BURSA ARENA / Haber Merkezi
2021 yılın son aylarında yükselen döviz, yıl son şirket bilançolarında büyük ölçüde kur farkı geliri oluşmasına neden oldu. Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi, bu durumun şirketler açısından çok ciddi bir sorun olduğuna değindi. Merkez Bankası’nın, bu gelirlerin kur garantili döviz mevduat hesaplarına yatırılması durumunda, kurumlar vergisi muafiyeti getirilmesine dair bir karar verdiğini söyledi. Kurumlar vergisi muafiyeti denilebilecek bu kararın, daha çok dövizin, kur garantili mevduat hesaplarına gelmesini sağlaması bakımından çok önemli ve pozitif bir karar olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Işın Çelebi, bunun kur artışlarından doğan gelirlerin vergilendirilmesi sürecini başlatmış olduğunu da dikkat çekerek, “Hem dövize olan talebi bir parça aşağıya çekecek hem de şirketlerin kur garantili mevduat hesaplarına minimum 6 ay vadeli olmak koşuluyla belli bir koruma da getirecek” değerlendirmesinde bulundu. 17 Şubat'ta ödenmesi gereken kurumlar vergisini de erteleyen bir karar olduğu için şirketlere ve reel sektöre önemli ölçüde rahatlık getireceğini de belirten Işın Çelebi, “Şirketler, olmayan gelirlerin fiktif gelir vergisini ödemek zorunda kalacaklardı. Bence doğru bir karar olmuştur. Ekonomiyi rahatlatacağını düşünüyorum” dedi.
“Türk-Metal İş Sendikası’nın sözleşmesiyle, enflasyonun %50’in üstünde olduğu realize oldu”
Bununla birlikte Türkiye'nin öncelikli meselesinin hala yüksek enflasyon olduğuna işaret eden Işın Çelebi, “Üretici Fiyat Endeksi %79. Bu kadar yüksek olması maliyet enflasyonu da pompalayacak. Tüketici Fiyat Endeksi de %36. İkisinin ortalaması alıp bakmak gerekiyor. Türk Metal İş'in yaptığı toplu sözleşmede %66 ücret artışı kabul edildi. Böylece Türkiye'de enflasyonun şu anda %50'nin üzerinde olduğu bu toplu sözleşmeyle realize oldu” diye konuştu. Enflasyonla mücadelede kur, faiz ve enflasyon Bermuda şeytan üçgeninin Türkiye'yi çok ciddi sıkıntıya sokmaya devam edeceğine işaret eden Işın Çelebi, “Elbette global piyasalardaki enflasyon da artıyor. ABD’de açıklanan %7'lik enflasyon, son 35 yılın en yüksek oranı.” olduğunu belirtti. ABD ve AB’de faiz artılı yönünde bir eğilim olduğunu söyleyerek, kur garantili mevduatında dolaylı bir faiz artışını getirdiğinin altını çizdi. Şu anda %21 gibi örtülü bir faiz artışı olduğunu da söyleyen Işın Çelebi, yılın ilk yarısında da hem global piyasalardaki enflasyon hem Türkiye'deki enflasyon trendinin ağırlıklı biçimde devam edeceğini ifade etti.
“Toplumda ciddi bir gelir dağılımı problemi var.”
Işın Çelebi, emekli maaşlarının 2500 TL ortalama ile asgari ücretin çok altında kaldığına işaret ederek, gittikçe yoksullaşan emeklilerin yaşam standartlarının artırmasının şart olduğunu söyledi. “İkincisi sistem olarak bakım sigortası yapmamız lazım. Emekliler ve gençler için çok özel projeler üretilmesi önemli. Gençlerin yüzde 25'i işsiz. Toplumda ciddi bir gelir dağılımı problemi var. Enflasyonla mücadele ederken, yoksullaşmanın önüne geçecek kararları, programları ve projeleri de uygulamaya koymak gerekiyor” önerilerinde bulundu.
“Teknoloji İhracatı, toplam ihracat içinde %15 olmalı”
Son olarak, 20 Ocak’ta açıklanacak, TCMB Para Politikası Kurulu faiz kararıyla ilgili olarak da büyük bir değişiklik olacağını düşünmediğini dile getiren Işın Çelebi, Türkiye’nin mutlaka ihracat ve ithalatı eşit hale getirmesi gerektiğini vurguladı. İhracatın gelişmesi ve teknoloji ihracatının, toplam ihracat içindeki payının %15'e çıkarılmasının çok önemli olduğunu dile getirerek, şu anda bu oranın %3 civarında olduğunu belirtti. Türkiye'nin çok temel meselesi enflasyonla mücadele ve beraberinde işsizlik meselesidir. Gençler ve emeklilerin de geçinme şartlarının düzeltilmesi, Türkiye'nin çok önemli projelerinden biri olmalı.” diyerek sözlerini tamamladı.
bursaarena.com.tr