Beyin yıkama kurgulu ABD politikası "TÜKET AT" kuyruğuna takılanlar,
Hem kendilerini hem yoksul ülkelerini batırıyor ne yazıkki..
Hepimizin zihinlerinden silinecek korkusunu taşıdığımız TASARRUF denilen bu sözcük Türk Dil Kurumu'nun tozlu sayfalarında kalacak neredeyse.
Ne yazık ki tüketim hırsının bataklığına, sınırsız savurganlığın sarhoşluğuna savrulup giden bireyler, resmi ve özel kademelerdeki yetkililer uçuruma sürüklüyor ülkemizi.. Borç yiğidin kamçısıdır sözüne aldanarak.. Sayısız ve gereksiz harcamalar yaparak..
Ne yazık ki kendi geçmişimizin saygıya değer soyut ve somut tarihi ve manevi mirasımızı, kendi özümüzü yitirmeye başlıyor gibiyiz… TASARRUF MU, O DA NE? cilerin kuyruğuna takılarak.. Oysa “Bir kaşık aşım, ağrısız başım” hikmetli atasözümüz olmasına rağmen..
Dünya egemen güçlerinin yalnızca beden ve zihinlerimizi değil kendi kültürel ve tarihi değerlerimizi de tutsak eden sosyal ve ekonomik politikaların İşgali altındayız..
Yaklaşık 1.300 yıl önce yazıldığı bilinen Orhun anıtlarında, beylerle halkı karşılıklı kışkırtan 'dış güçler'in varlığından bahsedilir..
Yöneticilerin komutanların beylerin akılsızlığından söz edilir..
Kitabelerdeki en dikkat çeken yüreklere öğüt kulaklara küpe olması gereken şu sözlere bakın..
"Ey Türk Oğuz beyleri, ey milletim işitin! Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe senin İlini ve töreni kim bozabilir?"
Bugün geldiğimiz manzara, yüzyıllar boyunca bu değerli öğüdü ne kadar dikkate aldığımızın belirtisidir.
Uluslar tarihten ve geçmişlerinden taşıdıkları güzel meziyetler, gelenekler ve kültürel değerlerle ayakta kalmaya devam ederler..
Türk ulusu 1200'lü yıllardan sonra yeni inançların ve bu inançların getirdiği kültürel değer ve davranışların etkisine girmeye başladı.
Kendi özündeki bazı değerlerden de fedakarlık ve taviz vererek ya da unutkanlık ederek..
ULUSLARI izmihlale götüren ise kendi tarihi ve kültürel değerlerinden uzak kalmış olma gafletidir. Özüne bakır katılarak saflığından uzaklaştırılan sahteleştirilmiş altın misali....
Bugün ulusumuzu oluşturan unsurlar hem kendi soy zenginliğininden, tarihi ve kültürel değerlerinden hem kabul ettikleri İslam dininin gerçek ilke ve felsefelerinden uzaklaşma eğilimi içerisine girmiştir. Küresel güç sosyal ve ekonomik politikaları ile Batılı güçlerin pragmaya dayalı tüketim çılgınlığı özentisi ile..
Büyük Atatürk 22 Eylül 1924'te yaptığı bir konuşması sırasında "Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit aramak gaflettir" diye öğüt vermiş olmasına rağmen.. Öte yandan İslam’ın insan için tek yol çalışmaktır hükmüne, yasasına rağmen..
Bizi bu tüketim cenderesine hapseden ve bu kimliğe sokan kendi değerlerimizden giderek kopuşumuzdur..
Tek çaresi var bu tüketim bataklığından kurtulurşun; Ulusal marşımızın evladı değerindeki bir TASARRUF anlayışımızla, israfı haramlayan dini vecibe ve emirlerine uyarak, israfı teşvik edip pompalayan Amerikancı ve zehir tüketim anlayışını ülkemiz ufuklarından kovarak.. Hazır ve kolay yoldan kazanılan kum gibi paralarımız da olsa, Aziz şehitlerimizin emaneti olan bu toprağa, bu Ulusa ödememiz gereken vefa borcumuz olması gereken TASARRUF anlayışıyla..
İşin acısı terlemeden, yoğun emek sarf etmeden kazanılan servetlerin hesapsız harcanmasını yapan boş kovanlar az sayıda olsa da cüce bütçeleri ile onların peşine takılan yoğun emekçilere ne demeli?
Didinip, zor kazanan ama lüks yaşam tutkunu durgun akıllılar giderek hızla artmakta.. Küresel güçlerin tüketim politikalarına tutsak uçuklar... Oysa bu ülkenin tarihinde ve şanlı geçmişinde sözleriyle ve kahramanlıklarıyla her Türk yurttaşına örnek alacağı koca Seyit ve zenci Musa’lar var.. Halkın yoksunluğu nedeniyle kendilerine maaş bağlanmasını istemeyen Kocaseyit ve zenci Musa gibi kahramanlar iz bıraksın yüreklerimizde ve tüm Türk yurttaş belleklerinde..
(O zamanın değeriyle) 500 TL ödülü kabul etmeyen dev şair Mehmet Akif’ler gibi..
TASARRUF, doğru düşünen, aklın hakim olduğu tüm bireylerin, tüm kurumların ve tüm yöneticilerin yarın değil hemen bugün kilitlendiği politika olmalıdır....
Sevgi ve Saygıyla..