Rusya'da meydana gelen terör saldırısının ardından gazete ve televizyonlarda her düzeyde yetkili, yetkisiz, bilgili, bilgisiz yorum yapmakta. Bazıları boş değerlendirme. Zira çoğunda o ülkede yaşayan insanların tepkileri bilinmiyor. Bundan dolayı iş hayatımda o ülkelerde karşılaştığım üç olayı anlatmakta yarar gördüm;
1-Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Dünya Bankası geç kalır düşüncesiyle, acil müdahale ve batıya uyum sağlaması için 1991 yılında EBRD (Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası) yatırım ve market ekonomileri inşa etmek için kuruldu.
Yıllık guvernörler kurul toplantılarına davetli olarak ben de katılıyordum. Rusları ve bağlı diğer devletleri yenileme ve demokratikleştirme için büyük çaba ve gayret sarfettiklerine şahit oldum. Sofya’daki toplantıda 145 milyon dolar tutarındaki ilk kredi Saint Petersburg’daki bir otel yapımı için verilmişti. Yüklenici firma ise Alarko İnşaat A.Ş. idi. Şirket ortağı ve yöneticisi Üzeyir Garih, o zamanın Belediye Başkanı danışmanı Putin ile bizleri tanıştırırken “gelecekte devlet başkanı olacak” demişti. Tüm banka yetkilileri ve görevlileri canla başla gayret ediyorlardı. Batı onları düşman görseydi böyle davranması mümkün olur muydu?
2-Londra’da Ruslar için yapılmış yeni Hilton otelinde 1997 yılındaki toplantı sırasında ben de kaldım. Bilgisayar ve iktisat öğrenimi için doğu bloku öğrencilerine müthiş burs veriliyordu. Otelde Rusya’dan gelen iş adamlarına rehberlik yapan bu öğrencilerin bazıları ile tanışmıştım. Rusya’yı Batılılaştırmak için kaynak kullandırma da sınır tanımıyorlardı. Londra, Rusya’nın bir şehri gibiydi. Otelde bulunan Rus iş adamları rahat ve güvenli hareket ediyorlardı. Batının ticari tavırlarını temsilcilkler aracılığı ile ülkelerine taşıma çabasındaydılar.
3-1999 yılında Kiev’de pp şeker çuvalı üretim tesisi kurmak için Ukrayna Şeker Genel Müdürü ile ortaklık görüşmelerine altı ay süre boyunca katıldım. Belirli bir aşamadan sonra akşam yemeklerinde Ukraynalılar her an Rusya’nın kendilerine saldıracağı ve işgal edeceği korkusu ve endişesi içinde idiler. Ukrayna Sovyetlerin beyni imiş. Dağılmadan önceki refah düzeyi Batı Almanya ile aynı seviyede imiş. Sovyetler döneminde 280 şeker fabrikasının 240’dan fazlası Ukrayna’da idi. Genel müdürün kızı doktordu. Genel müdür ve arkadaşları Ukrayna’nın bağımsız kalmasını savundukları halde ruh hastalıkları uzmanı olan Yahudi damat şiddetle “Biz Rus’uz. Rusya’dan ayrılamayız” diye savunuyordu.
Ukraynalılar Ruslardan nefret ediyorlardı. “Bizim erkeklerimizi subay yetiştirip savaşlara sürüklediler ve kızlarımızı aldılar” iddiasında idiler. “Rusya’nın temel politikası ülkemizi işgal etmek” diyorlardı. Rusya işgal ve yayılma politikasından asla vazgeçmez iddiasında idiler. Kendilerinden sonra sıranın diğerlerine geleceğinden emin idiler. “Azerbaycan’da yapılanlar ve Ermenilere bu toprakların işgal ettirilmesi bunun ispatı” diyorlardı.
BATI: Yaptığım iş görüşmelerinde Avrupalıların bizim beyanlarımızı ve taleplerimizi dikkatlice dinlediklerini gördüm. Konuya hakim değilseniz yani iş yapmak için yeterli değilseniz sizi yönlendirmeye çalışırlar. “Biz de pek bilmiyoruz ama bu konuda iş yapan firma ile görüşmek isterseniz size randevu almaya çalşırız” derler. Bunu kabul etmediğiniz takdirde görüşmenin sona erdiğini anlarsınız. İkinci aşamada B planınızı sorarlar. Anlaşma imzaladığınızda tüm şartlara uymalısınız. Eğer değişiklik ihtiyacınız olursa bunu gerekçeleri ile açıklamanız gerekiyor. Onlar vazgeçmedikçe siz vazgeçemezsiniz. Onun için anlaşmaları süreli yapmakta fayda var. Siyasi bakımdan da yapılan anlaşmalara ve mutabakatlara uyma prensipleri var. “Çizdim, oynamıyorum” dediğiniz de sizin başınıza bir çorap örmekten de çekinmezler.
İktisat tarihi siyasi tarihten daha önemlidir. Benim en çok dikkatimi çeken Memlük Sultanı Kutuz’u öldürüp yerine geçen Baybars’ın limanlara gelen batılı ticcarlara ek vergi koymasıdır. Venedik ve diğer devletler, savaş yerine Kıbrıs’a korsanlar yerleştirerek Memlüklerin gemilerini Akdeniz de yağmalamış ve daha ucuz fiyatlarla ülkelerinde satışa sunmuşlardır. Ambargo koydukları gibi vergi vermemek için kendi gemileri ile çok az mal almaya başlamışlar ve taşımacılığı memlük tüccarlarına bırakmışlardır. Bu davranış batılılarda ilke haline geldiğinden siyasiler çok akıllı ve dikkatli hareket etmeliler. Yaptıkları anlaşmalara uymadıkları takdirde başta “ambargo” olmak üzere “günümüz korsanları” da paralı askerler ve teröristler aracılığı ile ders verirler. Ruslara yayılmacı ve genişleme politikasından vazgeçmemenin bedelini ödemeyi de öğreteceklerdir. Rusya’nın batıdaki varlıkları Ukrayna’yı yeniden imar etmeye yeteceğinden şüphe yoktur. Bu varlıklara el koymak için Rusya’ yı daha büyük hatalara zorlayacaklardır.
Çine kızgınlığın nedeni de yayılmacı politikaları olduğu kanaatindeyim. Batının, yatırımlarını Hindistan’a kaydırarak Çin’e “akıllı olmayı” öğretmeye çalışacakları kanaatindeyim.