Merhaba
Sizlerle resim okumalarının yanında bir de akış öyküleri paylaşmak istiyorum.
İstanbul’da bir avukat arkadaşım ve on üç yaşındaki kızı ile buluştuk. O insanların güvenilmez ve vicdansız olduğundan bahsederken, ben de bu yaşamı oluşturan bakış açımızdır diyerek, yaydığımız enerjinin olumlu olmasını savunup tartışıyoruz.
Yenilenen Atatürk Kültür Merkezi’ndeki “Uçmak” isimli tiyatroya iki bilet almış, ama gitmek istemiyor, bana teklif etti. Kabul ettim ama yanımda gelmesini, aşılarımı yurtdışında yaptırdığım için sisteme kayıtlı olmadığından, sorun yaşama ihtimalinin olabileceğini söyledim.
Giriş kalabalıktı. Sıra bize geldiğinde HES kodu istendi ben telefonda arayıncaya kadar arkadaşım gösterdi ve biz ilk kapıdan geçtik. Bilet kapısında elimizde barkotlu internet çıkışlı kâğıtla beklerken görevli bize doğru gelip yan kapıyı açtı, üçümüz içeri girdik!
Yerimiz çok güzeldi, avukatımız da hemen arkamıza geçip oturdu. Biz kıkır kıkır gülüyorduk, ben içimden akışlara ve auramıza teşekkür ediyordum. Dolmaya başlayınca ayrıldı, salon kapısındaki görevliyle sohbete başladı. Dış kapıların kapandığını söyleyen görevli boş yere oturabileceğini söylemiş. O da ilk oturduğu arka sıraya yeniden oturdu!
Yaydığımız aura hem koruyucu hem etkileyicidir. Oluşuma ne kadar güven duyar kaygısız olursak akış su gibi yaşanır ve biz de bu akışın parçası olmaktan mutluluk duyarız.