Önce halen haberi olmayanlar için olayın özetini yapalım.

Dünya çapında faaliyet gösteren, bir yıl kadar önce ülkemizde de faaliyete geçen ABD menşeili bir dijital yayın platformu Atatürk dizisi çekti. Bu dizi, platformdaki diğer dizi ve filmler gibi Türkiye dahil dünyada yayına girecekti.

Fakat dizinin duyurulmasının ardından acayip şeyler olmaya başladı. Amerikan Ulusal Ermeni Komitesi / The Armenian National Committe of America (ANCA)’nın sosyal medyada yer alan dizi ve Atatürk karşıtı, ırkçı, provakatif ve saldırgan ifadeleri ile beraber dizinin yayından kaldırılmasını istemesiyle eş zamanlı olarak platformdan “yerli yapımlara artık yer vermeyeceğiz” genelinde bir açıklama geldi.

Bununla beraber diziyi yayın planından kaldıran platform, baskılara boyun eğerek yayındaki iki Türk dizisi hariç bütün Türk yapımlarının yayınlarını da durdurdu.

Firma, “dizi sonbaharda yayında olacak” diye şimdilik topu taca atsa da dizinin akıbeti meçhul… Ortalık toz duman… Vatandaş haklı olarak tepkili…

Ya devleti yönetenler?

Devlet yönetmeyi esip gürleyip sonra da yüke yatmak olarak görmek, bir tarz oldu malum son 21 yılda... Bu minvalde devleti yönetenler “bant daraltacağız, ceza vereceğiz, çağırıp hesap soracağız” gibi devlet ciddiyetinden uzak şeyler söylemekteler. Açıkçası Atatürk konusunda ANCA denen oluşumdan ne kadar farklı düşünüyorlar meçhul de olsa, öyle tepkiler okuyorum ki gülmeden edemiyorum. Sanırsınız hepsi Atatürk’ün izinde, Cumhuriyet evlatları… Ah siyaset, ah takiye… Sen nelere kadirsin? Durun; “Atatürk’e hakaret bizim işimiz, başkasına kaptırmayız.” demek mi istemekteler yoksa? Olmayacak şey değil doğrusu…

Tribünlere oynayan “ilkesiz ilkel siyaseti” bir yana bırakıp duruma bakalım.

Amerika’daki Ermeni lobisi, pervasız ifadelerle söz konusu dijital yayın platformuna istediğini yaptırabiliyorken düşünmemiz gereken çok şey var.

“Bu düşmanlık ortaya dün çıkmadı, hep vardı. Ancak bu lobilerin karşısında İlter Türkmen, Coşkun Kırca, Şükrü Elekdağ ve son örnek Namık Tan gibi efsane isimler vardı. Onlar, Türkiye ile ilgili her konuda Amerika’da yaşayan, gönülden çalışan, emek veren vatandaş ve soydaşlarla, Türkiye dostlarıyla birlikte çalışırlardı. Politika veya ayrımcılık olmazdı.” diyor Türk Amerikan Dayanışma ve Dostluk Grubu Başkanı Kaya Boztepe twitter’dan yaptığı açıklamasının başlangıcında… Uzun açıklamayı okumanızı tavsiye ederim.

Kaya Bey’in dikkat çektiği İşi ehline vermemek konusunda gösterilen direnç fena halde can sıkıcı.

Oysa lobinin ve dış politikanın işletilemediği şu noktada yapılması gereken, kıytırık bir yayın platformunu muhatap alıp “diplomasi” yürütmeye çalışmak yerine firmanın Türkiye’deki lisansını iptal etmektir devlet olarak. Yani şirket değil devlet kimliğiyle davranmak, ardından da olayın bu noktaya gelmesini engelleyemeyen sorumluları geri çağırıp işi ehline vermektir.

Mesele, bir dizi değildir. Hatta mesele, Atatürk bile değildir. Mesele, algı operasyonlarıyla dünyaya hâkim olduğu söylenen ülkemizin, olmayan güç algısının çöküşü, irili ufaklı lobilere yeniliyor olmasıdır.

Sorun, bu yazının yazıldığı sırada halen devam ederken bu haftayı da bir “nerede” sorusuyla daha bitirelim.

Ona buna içeride esip gürleyip ardından dışarıda süklüm püklüm olanlar nerede?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.