İçte dışta fark etmiyor.
Her şey rayından dışarı taştı
Ülke zıvanadan çıktı.
Hani Suriye’yi fetheden biz değil miydik?
Emevi camisine gidip namaz kılmadık mı?
Madem her şey bizim yönetimimiz altındaydı,
O zaman Kerkük Türkmenlerine yönetimde neden yer verilmedi?
…
Spor sahaları dersen tiyatro sahnesine döndü.
Şampiyonluğa giden bir takımın antrenörü rakip takımın antrenörüne el kol hareketleri yaparak bir de sözlü olarak onu tahrik ediyor.
Dünyaca ünlü antrenör bu basit tuzağa düşüyor,
Ve gidip rakip takım antrenörünün burnunu sıkıyor.
Burnu sıkılan antrenör kurşun yemiş gibi kendini yere atıyor.
Ne kadar mizah üretsek azdır. Hepsi birer komedyen olmuş.
Günlerce aylarca,
Her iki takımın taraftarları bu konuyu enine boyuna tartışıyorlar.
Bir burun sıkma meselesi ülke meselesinin önüne geçebiliyor.
İşler çığırından çıktı iyice..
…
Ülkenin iç siyaseti de bunlardan farklı değil.
Bir bakıyorsunuz,
Kendisine rakip olarak gördüğü insanı önce gazete yazarlarıyla suçluyor,
Devamında bu suçlama ile gözaltına alınıyor,
Daha sonra bir başka suçtan tutuklanıyor.
Bu yapılanlar
Ne vicdana sığıyor,
Ne hukuk kurallarına uyuyor.
Mademki burası bir İslam ülkesi
Madem dini bütün olduğu söylenen bir iktidar var,
Önce Kur’an’a bakmamız gerekmez mi?
Allah yapılan bir iddia ile ilgili olarak iddia sahibinden delil istiyor.
“Gerçekten doğru söylüyorsanız, delilinizi getiriniz” (Bakara suresi 111. Ayet )
İlgili belediye 1300 denetim geçirmiş,
Müfettişler gelip elek gibi elemişler ama bir olumsuzluk bulamamışlar.
Ama bir “Gizli Tanık” marifetiyle 2 günde birçok olumsuzları dile getiriyorlar.
İnsanları hukuka aykırı olarak alıyorlar. Üstelik de hiçbir delil sunmadan.
Onları mahpushaneye gönderiyorlar.
Yapılan uygulamaların hiç birisi kendi yaptıkları kanunlara uygun değil,
Üstelik de ortaya konulması gereken delilden de yoksunlar.
Daha sonra da kalkıp suyun başına oturmuş kurt gibi;
“Hukukun kararına saygılı olun” diyorlar.
Gelişen olaylar sonucunda da ülke şak diye iki kısma ayrılıyor.
İnsanlar karşı karşıya getiriliyor.
…
Buradan seslenmek istiyorum
Ey sporu kavga aracı haline getiren fanatik beyinsizler,
Ey Ülkeyi idare edenler,
Ey bakanlar, milletvekilleri,
Ey savcılar hakimler,
Ey RTÜK görevlileri, TÜİK görevlileri. Yüksek seçim kurulu görevlileri,
Ey Haksızlığa biat edip haksızlık karşısında susan Müslümanlar,
Ey Şehitlerin kanını hiçe sayıp da çocuk katilini mecliste konuşturmaya çalışan ülkücülükten geçinenler,
Ey her fırsatta Müslümanlara saldırmayı laiklik zanneden sosyal demokratsızlar,
Ülkeyi el birliği ile nereye götürdüğünüzün farkında mısınız?
Eğer çok merak ediyorsanız,
Gelin İsra suresi 16. Ayete hep beraber bakalım. Allah ne diyormuş!
“Bir memleketi yok etmeyi dilediğimiz zaman, oranın ileri gelenlerine emrederiz; Onlar da itaat etmezler ve orada kötülük yaparlar. Bunun üzerine, artık o memleket aleyhine karar gerçek olur, onu mahvedip yerle bir ederiz”
Eğer ayeti anladıysanız ülkeyi bir yok oluşa doğru götürüyorsunuz.
Ey ülkeyi idare edenler Allah size emretti mi etmedi mi?
Her Cuma günü konvoy halinde gittiğiniz Cuma namazı sonrası imam efendi minberden size:
“Allah adaleti emrediyor” dedi mi demedi mi?
Ülkenin ileri gelenleri Allah size Nisa suresi 135. Ayetinde;
“Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahitler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları) nıza uymayın..”
Ayeti ile sizi uyarmadı mı?
Bahsettiği emri ilahisindeki ‘Adalet’i ayakta tuttunuz mu tutmadınız mı?
Neticede ayetler ülkeyi idare edenlerin “itaatsiz” olduklarından bahsediyor.
Eğer Allah’ın emirlerine aykırı hareket ettiyseniz bilesiniz ki sonunuz hiç de hoş olmayacak.
Bunlar Kur’an’ın sizlere söyledikleri..