Tatmin olma hali, olgun olanla olmayan arasındaki farka denk geliyor! Çünkü tatmin olan kişinin yüzüne içsel huzurun güzelliği yansır. Yaşanılan her olumsuzluğun geçiciliğine inanır ve sonrasında kendisindeki kişisel büyümeği gözler.
Yatay akışta gücümüzün çoğunu kullandığımızda tatmin olma hali çabuk geçer. Daha çok sahip olmaya ve başkalarının onayına odaklanırız. Sahip olduğumuz ise hemen yeni bir itici güç ararız! Mesela, çok istediğimiz ayakkabıyı alır, bir iki gün giyer ve başkalarına gösterdikten sonra kenara atarız. Tatmini bir de başarı dediğimiz yine başkalarının gözünden alınan bir paye olarak da yaşarız. Esasında bu yalancı tatminleri yaşayarak içteki tatminsizliği büyütürüz. Kendimize neyin ne kadar yeteceğinin bilincinde olmadığımız da ortaya çıkar, yani kendimizin kapasitesini algılamada zorlanmışızdır!
Bir önceki yıl üç sergi yaptım ve satış olmadı. Satış olmayışı resim yapma iştahımı etkilemedi. Yapılan çalışmanın beni mutlu etmesi çok daha önemli geldi. Daha doğrusu çalışmayı, yemek kadar doğal kabul etmekteyim. Bu arada çalışmaya devam ettikçe sürpriz satışlar da oldu!
Başarı; içsel yol alışı fark ederek kendini yenilemenin hazzını tatmaktır.
Dikey akışta yaşanılan başarıyı başkasına gösterme ihtiyacı hissetmeyiz. O herkesçe anlaşılamaz ve bazen de bazı insanların nazarını çekebilir. Yaptığımız her ne ise onu içselleştirdiğimizde, kaynağına bağlanırız. Bilmeden bilme, doğal olarak akma hali yaşarız. Bu yaşayış yatay akış yaşamını da kolaylaştırır.
Kişinin tatmin olup olmama hali, davranışlarında ve yüz çizgilerinde kendini gösterir. Nasıl mı? Tatminsiz ve ertelenmiş bir yaşantı yaşayan kişinin yüz çizgileri yere, aşağı doğru uzanır. Hırçın ve kızgın davranır. Tatmin olmuş, gözü arkada kalmamış kişilerin yüz çizgileri göğe, yukarı doğru şekillenir. Yüzlerinde sebepsiz bir gülümseme olabilir.
İçsel huzur ve tatmin olma hali, aç gözlerin yakalayacağı bir güzellik değildir. Bize neyin ne kadar yeteceğini bilme olgunluğu ve paylaşmanın getirdiği bilinç artışını dileriz.