2019 Nobel Edebiyat Ödülü'nün Bosna soykırımını inkar eden Peter Handke’ye verilmesine tepki yağıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra AKP ve CHP de ödülün Handke’ye verilmesine sert tepki gösterdi.
İsveç Devlet Politikası olarak müthiş bir şekilde Türk ve İslam Düşmanlığı yapmaktadır.
Münih Üniversitesi'nde yürütülen psikiyatrik genetik çalışmalarının sonucu olarak, Naziler 1933'te ruhsal rahatsızlığı bulunan insanların kısırlaştırılmaları yasasını çıkardıktan 1 yıl sonra, 1934'te İsveç meclisinde alınan bir kararla 40 yıl boyunca sakatlar, kalıtımsal hastalığı, psikolojik rahatsızlığı olanlar, alkolikler ve herhangi bir şekilde "sosyal yaşama uyum sağlayamayacağı" düşünülen kişiler zorla kısırlaştırıldılar.
Her yıl fizik, tıp, kimya, edebiyat, ekonomi ve barış alanında Nobel ödülleri veren, halihazırda dünyanın barış havarisi olarak görülen İsveç, 1935-1976 yılları arasında 58 bini kadın, 62 bin İsveçli vatandaşını zorla kısırlaştırmıştır. Büyük bölümü de Türk kökenli Samilerdir. Bu süreçte de iktidarda tek başına Sosyal Demokratlar bulunuyordu. O yüzden Soykırımcı İsveç denen ülkedeki ırkçıların Peter Handke’ye ödül vermesi normaldir.
Benden öneri: Adolf Hitler’e de gıyabında barış ödülü versinler..
...
Rahmetli Gazeteci Ağabeyim Hasan Pulur da 9 yıl önce çok güzel yazı yazmış, okumanızı tavsiye ederim;
"İsveç soykırımı
15 Mart 2010
Sabah”ın başlığı güzeldi: “Hoppala! İsveç yeni soykırımlar icat etti/İsveç, Ermeni soykırımı tasarısına Pontus Rumlarını, Keldanileri, Süryanileri, Asurileri de katarak kabul etti.”
Yani, biz Türkler, sadece Ermenileri değil, çoğu Mezopotamya’da yaşamış insanlara da soykırım uygulamışız.
Bizim hükümet de haklı olarak İsveç Meclisi’nden bir oy farkla geçen bu tasarı üzerine, Başbakan İsveç gezisini iptal etmiş, elçimiz geri çağrılmış...
* * *
Tepki doğru ama, acaba İsveçlilere “Samilerin (Laplar) durumu” sorulmuş mu?
Kim bilecek “Samiler”i?
“Samiler” Asya kökenli bir halk, Ural-Altay dilini konuşurlar. İskandinavya’ya, Rusya’nın Kola yarımadasına Asya’dan gelmişlerdir. Onlara yerleşik de denilemez, göçebedirler, başta geyik ve diğer hayvanları avlanarak geçinirler. 17. yüzyıldan başlayarak Norveç ve İsveç, “Samiler”i Hıristiyan yaparak asimile etmeye çalıştılar, kültürel ve sosyal asimilasyonla bu topluluk yok edilmeye başlandı, kendi dilleri unutturuluyor, okullarda İsveç ve Norveç dili öğretiliyordu.
* * *
Sosyal antropolog Sefa M. Yürükel asimilasyon politikasını şöyle anlatır:
“1900’lü yılların başlarında Sami bölgelerinin İsveçliler tarafından sömürgeleştirilmesiyle birlikte, buralarda yaşayan Samilerin yüzyıllardır yaşam tarzları ve geçim kaynakları olan yaylalar, geyik sürülerini otlatma alanları, ormanlık alanlar ve ekilebilir alanların büyük bir kısmı, İsveç Krallığı tarafından, Samilerin ellerinden alındı ve hareket olanakları kısıtlandı. Kısıtlanmadan önceki Sami yerleşim ve yaşam alanlarına İsveçli ailelerin yerleştirilmeye başlanmasıyla birlikte, aynen Norveç’te olduğu gibi ekilir biçilir alanları Krallık yeni gelen İsveçlilerin kullanımına verdi. En verimli ve en iyi alanların ellerinden alınması karşısında kalan Samiler, Krallığın gösterdiği kısıtlı, verimsiz ya da az verimli alanlara yerleşmeye zorlandı. Bu durum Samilere karşı planlı bir etnik temizliğin adımlarını ve devletin asimilasyon politikasına uygun olan bir tehcirin oluşturulmasına yaradı.”(x)
1960’lı yıllarda başlayan asimilasyon, 1996’da bir mahkeme kararıyla tescil edildi.
Sveg bölgesindeki İsveç mahkemesinde, devlet tarafından, Samilerin en önemli yaşam kaynağı olan hayvancılık, geyik yetiştirme ve kışlık yerleşim bölgeleri olan ormanlık bölgelerde, geyik sürülerini toplama ve otlatma konusunda, bölgede yaşayan dört Sami topluluğu hakkında, sorun oluşturdukları gerekçesiyle dava açıldı. Mahkeme tarafından, Şubat 1996’da, Samilerin ormanlık alanı kışlık olarak kullanamayacağı konusunda karar alındı.
* * *
“Samiler”in lideri Olav Jahanson bu kararı şöyle yorumladı:
“Biz, bu bölgenin yerlileri için, bu karar beklenilmeyen bir karar değildi. İsveç adaleti hiçbir şekilde yerlilerin insan hakkını korumamaktadır. Bizim varlığımıza karşı alınan bu karar, İsveç’in diğer sömürgeci iktidarlardan hiçbir farkı olmadığını göstermektedir. Bize, bu durumda ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılmaktadır. Sanki yüzyıllardır buralarda var olan yaşam tarzımız ve kültürümüz bilinmiyormuş gibi bize karşı tavır alınmaktadır.”
* * *
İşte Türkiye’yi soykırımla suçlayan İsveç bu İsveç’tir. “Samiler”in adını duyan var mı?
Hayır, duyulmaz, çünkü onların seslerini duyuracak Nobel ödüllü bir yazarları olmadığı gibi, “Hepimiz Ermeniyiz!” diye bağıranların benzerleri de yoktur.
(x) Batı Tarihinde İnsanlık Suçları/Marmara Grubu Vakfı Yayınları......."