "krallık, imparatorluk değil, insan hakları ve demokrasi için cumhuriyet yönetimini kabul ediyoruz."
anlamında, tarihi gerçeklerin belgeleri bizlere, bayram olarak armağan edilmiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında, milletimizi yok etmek düşüncesiyle "tarihimizi", vatanımızı işgal ederek "coğrafyamızı değiştirmek isteyen" düşmanların bu niyetlerini yeni nesillere anlatmak ve aktarmak, milli bayramlarımızla mümkün olmaktadır.
Milli bayramlarımızla yeni nesil, atalarının kendileri için verdikleri mücadelenin imkan ve şartlarını göz önünde bulunduracaklardır. Gençlerin ders almaları, tarihine ve atasına sahip çıkmaları sağlanmış olacaktır.
Bütün dünya milletlerinin kabul ettiği, yüzyılın en büyük devlet adamı, lideri, önderi, askeri, hatibi ve fikir adamı, Türk'ün atası, büyük Türk Atatürk'ü ve bu topraklar uğruna canlarını feda eden şehit atalarını unutmama ve sahiplenme duyguları milli bayramlarla yaşanmaktadır.
Muhtaç olduğumuz kudretin damarlarımızdaki asil kanda mevcut olduğu, milli bayramlarımızda daha iyi anlaşılacaktır.
Manevi ruhla ve milli şuurla eğitim vereceğimiz, bu duygu ve düşünceyle yetiştireceğimiz nesiller, istiklalimiz ve istikbalimiz olacaktır.
Sevgili Gençler,
"Niçin bayram yapıyoruz?" sorusuna göğsünüzü gere gere cevap vereceğiniz, onur ve gurur duyacağınız bayramlar yaşamanızı temenni ediyorum.
Başta, cepheden cepheye koşarak ömrünü Türk milletinin bekası için feda eden büyük Türk Atatürk'ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Minnet ve şükran duygularımı ifade ediyorum...
SÖZÜN ÖZÜ: Kökü mazide olan atinin bugünkü evlatları, kurtuluşumuzun ve kuruluşumuzun koruyucuları olacaklardır. Tarih ve kültür değerlerini manevi ruhla ve milli şuurla sahipleneceklerdir. "Kudretsiz dimağların, zayıf gözlerin hakikati kolay göremeyeceği" unutulmamalıdır.
Bayramınız kutlu, gönlünüz mutlu, geleceğiniz umutlu olsun....