Suriyeliler, depremden etkilenen şehirlerde ikamet edenlerin akrabalarını ziyaret etmelerine izin verildikten sonra Türkiye'ye tekrar dönme konusundaki isteksizliklerini dile getirdiler.
Kahramanmaraş merkezli depremin vurduğu 10 ilde ikamet eden Suriyelilere kendi ülkelerindeki ailelerinin yanına bir ayı geçmeyen süreyle seyahat etmelerine izin verilmesine rağmen birçoğu Türkiye'ye dönmekte isteksiz. Suriyeliler yakınlarıyla birlikte, ülkelerinde kalmak istiyor.
Türk makamları, 6 Şubat'ta meydana gelen depremin vurduğu 10 ilde ikamet eden Suriyelilere, belirli koşullar altında Suriye'nin kuzeybatısındaki akrabalarının yanına geçme ve Türkiye'ye dönme fırsatı verdi. İki ülke arasındaki Bab es-Selame Sınır Kapısı, depremlerden etkilenen şehirlerde (Hatay, Kilis, Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Adana) yaşayan ve yalnızca geçici koruma kartına (kimlik) sahip Suriyelilere izin verme koşullarını belirledi. İlk yapılması gerekenin, daha sonra sınır kapısında duyurulacak olan elektronik bir bağlantı aracılığıyla ülkeye giriş yapmak için randevu almak olduğu kaydedildi. Ayrıca Suriye'ye giriş sürecinin bir sonraki duyuruya kadar açık olduğuna dikkat çekildi.
Sınır kapısından perşembeyi cumaya bağlayan gece yapılan açıklamada, Türkiye'de ikamet, Türk vatandaşlığı veya çalışma izni sahiplerinin geçişine izin verilmeyeceği bildirildi.
Suriye'nin kuzeyine geçiş yapanlar ise giriş tarihinden itibaren bir ay sonra Türkiye'ye dönebiliyor ancak Suriye topraklarında altı aydan fazla kalamıyor. Sınır kapısındaki aşırı yoğunluğu önlemek için her gün elektronik bağlantıyla kayıt yaptıran 500 kişinin girişine izin verilecek. Önceden rezervasyon yapılmadan geçişe izin verilmeyecek.
Açıklamada, tüm fertleri için bir aile rezervasyonu, bireyler için ise bireysel rezervasyon yapılması gerektiği ve 18 yaşından küçük çocukların yanlarında anne ve babaları olmadan geçişine izin verilmeyeceği belirtildi. Ebeveynlerden birinin çocuğun yanında olması halinde ise anne veya babanın Suriye'ye geçebilmek için karşı tarafın yazılı izni ve ikamet ettiği şehrin ilgili dairelerinden birinden yazılı izin alması gerekiyor.
Açıklamada, Türk polisinin mührü olmadan Suriye'ye giren hiç kimsenin bir daha Türkiye'ye dönmesine izin verilmeyeceği uyarısında bulunuldu. Nüfus cüzdanını kaybedenler ise sınır kapısına gelebilecek ve Türk tarafında oldukları teyit edildikten sonra Suriye topraklarına geçişlerine izin verilecek.
Başta Hatay olmak üzere Türkiye'de depremden etkilenen çok sayıda şehirde yaşayan Suriyeliler, ülkelerindeki akrabalarını ziyaret etmek üzere Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde bulunan Cilvegözü (Bab el-Hava) Sınır Kapısı’na geldiler. Şimdiye kadar sınırın Suriye tarafına sorunsuz geçen Suriyeli sayısı bine ulaştı. Geçiş idaresi engellilere, hamilelere, yaşlılara ve çocuklu ailelere öncelik veriyor.
Şarku'l Awsat Haber Ajansı'ndan Said Abdurrazık'ın özel haberine göre, eşyalarıyla Suriye’ye geçenlerin büyük çoğunluğu ise Türkiye'ye dönmek konusunda isteksiz.
Türkiye'deki Suriyeliler, son dönemde seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte Türk siyasi partileri arasında bir tartışma konusuna dönüştü. Mültecilerin geri dönmesi konusu, Türkiye ile Suriye rejimi arasında Rusya'nın himayesinde normalleşmeye yönelik müzakerelerin önemli konuları arasında yer alıyor.
Suriye'nin kuzeyindeki bölgeleri de etkileyen son deprem felaketinin ortasında, Suriyeliler depremden etkilenen bölgelerde yağma ve hırsızlık yapmakla suçlandı. Suriyelilerin Türkiye’de yaşamasına karşı sert bir kampanya yürüten Zafer Partisi Genel Başkanı aşırı sağcı siyasetçi Ümit Özdağ'ın da bazı açıklamaları Suriyelilere yönelik suçlamalar içeriyordu. Ancak bu iddiaların daha sonra asılsız olduğu ortaya çıktı.
Ümit Özdağ'ın açıklamaları tepkilere yol açtı. Sosyal medyada dolaşan bir video klipte, arama kurtarma görevlilerinden birinin Özdağ'dan Suriye düşmanlığına son vermesini istediği görüldü.
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı, deprem bölgelerinde elinde telefon tutan bir gencin fotoğrafını yayınlayan Özdağ'a dava açtı. Özdağ, fotoğraftaki kişinin yıkılan evlerden telefon çalan bir Suriyeli olduğunu iddia etmişti. Ancak Özdağ’ın iftira attığı genç, Türk medyasına yaptığı açıklamada Özdağ'ın söylediklerinin yalan olduğunu belirtti. Genç kameralara Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartını ve telefonunu göstererek, “Ben Türk vatandaşıyım ve bu da benim şahsi telefonum. Burada depremden etkilenen vatandaşların kurtarılması çalışmalarında gönüllüyüm” dedi. Genç adam, sosyal medyada kendisine iftira attığı ve delilsiz yere hırsızlıkla suçladığı için Özdağ hakkında suç duyurusunda bulundu.
Türk makamları geçtiğimiz yıl, Suriyelilere Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı'nı aileleriyle birlikte ülkelerinde geçirme fırsatı vermeyi durdurdu. Muhalefet, aileleri ile görüşmek üzere güvenli bir şekilde gidebilecekleri sürece bir daha geri dönmelerine izin verilmemesini talep etti. Hükümetten de bu ynde açıklamalarda bulunuldu. Ancak Türk makamları, Türkiye’nin 10 şehrini ve Suriye'nin kuzeyindeki bölgeleri de vuran depremin koşulları nedeniyle Suriyelilerin akrabalarının yanına geçmelerine tekrar izin verdi.