BURSA ARENA / Haber Merkezi
Hayat pahalılığı Türkiye'nin en önemli sorunlarının başında geliyor.
Peş peşe gelen zamlar halkın gündelik yaşamını zorlaştırıyor.
Olumsuz tabloya karşın iktidarın oylarında anketlere göre gerileme olsa bile dramatik bir düşüş görülmüyor.
Buna dair farklı iddialar dile getirilse bile bazı kişiler nedenler arasında halkın artık zamlara alışmasını gerekçe gösteriyor.
Özer Sencar'ın Halk TV'de vatandaşların zamlara alıştığını söylediği konuşma
"Fakirliğe de ekonomik sıkıntılara da insanların alıştığını tepki vermediğini görüyoruz"
Bu kişilerden biri de Metropoll Araştırma Şirketi Kurucusu Özer Sencar.
Halk TV'de 18 Mart 2021 Cuma günü yayınlanan "Perdenin Önü Arkası" programına konuk olan ve son anket sonuçlarını açıklayan Sencar, zamların sandığa nasıl yansıyacağına dair yaptığı değerlendirmede şu iddiada bulundu:
Vatandaşlarımız zamlara alıştı. Ekonominin bu kadar olumsuz etkilerine rağmen AKP yaptığımız ölçümde 24'e kadar inmişti. Kararsızlar oransal olarak dağıtıldığında oyu yüzde 34 civarındaydı. Dolayısıyla kararsızlar dağıtılmadan, yaklaşık 6-7 aydır AKP'nin oyu yüzde 25-26-27 civarında. Bütün bunlara rağmen yüzde 24'ün altına inmedi AKP'nin oyu. Yani yüzde 24 çizgisinde güçlü bir direnç düşmemek için. Bir diğer husus artık fakirliğe de ekonomik sıkıntılara da insanların alıştığını tepki vermediğini görüyoruz. Cumhuriyet tarihinde bu kadar olumsuz olduğu bir dönem hatırlamaz.
Sencar'ın siyasete yönelik görüşleri bir yana dillendirdiği "vatandaşın zamlara alıştığı" iddiası dikkat çekici.
Bu iddianın detayını sormak için Sencar'ı aradıysak da konuyla ilgili yeni görüş vermek istemedi.
İnsanlar gerçekten de zamlara alıştı mı?
Peki gerçekten de vatandaş zamlara alıştı mı?
İktidarın oylarında dramatik düşüş olmamasındaki neden bu mu?
Enflasyonist ortamlarda bir süre sonra hayatın pahalı olması insanların siyasi tercihlerini belirlemede sanıldığı kadar etkili olmuyor mu?
Vatandaşın yüksek zamlara alıştığı iddiasını farklı isimlere sorduk.
Zeynep Ökten / Fotoğraf: Independent Türkçe
"Fiyat algısını kaybettiğiniz için her fiyatı enflasyon var diye kabul ediliş haline gelir"
Ekonomist Prof. Dr. Zeynep Ökten, halkın zamlara alışması gibi bir durumun olmamakla birlikte enflasyonist ortamda insanların fiyat algısının bittiğini belirterek, "Fiyat algısını tamamıyla kaybettiğiniz için yeni gelen her fiyat farkı (zam) zaten enflasyon var diye kabul ediliş haline gelir. 'Bunun gerçek fiyatı nedir, ederi ne kadardır' gibi sorgulamalar azalır" dedi.
Ökten, insanların enflasyonist ortamda fiyat algını kaybettiğini öne sürdü / Fotoğraf: AA
"Yaşanan insanların zamlara alışması değil"
Ökten, zaman uzadıkça fiyattaki artışlara verilen talep tepkisinin azaldığını söyleyerek, şöyle devam etti:
Talep alışır çünkü buna. Yani yaz başında ne bileyim veya kış başında kıyafetler çıktığında çok pahalı gelir bize. Ama sonra bir ay sonra o kıyafetleri almaya başlarız çünkü artık o fiyat alışılmış bir fiyat haline gelir. Tabii enflasyonist ortamda fiyatların değişmesinin üzerinden uzun zaman geçmediği halde enflasyon ortamında biz fiyat algımızı kaybediyoruz. Yaşanan süreç budur. Onun için insanların zamlara alışması değil, fiyat algısını kaybetmesiyle alakalı bir şey yaşanılanlar.
"Ücretli kesimden sermaye kesimine para aktarımı yaşanır"
Ökten, ayrıca enflasyonist ortamlarda kaybedenler kadar kazananların da olduğunu söyleyerek, "Kesinlikle bir gelir aktarımı yaşanır. Ücretli kesimden para sahibi sermaye kesimine bir para aktarımı yaşanır. Ücretlilerin gelirleri çok ciddi anlamda bir düşüş yaşadı. Enflasyonist ortamda sermaye sahiplerinin geliri ücretlilerin gelirleri düştü. Orta sınıf kaybolur" diye konuştu.
Can Selçuki / Fotoğraf: Twitter
"Oy verme tercihinin değişip değişmemesi üzerinden yorum yanılgıya götürüyor"
İstanbul Ekonomi Araştırma Şirketi Kurucusu Can Selçuki ise halkın zamlara alıştığı iddiasına katılmadığını ifade etti.
Kötü giden ekonomide oy verme tercihinin değişip değişmemesi üzerinden böyle bir yorum yapılmasının insanları yanılgıya düşürdüğünü kaydeden Selçuki, "Seçmenin karar verme denklemini sadece ekonomi üzerinden veya rasyonel sebepler üzerinden kurduğu varsayımını öne çıkartıyor ki bu doğru değil" yorumunda bulundu.
"Muhalefetin oyunun artmaması, vatandaşın ekonomik gidişatı kanıksadığı anlamına gelmez"
Seçmen ekonomik açısından mutsuz olduğunda hükümet partisinden vazgeçip karşı partilere oy verme tercihinde bulunabileceğini aktaran Selçuki, "Ama başka yapabileceği şeyler var. Anketlerde kararsız olduğunu da ifade edebilir veya oy vermeyeceğini de söyleyebilir. Dolayısıyla muhalefetin oyunun artmıyor olması demek vatandaşın ekonomik gidişatı kanıksadığı, hükümeti de bundan sorumlu tutmuyor anlamına gelmez" diye konuştu.
Selçuki, oy vermeyeceğim diyenlerin oranının kararsızları geçtiğini iddia etti / Fotoğraf: AA
"Oy vermeyeceğim diyenlerin oranı kararsızları geçti"
Selçuki, yaptıkları ölçümlerde "oy vermeyeceğim" diyenlerin arttığını hatta kararsızları geçtiğini gördüklerini iddia etti:
Ekonomi ne kadar kötüye giderse gitsin seçmenin tercihlerini belirleyen etkenler arasında duygusal ve kimlik sebeplerinin de olduğunu anımsatan Selçuki, sözlerini şöyle tamamladı:
"Seçmenin tercihini değiştirmesi için koşulları kolaylaştırır ekonomi. Seçmeni hükümetten iten bir güçtür ekonomi. Ama karşıda çeken bir güç olması lazım. Muhalefet yeterince çekemiyor şu anda. Ama bütün bunları seçmen ekonomik gidişata alıştı, artık bundan sonra olanlar onları çok etkilemiyor görüşüne katılmıyorum tabii ki."
Özgün Emre Koç / Fotoğraf: Independent Türkçe
"Zamlara ve fakirliğe alışmak iktidarın kemik seçmeni için söz konusu olabilir"
Siyaset bilimci akademisyen Özgün Emre Koç ise sözlerine "Zamlara ve fakirliğe alışmak özellikle iktidarın kemik seçmeni için söz konusu olabilir" diye başladı ve devamında şu iddiada bulundu:
Türkiye'de kültürel olarak da böyle bir eğilim mevcut. Ancak ihmal edilmemesi gereken şu: İktidar orta sınıfı çok daha fazla yoksullaştırırken daha küçük teşvikler ve iyileştirmelerle hayatında anlamlı değişim yaratabildiği en yoksul kesimleri daha kolay ikna edebiliyor. Hedef kitlesi de esas olarak bu kesimler. Şu an öyle veya böyle insanlar yoksullaşsa bile istihdam belli ölçüde korunuyor. Pandeminin üstüne binen ekonomik krizle bu yoksul kesimler işini kaybetmek gibi çok daha ağır yıkımlar olmamasına odaklanmış durumda diye düşünüyorum.
Koç, iktidarın küçük teşviklerle en yoksulları daha kolay ikna ettiğini öne sürdü / Fotoğraf: AA
"Zamana yayılan kötüleşme daha kolay kanıksanıyor"
İktidar oylarında ekonomik gerekçelerden kaynaklanan erimenin şimdilik doğal sınırlarına geldiğimizi söyleyen Koç, "Ağır bir istihdam krizi ve iflas dalgası gelmediği sürece burada daha fazla erime olmasını zor görüyorum. Zamana yayılan kötüleşme daha kolay kanıksanıyor" dedi.
Aziz Koçal / Fotoğraf: Tükoder
"Ücret gelirleri güncellenmedikçe zamlara alışmak mümkün değil"
Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Başkanı Aziz Koçal da zamlara karşı vatandaşların tepkisinin devam ettiği ve kimsenin zamlara alışmasının mümkün olmadığını öne sürerek, "Çünkü direkt yaşamı ilgilendiren bir konu. Ücret gelirleri de güncellenmediği sürece zamlara alışmak mümkün değil" ifadelerini kullandı.
"Önceden daha çok isyan vardı şimdi umutsuzluk"
Koçal, zamlara yönelik ses getirecek örgütlülük eksikliğinin olduğunu öne sürerek, "Yani bu tepkileri örgütleyebilecek bir muhalefet, toplumsal muhalefet eksikliği var" dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:
"Evet önceden daha fazla isyan vardı. Şimdi insanların isyanların tepkileri daha bireysel ve kendi iç dünyasına dönüşmüş durumda. Bir umutsuzluk var. Bu sessizlik demek değil ki halkın gerçekten tepkisi yok. Bana göre asıl korkulması gereken bu sessizlik."
Erol Dündar / Fotoğraf: Independent Türkçe
"Zamları kanıksama var ama tepkiler sürüyor"
Tekel Bayileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Erol Dündar aynı zamanda İstanbul Bahçelievler’de pek çok temel ürünün satıldığı bir bakkal sahibi.
Dolayısıyla neredeyse haftada bir zamlanan pek çok ürünü sattığından vatandaşın tepkisini gözlemleme şansı var.
Dündar, insanların zamları kanıksadığını ancak buna karşın her zammın ardından tepkilerini sözlü olarak dile getirmeyi sürdüğünü belirtti.
Her gün değişen fiyatlar insanları şaşkına çeviriyor / Fotoğraf: AA
"Dövizin önünü tuttuğu gibi neden zamları tutmuyor diye söyleniyorlar"
"Bu tepkiler çevrende muhalif olarak bilinen insanlardan mı yoksa her kesimden mi geliyor?" sorusuna şu cevabı verdi:
"Aslında en çok tepki çevremizde muhafazakar olarak bilinen insanlardan geliyor. Dövizin önünü tuttuğu gibi neden zamları tutmuyorlar diye söyleniyorlar. Bir kesim ise tepkisini dışa vurmuyor ancak ben sandıkta bu tepkiyi dışarı vuracaklarını düşünüyorum. İşlerin yolunda olduğunu iddia edenlerin sayısı çok azaldı."
"İnsanlar zamların peş peşe gelmesiyle şok yaşadı"
Dündar, özellikle geçen yıl zamların peş peşe gelmesiyle insanların bir şok yaşadığını ve başta ne olduğunu anlayamadıklarını söyleyerek, "Ancak şu an yeni zamların geleceğini biliyorlar. İnsanlarda bir umutsuzluk var. Nasıl düzelecek diyorlar. Bu biraz da seçim tarihinin belli olmamasından, muhalefetin bir ekonomi politikası ortaya koymamasından kaynaklanıyor. Bu değiştikçe tavır farklılaşacaktır" iddiasında bulundu.
Mahir Özel / Fotoğraf: Independent Türkçe
"İnsanlar zamma alıştı diyen ya kendi zengindir ya da babası"
Kartal'da bakkal işleten Mahir Özel de insanların zamlara alışması gibi bir şey olmadığını söyledi.
"Bunu iddia edenlerin ya kendisi çok zengindir ya babaları" yorumunda bulunan ve "Bu şartlarda alışmak mümkün mü" diye soran Özel, şunları dile getirdi:
"Biz bile her gün gelen zamlardan bunaldık. Sürekli maliyetler artıyor. İnsanların gelip mutsuz bir şekilde ayrılmasına her gün tanık oluyoruz. Önceden bir kilo aldığı peyniri artık gramla almaya çalışıyor. İnsanlar alışmadı sadece idare etmeye çalışıyor ama daha ne kadar idare edebilirler ya da biz edebiliriz bilmiyorum."
A.K.E
© The Independentturkish