Erdem inanç itikat ve muamelatın toplamıdır. Erdem kalbin berraklığı ve dilin inşirah akademisine dönüşümüdür, yahut ahlâk bulvarında yürüyüştür erdem. Erdem insaniyetin cehalete tokatıdır. Peki erdem nerede, gören duyan var mı?
Erdemlilik didişenleri değil; düşünenlerin libası,helâl rızkın tadını alın teriyle yoğuranların mizacıdır. Mübalağadan uzak, dosdoğru emrine amâde ; haysiyetli bir gayrettir.
Dini tezgahlarda pazarlayanlar; erdeme kör sağır ve dilsizdir ve erdem ciddi manada istikamet ve dindarlığı yaşayanların mahsulüdür.
M/izânsızlığın ölçüsünü müşahede etmeyenler erdemle kavgalıdır. Hiçbir dava mizân kaygısı yoksa erdemli olamaz. Hele akletmeyip, beynini kiraya verenlerin erdemi idrak edecek feraset beklemek ahmaklıktır.
Erdemsiz yığınlar toplumsal nezâket ve naifliği katletmişlerdir ve yalanlar üzerine bina edilmiş kahramanlıklar üretip; hakikatin şamarı suratlarına çarpılana kadar hafızaları gürültü çıkaran teneke parçası gibi çöplükten çöplüğe savrulurlar.
Bunlarla yaşayanlar ve dinlemek zorunda kalanlar ıstıraplanır dertlenir ve kendini yalnızlığın koynuna atar, buda erdeme acı verir.
Dolayısıyla konuşanları değil, susanları ve yalnızlığı dinlemek inşirah verir. Bu hakikatleri tespitte tevazu yapmak riyakârlıktır belki umursamazlıktır . Umursamazlık ise ahlâk aymazlığıdır.
Erdem gayreti unutmadan kadere rıza göstermenin adıdır, belki de nasip işidir vesselam.
Nasip
İki ayrı âlem görmeli insan
Sadakat sahibi görecek er geç
Gayeden bihaber yoksa heyecan
Takılma ahmağa bir selam ver geç