Medyanın bir kısım hasta siyaset sapkınları, kaybedilen seçimi "Ak Parti'nin vefasızıları bu seçimi kaybettirdi" diyecekleri yerde, "vatana ihanet" gibi nitelemişler.
Hangi kanat ve görüşten olursa olsun, "sen benim dostum ve arkadaşımsan benim siyasi görüşüme ortak olmak zorundasın" zorbalığı başladı veya "benimle örtüşmeyen siyasi anlayışın nedeniyle 40 yıla yakın arkadaşlığımız bitti" anlayışı moda haline getirildi.
Siyasi ayrışmanın çirkin yüzü dalga dalga yurt geneline yayılmakta ne yazık ki.. Oysa terörist, bölücü ve hainlerin çoğu bile kendi öz toprağını satmak istemezler.. Çünkü o toprakta kendi tarihi vardır, köklü geçmişi vardır vazgeçilmez kültürü vardır, sevdikleri vardır.
Hele on binlerce 15'li, milyonlarca yetişkin şühedası olan bir ülkenin bilinçli yurttaşları isek, oylarını değiştirenleri vatanı satmakla değil partisine sırtını dönmekle itham edebiliriz ancak..
Siyasette yeni oy arayışlarına girmek, vefasızlık değil, çözüm aramaktır, hatta yol arkadaşınızı iki omuzundan tutup silkelemektir.
Kirli ağızlıların, "Vatanı çıkar uğruna satmak" söylemi yakışıksız hatta çok çirkindir..
Lokma ve geçim bazında, düzgün yürümeyen işler için yeni yöneticiler bulma yoluna gitmektir asıl demokratlık..
İstenileni bulana dek değişiklik yapma hakkı vardır bireylerin ve toplumların.... Al aşağı ettiğiniz yöneticileri aratan durumlar da olabilir. "Tüh baltayı taşa vurmuşuz" deyip yakınacağınız.
Olsun her sandık deneyimi sizi doğruya götürecektir.
Demokrasilerde çare tükenmez dememiş miydi, rahmetli Demirel.. İşin başına getirilecek yeni yöneticiler de kronik sorunları çözemeyebilir..
En iyi teknik direktörün altı ayda değiştirilmesi gibi.
Altı kez gidip yedi defa gelenler gibi..
Sonra durmadan yeni arayışlar devam eder demokrasilerde..
Peki bu seçimi hangi nedenler etkiledi dersiniz?
Bu seçim sonuçları için, “Alkole bu kadar zam yapmayacaktınız, millet ayıldı” esprisini patlatanlar bile var..
"Pırıltısı kaybolmakta olan iktidarlar, eski ve yıpranmış plağa iğnesi takılan pikaplara benzerler" diyenler ve hatta "Liste başı popüler şarkıların bir süre sonra nal toplaması gibidir iktidarlar" diyenler de var....
Siyasi tercihler, toplumsal eğilimler, beklentiler ve umutlar doğrultusunda sürekli değişirler çünkü.
Bu umut ve beklentilere ayak uyduramayan iktidarlar seçmenin ARI SOKMASI hücumuna ve hışmına uğrarlar..
Kendi ülke politikalarında memnuniyeti sağlayamayan iktidarların, iç ve dış engerekleri de söz konusudur. Ülkemizde, 80 yıldır dinmeyen fırtınalara benzer iktidar değişikliklerini düşündüğümüzde..
Bu seçimin sonucunu etkileyen tek faktör seçim derdi değil, 16 milyon, aileleri ile birlikte 50 milyon insanın GEÇİM derdidir kanımca....
İsrafa dönük yatırımlar, sürekli borçlanmalar, kolay emeklilik yollarına gitmek yerine;
Tek çözüm, bilim ve üretkenlikle kucaklaşmış nesiller yetiştirmektir,
Folluktaki 2 yumurtanın birisi ile doyar gibi yapıp diğerini civcive dönüştürmektir,
Yani;
Yorganın yoksa bile, ayağını ÇULUNA göre uzatmaktır.
Bilgiye ve tasarrufa dayalı üretim ve tarihsel bellek birikimi olmayan ülkelerin ufukları kolay kolay ışıklanıp aydınlatılamaz..
Bu seçimi yönetici veya partilerin başarı ya da başarısızlığı ile değerlendirmek yerine; İktidardan beklentilerini alamayan "Emeklilerin GEÇİM Derdi" ile değerlendirmek daha doğru olur sanırım..
Sevgi ve Saygıyla..