Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'in yanı sıra Arap ülkelerinden liderlerin de geniş katılımıyla düzenlenen Arap Çin Zirvesi’nin kapanış bildirisi ‘Riyad Bildirisi’ ismi altında yayınlandı.
Riyad Bildirisi’nde, Çin ile Arap ülkeleri arasında farklı alanlarda iş birliğini derinleştirme ve stratejik ortaklığı pekiştirme konusunda fikir birliği sağlandı. Daha iyi bir gelecek için iki taraf arasındaki kapsamlı iş birliğine ve gelişmeye dayalı stratejik ortaklığı güçlendirme kararlılığının teyit edildiği bildiride, tüm ülkelerin Birleşmiş Milletler ilke ve amaçlarına olan bağlılık bir kez daha vurgulandı.
Riyad Bildirisi’nde ‘ülkelerin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı duymak, uluslararası ilişkilerde güç kullanmaktan veya güç kullanmakla tehdit etmekten kaçınmak, iyi komşuluk ilkesine saygı göstermek ve devletlerin içişlerine karışmamak’ ilkelerine yer verildi.
Uluslararası hukuka dayalı düzeni korumak ve uluslararası ilişkilerde iş birliği, dayanışma, adalet ve hakkaniyet ilkelerini geliştirmek için çalışmanın önemine değinilen bildiride, Filistin sorununun Ortadoğu'da merkezi bir mesele olmaya devam ettiği ve iki devletli çözüm temelinde adil ve kalıcı bir çözüm bulunması gerektiği kaydedildi. Bildiride ayrıca İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline son verilerek 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurulması gerektiğinin altı çizildi.
Riyad Bildirisi’nde Çin'in uluslararası barış ve kalkınmanın yayılmasına katkıda bulunma çabalarının dikkate alındığını ve takdir edildiğini vurgulandı. Ortak, kapsamlı, iş birliğine dayalı ve sürdürülebilir güvenlik kavramına bağlı kalmanın önemine işaret edildi.
Riyad Bildirisi’nde ‘Arap-Çin toplumunu yeni döneme doğru ortak bir gelecek için inşa etmek, iki taraf arasındaki dayanışma ve iş birliğini güçlendirmek, her biri için kendi ulusunun rönesansını gerçekleştirmesini desteklemek, bölgede barış ve kalkınmayı teşvik etmek ve temel çıkarlarla ilgili konularda iki taraf arasında siyasi istişare ve destek kararlılığını sürdürmek’ başlıklarına yer verildi.
Arap ülkelerinin ‘tek Çin’ ilkesine olan sıkı bağlılıklarını ve Pekin'in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma çabalarına verdikleri desteği vurgulayan bildiri, Tayvan'ın Çin topraklarının ayrılmaz bir parçası olduğu yinelenerek Tayvan bağımsızlığının her türlü biçimi reddedildi. Hong Kong dosyasında Çin'in konumunu destekleyen Riyad Bildirisi’nde Çin'in ulusal güvenliği sürdürme ve Hong Kong'da demokrasiyi geliştirme ve tamamlama çabalarına destek verildi.
Riyad Bildirisi’nde Çin ile Arap ülkeleri arasında çeşitli boyutlarda ve düzeylerde karşılıklı alışverişin teşvik edilmesinin ve ortak kalkınma sorunlarıyla yüzleşmek için uyumlu çabalar gösterilmesinin önemi vurguladı.
Bildiride başta Suriye, Libya ve Yemen krizleri olmak üzere bölgesel sorunlara uluslararası meşruiyet kararları, ilgili anlaşmalar ve referanslara uygun siyasi çözümler bulmak için ortak bölgesel ve uluslararası çabaların önemi vurgulandı. Bildiride ayrıca terör ve aşırılık yanlısı örgütlere karşı ortak hareket etme ihtiyacına işaret edildi. Riyad Bildirisi’nde Lübnan, Somali ve Sudan'ın güvenlik, istikrar, kalkınma, refah ve terörle mücadele çabalarını desteklemenin gereğine dikkat çekildi.
Çin tarafı, Arap ülkelerinin bölgedeki güvenlik sorunlarını dayanışma ve iş birliği yoluyla çözmelerine ve Arap halklarının da kendi kalkınma yollarını hür iradeleriyle seçmelerine verdiği desteği teyit etti.
Bildiride, Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulma ve uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler referanslarına, iyi komşuluk ilkelerine, güvenlik ve barışı yeniden tesis etme çabalarına verilen destek vurgulandı.
Bildiride, sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi ve ‘Bir Kuşak Bir Yol’ girişimine ortak olunmasının önemine işaret edildi. Barış, kalkınma, adalet, demokrasi ve özgürlükte vücut bulan insanlığın ortak değerlerinin kutsandığı bildiride, dünya halklarının kendi ulusal koşullarına uygun demokratik, sosyal ve siyasi sistemleri geliştirmelerinin bağımsız yollarına dikkat çekildi. Bildiride, demokrasiyi koruma bahanesiyle ülkelerin iç işlerine karışılmasına karşı çıkıldı.
Riyad Bildirisi’nde Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması (NPT) uyarınca nükleer silahların ve diğer kitle imha silahlarının yayılmasını engellemek için ortaya konan çabalara destek verildi. Ortadoğu'yu kitle imha silahlarından kurtarmanın, terörle mücadele çabalarını güçlendirmenin ve terörizmi her biçimini ve tezahürünü kınamanın önemine değinilen bildiride, medeniyetler arası diyalog ve farklı kültürlere saygı teşvik edildi. Din ve kültür mensupları arasındaki nefret, aşırılık ve medeniyetler çatışmasına karşı çıkıldı.
Tüm biçimleriyle İslamofobiye karşu durmanın önemini vurgulayan bildiride Arap ve Çin medeniyetlerinin insanlığın ilerlemesine eşsiz katkılarda bulunduğuna ve var olan medeniyetler arası diyalog ve iletişim çağrılarını sürdürme isteğine işaret edildi.
Bildiride küresel kültürel çeşitliliği koruma ve belirli bir ulusa karşı ayrımcılığı, önyargıyı ve medeniyetler çatışması teorisini reddetme ihtiyacı hatırlatıldı.
Riyad Bildirisi’nde ekonomi, ticaret, yatırım, sanayi, ulaşım, haberleşme, enerji, çevre koruma, tarım, gıda güvenliği, turizm ve insani alanlar da dahil olmak üzere çeşitli siyasi, ekonomik, sosyal ve kalkınma başlıklarında bir sonraki aşamada iş birliğini sürdürmenin önemi vurgulandı. Bildiride kaynaklarını geliştirme, fikri mülkiyet, medeniyetler kültürü ve diyalogu ile eğitim, bilimsel araştırma, bilim ve teknoloji, medya, sağlık, sürdürülebilir kalkınma, spor ve diğer alanlarında iş birliği yapmanın önemine dikkat çekildi.
Bildirinin sonunda, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens ve Başbakan Muhammed bin Selman'a içten teşekkür edildi.
Riyad Bildirisi’nde bir sonraki zirveye Pekin'in ev sahipliği yapmasına karar verildi. Ancak zirve tarihinin, taraflar arasında yapılacak istişareler sonucunda daha sonra açıklanacağı bilgisi paylaşıldı.
Riyad / Şarku'l Awsat Arap Haber Ajansı