Günümüzde anlam kargaşası yaşanılan kültür ve medeniyet kavramları yerine göre ve anlamına uygun kullanılmamaktadır. Bir millete mahsus olan "kültür" ile bütün milletlere ait olan "medeniyet" mefhumları nedense çok karıştırılır. Aynı veya yakın anlamlıymış gibi düşünülür. Oysa, farklı değerlerdir. Nasıl mı?

İnsanın sağlıklı yaşaması, ona hayat veren organlarının varlığı ve canlılığı ile yakından ilgilidir. Milletin varlığı da milli ve manevi değerlerinin güçlü bir şekilde yaşanması ve yaşatılmasıyla mümkündür. İnsanların yaradılışındaki ayniyetlik, ortak değerleridir. Kan bağı olan ırk kavramıyla birlikte, milli birlik ve beraberliği sağlayan kültür unsurları da önemlidir. Kültür konusunda, bazı milletlerin değerini bilerek önem vermeleri, buna bağlı olarak da bazı milletlerin, "kültür emperyalizmi" ile zayıflatılmak istenmeleri "kültür" gerçeğini ortaya koymaktadır. Mensubu olmakla övündüğümüz, gurur duyduğumuz milletimizi, KÜLTÜR ve MEDENİYET yönüyle de bilmemiz gerekmektedir. Bunun için de yanlış anlaşılan, tartışılan ve çok karıştırılan kültür ve medeniyet konusuna açıklık getirmiş olalım.

Kültürün, sosyologlarca pek çok farklı tanımı, yaklaşımı, anlayışı olmasına rağmen az ve öz ifade ile "toplum bilimi" dememiz mümkündür. Cemil Meriç ve Ziya Gökalp, ısrarla "Hars" demişlerdir.

Kültür, bir millete ait olan değerler bütünüdür. Dil, tarih, gelenek ve görenekler, folklor, müzik, oyun, yemek, kıyafet... vs. gibi millet için aynı olan değerler, birer kültür unsurlarıdır. Bunlar, bir millete aittir ve millidir. Milletten millete farklılıklar gösterir. Mesela, bir Türk’le bir Yunan’ı ayıran kültürdür. Kısacası, kültür, bir milletin yaşama tarzıdır. Medeniyet ise; ilim, bilim, fen, teknoloji... vs gibi aklın ürettikleri ile ilgili olanlardır. Bilgisayar, otomobil, ev, yol, eşya... vs ise, birer medeniyet ürünleridir. Her millet için aynıdır, ortaktır.

Bir milletin herhangi bir ferdi için, medeniyet konusunda eksikleri olsa bile, milletine ait olan değerlere sahip ve milletine has hayat tarzı ile yaşadığı için, ona "kültürsüz" diyemezsiniz. Tahsil yapmamış cahil birisi için "kültürsüz" demek uygun değildir. Medeniyetten mahrum diyebilirsiniz. Yaşama biçimi olan kültür ile yaşama biçimini kolaylaştıran ve rahat yaşamayı sağlayan medeniyet karıştırılmamalıdır. Medeni olduğunu iddia eden milletlerin, masum ve mazlumları mağdur etmesi, kültürlerinden mahrum etmek istemesi medeniyetle çelişmektedir. Kimyager, devletini yok etmek için devletinin temeline dinamit üretmemelidir. Doktor, böbrek nakli ticareti yapmamalıdır. Yani, meslek medeniyetse, mesleği yapma ve yaşama anlayışı ahlak, vicdan ve kültür işidir. M. Akif Ersoy’un "Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar" sözü anlamlıdır ve bu durumu açıkça anlatmaktadır.

Türk milleti olarak "kültür" konusunda çok zengin ve iddialı olmamıza rağmen, "medeniyet" konusunda aynı şeyleri söylememiz pek mümkün değildir. Kültürümüzün zenginliğini tarihimizde yaşadığımız olaylarda, destanlarımızda açıkça görmemiz mümkündür.

Türk milleti olarak, tarihimize, kültürümüze, dilimize, destanlarımıza kısaca, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu değerler, milli birlik ve beraberliği, güçlü olmayı sağlar. Andımız, milli bayramlarımız, tarih ve kültürümüz ile, "milli ruh" yeni nesillere aktarılmış olur. Bu değerlere sahip çıkılmazsa milli güç zaafa uğrar, var olma anlayışı zayıflar ve kaybolur. Bakın, Kenya’nın ilk devlet başkanı Kenyatta, "Misyonerler ülkemize geldiklerinde onların elinde İncil, bizim elimizde bereketli topraklarımız vardı. Bizlere, gözlerinizi kapatın, hayal kurun, sizlere çok güzel şeyler vaat ediyoruz, din öğreteceğiz, dediler. Daha sonra gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, onların elinde ise bizim bereketli topraklarımız vardı." diyor.

Milli ve manevi değerlerimizi bilmek ve sahiplenmek zorundayız. Parmağımızı biraz telefonun tuşlarından kurtarıp kitap sayfalarını çevirmek için kullanırsak kendimizi daha iyi tanımış, pek çok şeyi daha iyi anlamış oluruz. Yusuf Has Hacip’in, "Kır (ak) saçlıları (tecrübelileri) öne oturtun (değer verin), arkadakiler (yeni nesil) onları görsünler (tecrübelerinden faydalansınlar, izinden yürüsünler, ders alsınlar)" diyen Kutadgu Bilig’i (mutluluk veren, kutlu bilgi), Dede Korkut Hikayeleri’ni, Mevlâna’yı, destanlarımızı bilmeliyiz. Türk tarihi hakkında, özellikle Çanakkale Zaferi ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili bilgilerin sahibi olmalıyız. Milli ve manevi değerlerimizin anlamlarını ve amaçlarını sahiplenmeliyiz.

Uzayda ev sahibi olmayı düşünelim (medeniyet). Bu başarının mutluluğunu halay çekerek, türkü söyleyerek kutlayalım (kültür).

BİZ gibi yaşayacağımız günlerimizde mutlu olmak, geleceğimizden umutlu olmak dilek ve duası ile...

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.