Sağlık çökmüş,
Bir pandemi belası peydahlayıp gencecik insanları götürdüler.

Eğitim çökmüş,
Her gün sistem değişiyor. Öğrenciler sıfır çeker hale gelmiş.

Tarım çökmüş,
Astarı yüzünden pahalı hale gelmiş. Maliyetler aşılmıyor.

Güvenlik çökmüş,
Ülkemiz kevgire dönmüş, elini kollunu sallayan geçer olmuş

Adalet çökmüş,
Güçlü olanın adaleti peydah olmuş. Haksız uygulamalar almış başını gidiyor.

Emekli çökmüş,
Fitreye zekâta muhtaç duruma getirilmiş.

Ekonomi çökmüş, 
Enflasyon durmuyor, zamlar durmuyor, fiyat artışları durmuyor.

Neticesinde “halk çökmüş” sarılacak bir el arıyor..

Herhalde çökecek bir şey kalmadı ki TÜSİAD ortaya çıktı. 
Hem de bir Nazım Hikmet edasıyla.
“Sen yanmasan ben yanmasam, biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa” der gibi

Sıralıyorlar dillerine düşeni. Ne diyorlar; 
“Biz insanız, İnsani değerleri ekonominin önüne koyarız,
Hukukun üstünlüğü tesis edilmeden ne iç ne de dış sorunları çözemeyiz
Bu ortamda işimizi nasıl devam ettireceğiz,
Sanayici kan ağlıyor, ithalatın cazibesi artıyor
Her şeyi zamana bıraktık ama artık zamanımız var mı?..”  

Evet, belki de zaman çok daraldı ya da hiç yok.
İki taraftan birisi yerle bir olacak.
Ya bu iktidar bu kadar haksızlık karşısında gidecek,
Ya da insanlar iktidarın uygulamaları karşısında diz çöküp istenileni yapacak.

Eskiler ne güzel demiş;
“Canı yanan eşek atı geçer “ 

Demek ki canları çok yanmış.
Demek ki neymiş! 
İnsanın canı yanarken “nasip” deyip susması çok zormuş.
“Benim unum kuru tuzum kuru” diyerek bir kenarda beklemek çok zormuş.
İş kazalarında, depremde yangında ölenleri görmemezlikten gelip,
“Fıtratında bu şekilde ölmek varmış” diyerek görmemezlikten gelmek çok zormuş..

Sıranın kendilerine geldiğini anlar gibi oldular.
La Edripic; 
“İnsanlar sizi sadece aynı yerden canları yandıklarında anlar” diyor.
Bu ezilen insanları anladıklarına göre aynı yerden canları yanmış demektir.
Koyun bakalım hicaz makamından da neşemiz yerine gelsin.
Sesini de yüksek açın;
“İçimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yıllardır aradığım bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu
Ah daha önceleri neredeydiniz..”

Evet, paranın beyleri, daha önce neredeydiniz.
Niye bu kadar geç kaldınız.
Bilmiyor musunuz ki dereye su gelene kadar kurbağanın gözü patlar.

Acaba MÜSİAD beyleri hangi zamanda seslerini yükseltecek.
Onların da dayandığı bir duvar bir güç bir gün çökecek.
Tıpkı bunlar gibi.
Bakalım onların canı ne zaman yanacak.
Adaletli olmayı ne zaman öğrenecekler.

İktidar yanlışlarım kusurlarım görünmesin diyerek herkesi susturmaya çalışıyor.
Ben yapınca ben söyleyince doğru olarak herkes kabul etsin istiyor.
Ama bu da hiçbir zaman mümkün olmayacak.
Tarihin derinliklerine şöyle bir baksalar öyle olmadığını görecekler.
Bu zulümler bu uygulamalar ilanihaye değil.
Allah’tan gayri hiçbir şey sonsuz değil.
Bir kullanım süresi var.
Raflarda kalmanın bir süresi var.
Ne yaparsanız yapın bu saltanat bir gün bitecek.
Tıpkı Firavun’un saltanatı gibi,
Tıpkı Nemrut’un saltanatı gibi,
Tıpkı Muaviye’nin saltanatı gibi.
Elbet bir yerde duracak,
Güçler el değiştirecek,
Haklı olan hakkını alacak,
Cezaya müstehak olan da bu sona ulaşacak..

Bunu bu ümmetin Peygamberi söylüyor.
“Canı yanan sabretsin, canı yakan da yanacağı günü beklesin”
Sadece sabır ve dua…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Ali 3 gün önce

Ertuğrul Özkök'ü aşmış bir anlatım. Tebrik ederim.