Şuursuzluk ne yazık ki kalıcı.

Son dönemde “engelli algısı” ve “hukuk” adına gelen haberler can sıkıcıydı.

Sırayla gidelim.

İlk durağımız Amasya.

Efendim, yaklaşık çeyrek asırlık bitmek tükenmek bilmeyen iktidarımızın pek sayın Amasya eski milletvekili ve nette yazdığına göre kurucu üyesi olan zat, aklı sıra “kelime oyunu” yapayım derken, cümlemizin canına okumuş.

Bilmeyenlere özet geçelim: Akparti Amasya eski milletvekili muhterem, katıldığı ilçe toplantısında muhalefeti kastederek, “Bu memleketi ortopedik özürlülerden kurtarmamız lazım” dedi.

Bir şeyi ne ile tanımladığınız ya da betimlediğiniz o şeyin sizin iç dünyanızda hangi kavramsal bedene yerleştirdiğinizle doğru orantılıdır. Dolayısıyla, “engelliliğin, özürlülüğün, sakatlığın”, ne derseniz deyin fark etmez “kötü” ve bu durumu yaşayan bireyler “kurtulunması gerekenler” olarak bilinçaltınıza kodlanmışsa bu bir yerde illaki ortaya çıkar.

Kişisel bir yaklaşım olarak hayatım boyunca “sivrisineklerle uğraşıp enerji tüketmek” yerine “bataklıkları kurutmak” eğiliminde olmuşumdur.

Bu itibarla bu zat-ı muhterem ve muhtemelen kendisinin de rahatsız olduğu bu “bilinçaltı pırtlamasına” saydırmak yerine o ve onun gibi insanlarımızın bilinçaltına bu melun kodu yazan yapıyı ele almanın doğru olduğu kanaatindeyim. Çünkü bu davranışın kökenleri, bitirdiği okullar, çevre, dünya görüşü ve siyasi mensubiyetle çevrelenen bir yerlerde gizli.

Oraları ıslah etmedikçe virüslü kodlarla doldurulmuş bilinçaltları olmadık yerde ortaya çıkar. Bir adım sonrası, bilinçaltına atılanların hayata geçirilme sürecidir ki Allah göstermesin. “Allah göstermesin” diyoruz da bu zihniyeti iktidarda tutarak fırsat veren de bu toplum, hatta sen, ben, o, hepimiziz be kardeşim. Orası da ayrı mesele.

Bir diğer haber de hukuktan.

Kamuoyunda “otizmli gence işkence davası” olarak bilinen dava sonuçlandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na bağlı rehabilitasyon merkezinde otizmli bir çocuğun, görevlilerden birinin fiziksel şiddetine maruz kaldığı hastaneye götürüldüğünde ortaya çıkmıştı. Kurumun güvenlik kameralarına yansıyan ve bilirkişi raporuyla kanıtlanan şiddete 2 bin 700 TL ceza verildi ve cezanın şahıs tarafından 4 taksitle ödenmesine hükmedildi.

Belli ki sadece sayın milletvekilinin değil hukukun ve hukuku düzenleyenlerin bilinçaltı da aynı dertten mustarip.

Bataklığın üzerine hiçbir mülkü bina edemezsiniz.

Benden söylemesi..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Enver Özbilen 13 ay önce

İçindeki insanı giderek tüketen bir anlayış egemen olmaya başladı..Başkalarının yerine kendini koyabilme erdemi olmayan hem üst düzey hem sade bireylerin hızla çoğaldığı bir çağın içindeyiz..O zat-I muhterem sehven olsa bile söylediği söz sonrası geri vites yapmalıydı..Bu bir farkındalık olurdu…Oysa bugün Orta Doğu ve tüm dünyada devlet yönetiminde bulunan beyinsizler ÖLDÜRME fiili üzerine odaklanmış durumdalar..DAMITIK İNSAN çağının başlayacağı SONSUZLUK ALEMİNDE etekten dökülecek taşları bekleyene kadar sürecek bu çarpıklık..Güzel yazılarınıza devam..

Misafir Avatar
Alper Şirvan 13 ay önce @Enver Özbilen

İlginiz ve dikkatiniz için çok teşekkür ederim Enver Bey

Beğenmedim! (0)