İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve başladığı günden bu yana İstanbul için gerçekleştirdikleri çalışmaları anlatan bir toplantı düzenledi. "Kendilerini ne yazık ki ülkenin sahibi zannedenler o gün aslında güçlü bir şekilde derslerini aldılar" diyen İmamoğlu, "Anladılar ki; hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir" ifadelerini kullandı.
Görevindeki 4 yılını tamamlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'a 4 yılda kazandırdıklarını 23 Haziran 2019 seçimlerinin yıldönümünde Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlediği toplantıda kamuoyuna anlatıyor.
“O GÜN DERSLERİNİ ALDILAR”
İmamoğlu 31 Mart 2019 seçimlerin itibaren gerçekleştirilen 4 seçimde İstanbul'un ortaya koyduğu iradenin çok önemli olduğunu belirtti.
İmamoğlu “4 yıl önce İstanbul ve Türkiye, sizlerin, bu ülke vatandaşlarının verdiği kararla, yeni bir döneme adım attı. Aynı zarftan çıkan dört oydan yalnızca birini geçersiz ilan edip, vatandaşın iradesini yok sayanlar, kendilerini ülkenin sahibi zannedenler, o gün derslerini aldılar. Anladılar ki, hiç kimse milli iradenin üzerinde değildir. Milletin kararını ancak millet değiştirir” diyerek konuşmasına başladı.
“TÜRKİYE DAHA KARANLIK BİR YOLA GİRERDİ”
“Milletimiz 23 Haziran 2019'da o demokrasi dersini vermeseydi, Türkiye çok daha karanlık bir yola girerdi” diyen İmamoğlu şunları söyledi:
-23 Haziran, bu ülkeyi hukuk ve demokrasi rotasında tutma iradesinin zaferidir. Demokrasimiz adına yeni umutların başlangıcıdır.
-23 Haziran Demokrasi Zaferi kutlu olsun. 23 Haziran'ı bir demokrasi bayramı, bir şenlik haline getiren irade, milletimizin iradesidir. Ve sandıktan nasıl çıkarsa çıksın, o irade bizim için her zaman kıymetlidir, her zaman itibarlıdır.
-O irade her zaman başımızın üstünedir. Siyaset, özünde sorunlarımızı konuşarak çözmenin aracıdır. Seçimler, sonuç ne olursa olsun, kim veya kimler kazanırsa kazansın bizim bir arada, kardeşçe yaşama isteğimizin ifadesidir.
-Şunu biliyoruz ki, ayrıştıran, kutuplaştıran siyaset anlayışıyla belki seçim kazanabilirsiniz ama birliğimizin, bütünlüğümüzün kaybolmasına yol açarsınız.
-Türkiye'yi büyük bir aile gibi görmeyen… İnsanlara ‘Bizden mi, onlardan mı' diye bakan anlayıştan kurtulmak zorundayız.
“İSTANBUL MODELİ: LİYAKAT, ŞEFFAFLIK, HESAP VERİLEBİLİRLİK”
İmamoğlu'nun konuşmasında öne çıkan satır başları şöyle:
-Biz 4 yıl önce kendimize bir soru sorarak işe başladık: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bu kadim şehrin ve şehirde yaşayan 16 milyonun iddiasını ve layık olduğu yaşam kalitesini sağlamak bakımından nelere odaklanmalıdır? Bu soruya verdiğimiz vizyon cevabımız açık ve kısaydı: İstanbul adil, yeşil ve yaratıcı bir şehir olacak.
-Sonra da prensiplerimizi tanımladık: İstanbul kutuplaşmayı bitirmek için demokratik değerlere ve demokratik katılıma öncelik verecek. İstanbul Modeli'nde liyakat, şeffaflık, hesap verebilirlik esas olacak. Üstlendiğimiz sorumluluğa böyle başladık.
-Her bir hemşerimizi bu büyük ailenin eşit bir ferdi olarak gördük, görmeye devam ediyoruz. İstanbul'u bu büyük “ailenin evi” olarak hissetmenin sonucu olarak, yaptığımız her işi özenle, saygıyla, aidiyet duygusuyla yapıyoruz.
-Onun için ortak aklı ve ortak iradeyi arayarak, katılımcı mekanizmaları sonuna kadar işleterek kararlar alıyoruz. Sorunların bütün taraflarını memnun edecek, kapsamlı ve kalıcı çözümler geliştirmenin peşinde koşuyoruz.
“ASLA İSRİFA GEÇİT VERMİYORUZ”
-Adalar'daki fayton sorunundan, kentsel dönüşüm uygulamalarımıza. Taksi sorununa yaklaşımımızdan Halk Bakkal uygulamamıza kadar her alanda bu felsefeyle çalışıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesini, “aile bütçesi” hassasiyetiyle yönetiyoruz.
-Her bir kuruşu İstanbul için harcıyor. Bu şehirde eski yanlışlıkları silip atıyoruz. Asla israfa geçit vermiyoruz. Bu şehrin bütçesini büyük ailemiz için doğru bir öncelik sıralamasıyla harcıyoruz. Yardıma ihtiyaç duyanın yardımına koşuyoruz.
-Ulaşıma tüm zamanların en büyük yatırımını yapıyoruz. Trafik sorununu çözmek, kent içi hareketliliği ve yaşam kalitesini artırmak için yatırımların aslan payını metroya ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz.
-İş başına geldiğimizde, projesi olmayan, finansman sorunu çözülmemiş, yapım çalışmaları tümüyle durdurulmuş, inşaat alanları terkedilmiş metro inşaatları devralmıştık.
-En temel gerekleri yerine getirilmeden, tamamen seçim yatırımı olarak kamuoyuna duyurulmuş, yarım yamalak metro projelerini biz hızla düzelttik ve hayata geçirdik.
-Size büyük bir gururla söyleyebilirim ki, 3.5 yılda toplam 46 istasyona sahip 46,2 km uzunluğunda 5 metro ve 1 tramvay hattını hizmete açtık. Halen 8 metroda inşaatlarımız devam ediyor.
-2024 Mart’a kadar raylı sistem ağına 18,9 km daha raylı sistem kazandırarak bu büyük başarıyı devam ettiriyoruz.
-Önümüzdeki 9 ayda hizmete açacağımız 3 raylı sistem hattımızla birlikte yıllık ortalama 13 km metroyla İstanbul tarihinin, yıllık bazda en çok metro üreten yönetimiyiz. Bu sadece şehrimiz ve ülkemiz için değil, dünya için de önemli bir rekordur. (Sözcü)