Başlık şaşırtmış olabilir ama, evet “oturarak voleybol” 1980 yılından itibaren “olimpik bir spor” olarak kabul edilen bir daldır.
Tarihçesi ilginç…
İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaş kurbanları için bir tedavi olarak sporun kullanılması, “Paralimpik Hareketin Babası” olarak kabul edilen Nörolog Dr. Ludwig Guttmann’ın girişimiyle başlar ilk olarak.
Bu arada paralimpik kelimesinin "paralyzed (felçli)" ve "olympic (olimpiyat)" kelimelerinden türetildiği bilgisini de verelim.
Stoke Mandeville hastanesinde -ki İngiltere’de bulunan bu hastane, savaş kurbanları için bir rehabilitasyon (yeniden yaşatma) merkeziydi– engellilerin spora katılımının temelinin atıldığı yer olarak kabul edilir. Fikrin, muhataplarınca kabul görmesinin ardından İngiliz ve Hollandalı engelliler arasında düzenli olarak yapılan organizasyonlar “Stoke Mandeville Oyunlarına” dönüşmüştür.
Engelliler için kurulan ilk spor topluluğu 1956 gibi geç bir tarihte hayat bulur. Almanya’dan gelen “yumruktopu” başlıca spordur o yıllarda.
Oturarak oynanan yumruk topunun çok pasif bir oyun olduğu fark edildikten sonra, sporun daha hareketli biçimleri aranmış ve bugünkü anlamda “oturarak voleybol” noktasına ulaşılmıştır.
İlk Avrupa şampiyonası 1981 yılında Bonn/Almanya’da, ilk Dünya Şampiyonası ise aynı yıl Delden/Hollanda’da gerçekleştirilmiştir.
Oturarak voleybol, engelli engelsiz diye ayırmadan hatta çoklu engel (bedensel ve mental) durumlarında bile yapılabilen bir spor olarak,
- Bedensel engelli ve çoklu engele sahip engelli bireylerin oturarak voleybol dalı ile sosyal entegrasyonunu gerçekleştirmek
- Engelli engelsiz bireylerin birlikteliğini sağlamak
- Farkındalık yaratmak
- Sağlıklı bir bedene sahip olmak
- Fiziksel aktivite meydana getirmek
- Sosyalleşme
- Sosyal sorumluluk
gibi amaç ve etkilere sahip…
Gelelim oturarak voleybolun ülkemizdeki gelişimine…
Öncelikle bu yazıyı yazarken paylaştıkları her şey için Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu (TBESF) Zihinsel Engelliler Teknik Kurul Üyesi Abdullah Gümüşbaş Ağabeye ve eski uluslararası voleybol hakemi ve halen gözlemci ve Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Oturarak Voleybol Koordinatörü olan A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Görevlisi Onur Hoşnut Hocama çok teşekkür ediyorum.
Bu spor dalının ülkemizdeki tarihi çok eski değilse de 2005 yılında TBESF bünyesinde başlayan bu dalda Türkiye Şampiyonaları, ligler düzenlenmiş ve dünya çapında turnuvalara katılım sağlanmıştır bugüne kadar.
Oturarak voleybol dalı, bir yıldan daha az bir süre önce TVF çatısı altına alınmıştır.
Bu değişimin gerçekleştiği dönem, erkek ve kadın milli takımlarımızın 2023 Avrupa Şampiyonasına katılımlarına ilişkin sürecin devam etmekte olduğu bir dönem ve TVF bünyesinde ilk faaliyet de geçtiğimiz yıl İtalya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonasına katılmak olmuştur. *
Yeni dönemde, TBESF döneminde kurulmuş takımlarla ve oluşturulmuş liglerle yeni bir statü çerçevesinde yola devam ediliyor. Kısa süre içinde de lig faaliyetleri başlayacak.
TVF, takımları desteklemek için yakında ilan edilecek çeşitli adımlar atmayı planlıyor. Liglerin Nisan – Haziran aralığında, turnuvalar şeklinde olacağını da öğrendim. Uzun vadede, daha çok takımlı ve deplasmanlı liglere doğru büyümesi umuluyor.
Ayrıca bu sene ilk defa sadece kadın takımlarının yer alacağı bir kupa planlanıyor.
Mevcut durumda, kadın sporcularımız, karma takımlarda erkeklerle birlikte yer alıyorlar. Ancak bu sporu daha çok forma şansı bularak icra edebilmeleri için kadınlar ligine ihtiyaç var. Bu, kadın milli takımımız için de önemli şüphesiz.
Kapsayıcı bir dal olarak oturarak voleybol, TBESF’nin önerisi ile 2019-2020 sezonunda spor genel müdürlüğü tarafından okul sporları faaliyet programına dahil edilmiş. Dünyada ilk defa okul sporlarında “oturarak” dalının başlatılması önemli bir adım…
Açıkçası okullarda engelli engelsiz çocukların beraberce spor yapmaları fikri bile heyecan verici…
Peki, bu sporu yapmak isteyen bilhassa engelli/engelsiz bireyler; okullarda yapılmasını planlayan ilgili öğretmen ve yöneticiler ne yapmalı?
Bu konuda TVF Oturarak Voleybol Koordinatörü Onur Hoşnut Hocamın söylediklerini aynen paylaşmak isterim.
“Oturarak voleybol halen ülkemizde, farklı illerden 30’a yakın spor kulübü bünyesinde icra edilmekte. Liglere katılan takımların yanında, hobi olarak da bu sporu yapanlar mevcut. Farklı illerimizde bu sporla tanışmak ve denemek isteyen, engelli ya da engelsiz tüm sporcu adayları, kendi illerinde bir faaliyet olup olmadığını Türkiye Voleybol Federasyonunun ilgili e-posta (paravolley@tvf.org.tr) adresine yazarak öğrenebilirler. Ayrıca, o illerimizdeki voleybol il temsilcilerimizin de kendilerine destek olması mümkün…”
Ayrıca…
“Bu yıl okul sporları faaliyetlerinin mayıs ayı içerisinde gerçekleştirilmesi planlanıyor. Karaman ilimizde gerçekleştirilecek faaliyetlerde, milli takım antrenörlerimiz de koordinatör olarak yer alacaklar.
Buna ek olarak, oturarak voleybolun üniversitelerde yaygınlaştırılmasına yönelik de çalışmalar yürüteceğiz. Bunun ilk adımı olarak, TÜBİTAK’a bir proje sunduk ve eğer fon alabilirsek, benim de görev yapmakta olduğum Ankara Üniversitesi ile başlayarak, ilk modeli oluşturacağız. Bu ve benzeri projelerde, engelli ve engelsiz tüm öğrencilerimiz, birlikte aynı sporu icra edebilecekler. Oturarak voleybolun kapsayıcı özelliğini bu noktada bir avantaja çevirmek arzusundayız.”
Harika, değil mi?
* Daha fazla fotoğraf için lütfen tıklayınız!
Haftanın Notu:
Hayat, “herkes gibi herkesle beraber” yaşanıp paylaşıldıkça güzel ve anlamlı…
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....
Tarihsel bir başlangıçla anlatılan dizeler. Hem uyarıcı hem de dikkat edilmesi gereken konuları dikte etme özelliği açısından; Bu Dünyada biz de varız mesajını aldım. Sağ olasın Alper Can.