1980 yılı AMERİKAN yapımı askeri darbesi sonrası siyaset hızla liberalleşti ve NEO LİBERAL SİYASET ile yönetilen bir ülke olduk. Darbe, aslında 24 Ocak ekonomik kararlarının uygulanmasını sağlamak için yapıldı ve uygulayıcı olarak da TURGUT ÖZAL’a rol verildi. Özal önce ekonomiden sorumlu bakan, daha sonra da ANAP üzerinden başbakan ve devamında da Cumhurbaşkanlığı yaptı.
2002 Senesine kadar farklı iktidarlar gördük. Gelen iktidarların hepsi de NEO LİBERAL EKONOMİ modeline bağlı olarak yönettiler ülkeyi.
1980’li yılların başında bu sistemde milleti dolandıran BANKER ŞİRKETLERİ gördük. Hortumlanan bankaları da gördük. Başbakan yapılan TANSU ÇİLLER’in EŞİ ÖZER UÇURAN ÇİLLER DE İSTANBUL BANKASI GENEL MÜDÜRÜ idi ve bankanın hortumlanmasını sağlayan kişi olarak yargılandı.
2002 senesine kadar çok sayıda ekonomik krizler gördük. En önemli krizler 1991 KÖRFEZ KRİZİ, 1995 TANSU ÇİLLER KRİZİ, 1999 ve 2001 krizleri.. Her krizde sevgili milletimiz, hangi iktidar döneminde kriz çıktı ise seçimlerde muhalefete oy vererek iktidarları değiştirdi.
2001 Ekonomik krizi sonrası alınan erken seçim kararı ile 2002 Kasım ayında da yeni kurulmuş AKP iktidar yapıldı.
Tüm krizlerin arkasında seçilen tüm iktidarları destekleyen ABD var.
NEO LİBERAL olmanın bedeli krizdir.
Sadece 1991 seçimlerinde SHP İLE DYP koalisyon olarak iktidarı ele geçirirken ABD desteği yoktu.
25 Mart 1994 tarihinde tüm partiler birbirlerinin oylarını bölünce, REFAH PARTİSİ ADAYI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, %25.4 gibi çok düşük oran ile İstanbul Belediye Başkanlığı’nı kazandı.
O dönemde başkan adayları İSTANBUL’DA ULAŞIM-SU VE ALT YAPI SORUNU konusunu millete proje gibi anlattılar. Oysa zaten zorunlu görevler idi bu işleri yapmak. Asıl önemli olan o şehrin ekonomik geleceğinin planlanmasıdır. Bu plansızlıklar yüzünden İSTANBUL’da yapılmaması gereken sanayi yatırımları, “gereksiz imarların yapılması ile düzeltilecek” dedikleri ulaşımı perişan ettiği gibi ülke ekonomisini de mahvetti.
1980 sonrası TURGUT ÖZAL “sanayi ülkesi olacağız, köylülüğü azaltacağız” diyerek köylerin boşalmasının yolunu açtı; ÖZAL sonrası da aynı politikalar devam ediyor.
AKP’de, LİBERAL EKONOMİ MODELİ en katı şekilde uygulayan iktidar oldu ve onlar da bu uygulamayı halen sürdürüyor.
Başta İSTANBUL olmak üzere KOCAELİ- BURSA- İZMİR- DENİZLİ- GAZİANTEP- ANKARA sanayi şehirleri oldular. İstanbul ülkenin toplam nüfusun % 20’sini nerede ise topladı. Diğer şehirlerde de çarpık kentleşmeler devam etti ve ediyor da. Ulaşım sorunları da en fazla olan şehirler bu şehirler.
Yine bir yerel seçimin öncesindeyiz.
Herkes oy verirken çok iyi düşünmelidir. Şu an sizlere cazip gibi görünen ve NEO LİBERAL EKONOMİ düzenine hizmet eden tüm partilerin, ülke kalkınmasına, İşçilere, Memurlara, Köylülere, Esnaflara ve ülkenin toplam gelirinden hak ettikleri payları alamayanlara hiçbir destekleri olmayacaktır.
Takım tutar gibi parti tutanlara sesleniyorum;
Şu an mecliste var olan tüm partiler NEO LİBERAL EKONOMİ düzenine hizmet eden ve ülke gelirinden en yüksek payları alan %5 azınlık kesimine hizmet etmektedirler. Takım tutar gibi oy vermeye devam edersek değişen bir şey olmayacaktır. % 95 kesime hizmet edecek ÜLKENİN TAM BAĞIMSIZLIĞI’ndan yana siyasi partileri YEREL YÖNETİMLERDE seçmeye başladığımız zaman, genel seçimlerde iktidara gitme yolları da açılacaktır.
Adaylar ile ilgili basın ve medya şöyle haberleri veriyorlar
* A Parti Belediye Başkan adayı …… mahallesi (veya) …… köyü muhtarını ziyaret etti mahalle (veya) köyün sorunları hakkında bilgi aldı, sorunlarını dinledi.
* B Parti Belediye Başkan adayı …… derneğini ziyaret etti sorunlarını dinledi.
* C Parti Belediye Başkan adayı esnaf odasını ziyaret etti ve sorunlarını dinledi.
* D Parti Belediye Başkan adayı sanayi odasını ziyaret etti ve sorunlarını dinledi.
Hep ziyaretler, hep dinlemeler.. Sonrası hikaye..
“Başkan olursam eğer, sorunlarınız hakkında şunları yapacağız” diye sıralayan bir aday kesinlikle göremezsiniz. “Projemiz var” diyerek yalan söyleyenleri de hep göreceksiniz.
Bu konularda projeleri olamaz çünkü adayların tamamı LİBERAL DÜZEN’in hizmetkârları.
Genel seçimlerde iktidarın alınması halinde kurtuluş kesinlikle olacaktır. NEO LİBERAL EKONOMİ MODELİ ve borçlanma ekonomisi terk edilecektir. Kaynakları verimli kullanılan, tarlaları ekilen, dikilen ve yeniden kendi kendine yeten bir ülke doğacaktır.
“Mahalleye yol yapacağım, elektrik gelmesini ağlayacağım, konut üretmek benim işim” diyen adayları göreceksiniz meydanlarda.. Arkalarında da kuyruk gibi yancılar, meydancılar, pelikanlar ve şakşakçılar..
Siz kanmayın o şatafatlı görüntülerine ve Lütfen BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARINA aşağıdaki soruları sorunuz.
- Kentsel dönüşüm size göre nasıl yapılmalıdır? Rakibiniz olan partilerden farklı ve daha doğru bir kentsel dönüşümü nasıl yapacaksınız? Açıklayınız. Kentsel dönüşüm yapılması gereken inşaatların olduğu yerlerde ilave emsal oranları verecek misiniz?
- Meyve-sebzeyi ucuza almamız için projeniz var mı? Nelerdir? Açıklayınız.
- Başka şehirlerdeki üniversitelere giden çocuklarımız, ekonomik sıkıntılardan “gelecek sene belki daha iyi olur” umudu ile kayıt donduruyorlar. Üniversiteye gidemeyen bu çocuklar öncelikli olmak üzere burs vermek gibi projeniz var mıdır? Açıklayınız.
- Barınma sorunu yaşayan öğrenciler için düşük maliyetli yurt yapma projeleriniz var mı? Açıklayınız.
- Belediye meclisi üyeleri aday listenizdeki kişilerden kaç tanesi müteahhit çocuğu, yeğeni, kardeşi veya elemanı? (Bu tür meclis üyesi adayları şehrimiz için mi verimli olur, yoksa müteahhitleri için mi hizmet ederler.)
- Şehrin trafik sorununu çözmek için nasıl yatırımlar düşünüyorsunuz? Açıklayınız.
- Belediyeler aşırı borçlu ve başkan seçilince tasarruf tedbirleri alacak mısınız? Açıklayınız.
Daha çok sorular var ve öncelikle en önemli olanları yazdım. Bu yerel seçimlerde partileri ve adaylarını çok sıkı inceleyin, sorgulayın ve oyunuzu ona göre kullanın. İş işten geçmeden…
Gelecek yazımızda kaldığımız yerden devam edeceğiz.