Geçen hafta bağırsak florasının önemini vurgulamaya çalışarak, bir insanın bağırsak florasının bozulması halinde sağlığı açısından ortaya çıkabilecek riskler hakkında bilgi verip, otizm, anemi, astım, alerjiler ve sinirsel hastalıklardan, kansere kadar “Pek çok hastalığın temelinde bağırsak florası bozukluğu olup olmadığının mutlaka dikkate alınması” gerektiğinden bahsettim.
Bir insan dünyanın en kaliteli gıda maddeleri ile beslenmiş bile olsa, bağırsak florasında meydana gelen hasar düzeltilmeden mikro gıda yetersizliğinden ve ortaya çıkabilecek hastalıklardan kurtulamaz.
Bir hastalığın iyileştirilmesi ya da bir bozukluğun düzeltilebilmesi için ise, mutlaka “Sebeplerin ortadan kaldırılması” gerekir. Bu nedenle bu günkü makalemde konuyu mümkün olduğu kadar basitleştirip anlaşılır hale getirerek, “Bağırsak florasını bozan etkenlerden” bahsetmek istiyorum.
1-BESLENME HATALARI
Yediklerimizin ve içtiklerimizin bağırsak floramıza doğrudan etkisi vardır. Özellikle rafine edilmiş, “İçerisine (E harfi ile başlayan) koruyucu maddeler” karıştırılmış her türlü gıda maddesi, hormon ya da ilaçlarla normal sürelerinden çok daha kısa sürede yetiştirilmiş, çiftlik tavukları ve sığırlar ya da seralarda yetiştirilen sebzeler, çok fazla şekerli ya da mısır şurubu ile yapılmış tatlılar, kekler, bisküviler, gofretler çikolatalar gibi yiyecekler, beyaz pirinç, beyaz un gibi işlenmiş karbonhidratlar ve her türlü fabrikasyon yapay içeceklerin, bağırsak floramız üzerinde çok yıkıcı etkileri vardır.
Ayrıca çok sağlıklı bilinen gıda maddelerinin bile, belirli bir ölçünün dışında abartılarak tüketilmemeleri halinde bağırsak florasına zarar verdiği de bilinmektedir.
2-KİMYASLAL VEYA SENTETİK İLAÇLAR
Sağlıklı bir bağırsak florasının baş düşmanlarından birisi de bebeklikten itibaren kullandığımız kimyasal ya da sentetik ilaçlardır. Çok mecbur olmadıkça, kimyasal ya da sentetik ilaçlar kullanılmamalıdır. Her fırsatta kullanılan ağrı kesicilerin, depresyon ilaçlarının, doğum kontrol haplarının, sentetik ya da kimyasal olarak üretilen her türlü ( gıda takviyesi olarak alınan) mineral ya da vitaminlerin bağırsak florası üzerinde çok zararlı etkileri vardır.
Özellikle depresyon ilaçları, antibiyotikler, ağrı kesiciler ve kortizonlu ilaçların, sadece bağırsaklarımızda değil, vücudumuzdaki diğer organ, doku ve sistemlerde yaşayan faydalı bakteriler üzerinde de öldürücü etkisi vardır. Bu ilaçlar hem toksin oluşumunu artırırlar, hem de faydalı bakterileri öldürerek “Bağırsak florasının bozulmasına” yol açarlar. Ayrıca bağışıklık sistemi üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle de bizi enfeksiyonlara ve birçok hastalığa karşı zayıf hale getirirler.
Ayrıca sürekli kullanılmaları halinde, bir süre sonra bu ilaçlara bağışıklık kazanan bakteriler nedeniyle daha fazla ilaç daha fazla enfeksiyon döngüsü ortaya çıkar. İlaç kaynaklı flora bozukluğu, “Tedaviye en dirençli ve en ciddi hastalıkların başlıca sebeplerindendir”.
Birçok insanın yaşadığı hazımsızlık, şişkinlik, ishal ve kabızlık gibi sindirim problemlerinin en büyük sebeplerinden birisi kimyasal ya da sentetik ilaçlardır. Antibiyotik ya da ağrı kesici kullanmanızı gerektirdiğini sandığınız (Bağışıklık sisteminin verdiği sinyallerden olan grip ve soğuk algınlığı gibi) bir çok basit şikayetler için bitkisel karışımlar, yağlar, çaylar, ekstratlar ile arı sütü ve propolis gibi tamamen doğal arı ürünleri kullanarak, hem şikayetlerinizin bir çoğunu ortadan kaldırıp, hem de sindirim sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olabilirsiniz.
3-GENEL SEBEPLER
İnflamasyon, enfeksiyon, uzun süreli stres, moral bozukluğu, üzüntü, olumsuz düşüncelere sahip olmak, uykusuzluk, bulaşıcı hastalıklar, alkol, sigara, aşırı fiziksel yorgunluk, aşırı tembellik, hava kirliliği, çeşitli yollarla aldığımız toksik maddeler, radyasyon ve mevsimsel değişiklikler gibi pek çok nedenlerle de geçici ya da uzun süreli flora bozukluğu meydana gelebilmektedir.
BAĞIRSAK FLORASI BOZUKLUĞUNUN BELİRTİLERİ
Bağırsak florası hangi sebeple bozulursa bozulsun, her insanda (kendine has) farklı şekillerde gelişir. Bu nedenle de her insan farklı sağlık sorunlarına yatkın hale gelir. Maalesef bu günkü bilim, bağırsak hastalıklarını tedavi etmek bir yana, henüz bağırsaktaki bakterilerin hepsini test edecek güvenli bir yöntem dahi geliştirememiştir.
Beslenme düzeninde değişiklik yapılmamasına rağmen sık sık ishal veya (özellikle) kabızlık görülmeye başlanması, midede ağrı, hazımsızlık, şişkinlik oluşması, deride egzama, sedef, kırmızı kabartılır, alerjiler, dişlerde siyah lekeler, cildin ve terin kötü kokması, sürekli ağız kokusu olması ve makat bölgesinde kızarıklık ya da kaşıntı oluşması en önemli göstergelerdendir.
Ayrıca karşı konulamaz açlık hisleri, sürekli tatlı besinler yeme isteği, eklemlerde sürekli ağrı ve şişkinlik görülmesi, kadınların adet dönemlerinin fazla ağrılı geçmesi, erkeklerde cinsel iktidarsızlık sorununun baş göstermesi başlıca belirtilerdendir.
Eğer beslenme rejiminiz kötü ve düzensiz besleniyorsanız, fiziksel aktivite yapma fırsatınız pek yoksa ve aldığınız ilaçlar; özellikle antibiyotikler, doğum kontrol hapları ve depresyon ilaçları fazlaysa bağırsak mikro floranızın sağlıklı olma ihtimali yok gibidir. Bu durumda ki insanların yüzde sekseninin sindirim sisteminin bozuk olduğunu ve bağırsak florasının hasar gördüğünü rahatlıkla iddia edebiliriz.