Sağlıksız beslenme ve yaşam tarzı alışkanlıkları nedeniyle ortaya çıkan Gastro Özofageal Reflü (GÖRH) hastalığına Türkiyedeki her dört-beş erişkinden birinde rastlanıyor.
Özel Sağlık Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Yaman, tesadüfi olarak yapılan tetkiklerde saptanan her reflünün ise hastalık olarak değerlendirilmemesi, uzman hekimlere başvurulması gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Yaman, “Gastro özofageal reflü, mide içeriğinin öğürme gibi herhangi bir zorlama olmaksızın yemek borusuna geri kaçmasıdır. Reflü hastalığı diyebilmek için ya klinik olarak kişinin şikayetleri olmalı ya da endoskopik olarak belirgin bulgular olmalıdır. Oldukça sık görülen bir hastalıktır. Türkiyedeki her dört-beş erişkinden birinde gastro özofageal reflü hastalığı vardır” diye konuştu.
KALP KRİZİYLE KARIŞTIRILABİLİR
Reflünün en tipik ve en sık görülen belirtisinin ağıza acı su gelmesi ve göğüs kemiği arkasındaki yanma olduğunu dile getiren Doç. Dr. İsmail Yaman, “ Bu şikayetler, özellikle yemek sonrasında, öne eğilince ya da yatınca artış gösterir. Bunların dışında atipik belirtiler dediğimiz belirtiler de görülebilir. Bunlardan bir tanesi boyuna, boğaza ve çeneye yayılabilen göğüs ağrısıdır ki bu ağrı kalp kriziyle karıştırılabilir. GÖRH kalp kökenli olmayan göğüs ağrılarının en sık nedenidir. Yine boğazda acı, ekşi asit tadı olması, boğazı sürekli temizleme isteği vardır. Kronik irrite edici öksürük, dirençli – sık tekrar eden üst solunum yolu enfeksiyonları görülebilir. GÖRH kuru öksürüğün 3'üncü en sık nedenidir. Bir çok sebebi olmakla birlikte en sık nedenleri, yemek borusu alt kesimi ile mide üst kesimi arasında olması gereken kaslardan oluşan kapak mekanizmasının gevşekliği, mide fıtıkları veya alkol, sigara ve yağlı gıdalar gibi maddelerin tüketimidir” ifadelerini kullandı.
3 ANA TEDAVİ BULUNUYOR
GÖRH hastalığının diyet, ilaç ve cerrahi olmak üzere 3 ana tedavisi bulunduğunu kaydeden Doç. Dr. İsmail Yaman, şu bilgileri verdi: “Yağlı, baharatlı gıdalardan, alkol ve sigaradan uzak durmak, az ve sık beslenmek, yürüyüş yapmak, yatağın baş kısmını yükseltmek gibi basit önlemler ile hastaların yaklaşık yüzde 20’sinde belirtiler gerileyebilir. İlaç tedavisi ise yüzde 90 oranında başarılıdır. Fakat hastaların yüzde 80-90’ında ilaç bırakıldıktan sonra şikayetler tekrar eder. Bazı hastalarda ilacın sürekli kullanımı gerekli olabilir. Hasta uzun süre ilaç kullanmayı veya diyeti reddediyorsa, ilaca bağlı yan etkiler varsa, hasta uzun süre ilaç kullanmasına rağmen şikayetleri devam ediyorsa, büyük bir mide fıtığı varsa bu hastalarda cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Doğru hasta seçimi ve uygun teknikle başarı şansı yüzde 100’e yakındır. Cerrahi tedavide laparoskopik (kapalı) yöntem tercih edilmelidir. Bu sayede hasta konforu çok daha iyidir, ayrıca kişiler bir ya da ikinci gün taburcu edilebilir”
bursaarena.com.tr