Önce son haftalarda yaşadıklarımızı özetleyelim.

İzmir'in Konak ilçesinde 12 Temmuz 2024 tarihinde meydana gelen sağanak yağış sırasında su birikintisine basıp elektrik akımına kapılan Tıp Fakültesi öğrencisi Özge Ceren Deniz ve onu kurtarmaya çalışan müzisyen İnanç Öktemay hayatlarını kaybettiler.

Acı bir olay değil mi?

Ama bitmedi!

Bu olaydan beş gün sonra Samsun’un Atakum ilçesinde kendisi gibi görme engelli eşi Emrah Dalgıç ile birlikte yolda yürürken açık bırakılan rögara düşen 8 aylık hamile öğretmen Gülderen Durna Dalgıç’ın haberini üzüntüyle okuduk.

Olay sırasında Gülderen Durna Dalgıç rögara, eşi Emrah Dalgıç ise yüzüstü yere düşerek yaralanmışlardır.

Gülderen Durna Dalgıç ve bebeği hastanede kontrol altında olmakla beraber son alınan bilgilere göre bebeğin kalp atışları dengesiz bir seyir izlemektedir.

Bu da acı bir olay değil mi?

Ama ne yazık ki yine bitmedi.

20 Temmuz 2024 Cumartesi günü Ankara Elvankent tren istasyonuna gelen görme engelli vatandaşımız Deniz Özyavuz, istasyon görevlisinin etkin refakatçi hizmeti vermeden uzaktan yönlendirmesiyle merdivenlerden inerek platforma ulaşmak zorunda kalmış, ancak birkaç adımdan sonra yüzükoyun rayların üzerine düşmüştür. Beş kaburga kemiği kırılan vatandaşımız, çeşitli yerlerinden yaralanmıştır.

Trenin gelmesine daha kısa bir süre olması ölümcül bir felaket yaşanmasını önlemiştir. Görme engelli vatandaşımız Deniz Özyavuz halen kaldırıldığı hastanede tedavi görmektedir.

Öncelikle İzmir’de vefat eden vatandaşlarımıza rahmet, yakınlarına sabır; Samsun ve Ankara’daki vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyorum.

Devamındaysa…

Samsun’daki olayda bölgede çalışma yapan firma çalışanlarının gerekli önlemleri almamaları bir yana tedbirsizce açık bıraktıkları rögara düşen, yaralanan görme engelli vatandaşlarımıza “siz niye buradan geçtiniz?” demeleri düşündürücü olmakla birlikte her şeyin ötesinde sadece bu yaklaşımın dahi başlı başına bir fiyasko olduğunu ifade edeyim.

Acar hırsız neden her zaman ev sahibini bastırır ki?

Bütün bu olaylarda sorumluların en kısa sürede hak ettikleri cezayı almaları en büyük arzumuz. Bu konuda umuttan fazlasına ihtiyacımız var.

Aslında elektriğe kapılıp vefat eden, rögara, raylara düşüp yaralanan yukarıda anlattığımız vatandaşlarımız değildir sadece.

İşi ehline vermek, görevini doğru ve olması gerektiği gibi ifa etmek, ahlakın temeli olan iş ahlakı, insana ve çevreye saygı, liyakat. Sorumluların ivedilikle bulunup hesap vermelerinin sağlanıp sağlanmaması durumuna göre de adalet.

Aslında bu saydıklarım da düşmüştür rögara, raylara…

Bu saydıklarım da çarpılmıştır elektrik akımına…

Onları kurtarmamız gerekiyor.

Geleceğimiz için…

Tesadüfen yaşıyor olmamak için…

Haftanın Notu:

Bireyin bozulduğu bir ortamdan sağlıklı bir toplumun çıkması mümkün değildir. Beri yandan bozulan toplumsal yapı bireyin düşmanıdır “iyileşme” adına… Bu bir paradoks gibi görünse de şöyle bir gerçeklik de var.

İnsanı düzeltmeden dünyayı düzeltemezsiniz..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.