Yukarıdaki başlığa bakıp “Hangi tehlike?” diyenlerin çok olduğunu tahmin ediyoruz. Hemen vurgulayalım:
Pandemi halen tüm dünyayı kasıp kavuruyor. Türkiye’de de yeni varyantlar korkutuyor. Doğu ve Güneydoğu’da aşılamalarda beklenen hıza kavuşulamadı. Hatta bazı ülkelerde yeniden tam kapanma gündemde.
Dünya Sğlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri de son açıklamalarında pandemi nedeni ile hayatını kaybedenlerin sayısında beklenen düşüşlerin olmadığını açıkladı. “Tehlike henüz geçmedi” uyarısında bulundu.
Neredeyse tamamı kırmızı olan iller arasında aşılama oranı en düşük olanlar; Bitlis, Siirt, Şanlıurfa, Mardin, Diyarbakır, Muş, Batman, Şırnak, Ağrı ve Bingöl olarak yer alıyor.
Bilim insanlarının uyarısını yineleyelim:
“Bana bir şey olmaz demeyin, mutlaka aşı yaptırın. Pandemiye karşı şu anda en etkili silah aşıdır.”
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, Doğu ve Güneydoğu’da aşılama oranının düşük kalmasında genç nüfusun etkili olduğunu dile getiriyor. Kendisini dinleyelim mi?
“* Burada genç nüfusun çok olmasının etkili olduğunu düşünüyorum. Gençlerde algı ‘Bana bir şey olmaz, hasta olsam da zaten kurtarırım’ şeklinde ama öyle değil.
* Süreç içinde genç ölümlerin de olduğuna şahit olduk. Aşı olmayan genç, hastalığı evine götürdüğünde annesinin, babasının, büyüklerinin de hasta olmasına sebep olabiliyor. İşine, okuluna gidemiyor.
* Corona virüsle mücadele için Türkiye’nin dört bir yanında toplumsal bağışıklığı yakalamamız gerekiyor. Sadece Ankara, İzmir, İstanbul’un, Kars’ın aşılanması yeterli değil.
* Tüm Türkiye’nin hedef nüfusunun yüzde 80’inin aşılanması gerekiyor ki ancak toplumsal bağışıklık olabilsin. Hiçbirimiz bir daha o kısıtlamaların çok olduğu, günlük 50 bin vakanın olduğu o dönemi yaşamak istemiyoruz.
* Bundan korunmak için şu yaz ayından geri kalan 3 aylık dönemi çok iyi değerlendirip, bir an önce 18 yaş üstü tüm vatandaşlarımızın çift doz aşısını tamamlaması gerekiyor.
* Anadolu illerimizde aşılama oranında istediğimiz rakamı çok da göremediğimizi ifade etmek gerekiyor. Bu bölgede daha çok genç insanlarımız var, gençlerimiz belki corona virüsün kendilerine bulaşmayacağını düşünerek aşı olmuyorlar. Anadolu’da kulaktan kulağa bazen yanlış bilgiler yayılabiliyor.
*Aşı ile ilgili yanlış söylemler var, kısırlık yapabileceği, başka şeylere sebep olabileceği yönünde. Şu an için bakıldığında aşının böyle yaptığına dair kanıta dair elimizde bilgi yok.
* Coronavirüste başarılı olmak için Türkiye’nin her yerinin benzer renkte olması gerekiyor. Mavi ya da sarı rengi her yerde yakalayabilirsek ancak başarılı olabileceğimizi söylemek mümkün.
* Bu bölgelerdeki gençlerimize seslenmek istiyorum. Gençler kapalı olarak evde kaldıkları zamanı bir daha yaşamak istemiyorlarsa, işi olanlar işlerine gitmek istiyorsa üniversiteye gitmek istiyorlarsa bir an önce aşı olmaları gerekiyor. Gençlerin daha az aşı olduğuna şahit oluyoruz.
Bu bölgelerde aşılamanın hız kazanması ve bu konuda daha dikkatli hareket etmek gerekiyor. Türkiye’de topluma dokunmak çok önemli. Anadolu’da mahallelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aslında il, ilçe, köy bazında bakarsak o bölgelerdeki en önemli faktörlerin başında aile hekimleri geliyor. Mahalle mahalle buna inandırmak gerekiyor. ‘Mahalle modeli’ doğru bir yaklaşım. O mahallenin aile hekimi, muhtarı, camisinin imamı, yerel yönetimler bir arada aşı ile ilgili teşvik çalışması yapmalı, hem kendileri aşı olmalı hem de insanları aşıya davet etmeli. İnsanların ayağına kadar aşı götürülüyor. Bu kadar aşı bolluğu varken bir an önce aşı olmak en güzel yaklaşım olacak.”
Özetleyelim:
Her gün açıklanan koranavirüs tablosunda bugüne kadar beklenen düşüşlerin olmadığı hatta bazı noktalarda yükselişlerin devam ettiğini görmekteyiz. Bazıları ise “Bayram sonrası tabloda yükselişler olabilir “endişesini de dile getiriyor.