Bir Umre seyahatinin neticesinde gördük ki;
Cahil bir Müslüman kitlesiyle ve bu kitleyi yönlendiren,
Batı'nın uşağı olmuş idarelerle karşı karşıyayız.
Sevap alalım diye geldiğimiz bu kutsal topraklarda, belki de aldığımızdan çok günah yüklenip dönüyoruz.
O kadar çok olumsuzluklar var ki, say say bitmiyor.
Kafileler ehil olmayan insanların eline bırakılmış.
Başta Diyanet olmak üzere her şey ranta dönüştürülmüş.
Başlangıçlar otel odalarında başlıyor zaten.
Yemek kuyruğuna girildiğinde en öne gelip duranı mı ararsınız.
Aldığı kap kap yemekleri yemeden tabağında bırakanı mı ararsınız.
Kul hakkı yediğinin farkında değil.
İsrafın haram olduğunun farkında değil.
Hele çay faslında yaptığı gıybetlerin farkında değil.
…..
Kabe'ye geldiğinizde içiniz parçalanıyor zaten.
Kabe'yi kalın duvarların arkasına gizlemeye çalışan bir inşaat zinciri sürüyor.
Hele öğlen ezanında siyonist düşüncenin eseri olan Zemzem Tower’ın Kabe'nin üzerine düşen gölgesi "Sizin mabedinizi gölgeliyoruz" mesajını verse de Müslümanlar bunu hala anlayabilmiş değil.
Hacılara sürekli eziyeti amaç edinmiş asker ve polis görevliler adeta bu işten zevk alıyor. Kafilesine bilgi vermek isteyen hocalar hemen bir asker tarafından uyarılarak dağıtılıyordu. İki kişi bir araya gelsin istemiyorlar. Bu neyin korkusuydu
Bazen tavaf alanına geçmek için saatlerce sizi içerde dolandırıyorlar.
Hele bir de Devlet Erkânından biri geldi mi tavaf alanına girmeniz mümkün değil.
Görevli askerler yeterli yönlendirmeyi yapamadığı gibi bazen de namaza duranlara tekme attığına şahit oluyorsunuz. “Ya Haciiiii” dediler mi artık olumsuzluklar başlıyor demektir.
Bunlara denilecek bir şey var;
“Allah iktidarınızı devirsin!..”
Zulüm ile abad olmaya çalışan idarelere yapılan duadır bu.
….
Ya tavaf alanına gelen Müslümanlar!
El Yemani köşesiyle, Hacer-ül Esved köşesinde adeta bir savaş yaşanıyor.
Kadınların saçı başı dağılmış.
Erkeklerin ihramları parça parça olmuş.
Hepsi birbirinin üzerine çıkmış.
Adeta bir güç gösterili güreş yaşanıyor.
Millet birbirini savurup savurup atıyor.
Yapılan eziyetten başka bir şey değil.
Dedik ya;
Müslüman cahil,
Yetkililer liyakat sahibi değil,
İdare zulümkâr.
Onun içindir ki,
Allah iktidarınızı yıksın.
Müslümanlara da akıl ve feraset versin.
…..
Herkesin ağızlarına sakız ettiği bir cümle var.
“Burada gördükleriniz burada kalsın,
Sabredin ve helalleşin..”
Bu yanlış bir ifade.
Sabırdan evvel sorumlulukların yerine getirilmesi vardır.
Ancak bundan sonrasına sabır düşer.
Sorumluluğunu yerine getirenlere hakkınızı helal edin.
Getirmiyorsa helal etmeyin.
Aksi takdirde problemler artarak devam ediyor.
Kendisini bu olumsuzluklardan kurtarıp ibadetini halis niyetle yapanlar kendilerini kurtarıyor.
Rabbim ihlas ile ayrılanlardan eylesin..
.....
Yazarın tüm yazıları için tıklayınız
.....