Türkiye’de gençlerin dijital dünyaya ilgilerini yıllardır izleyen bir gazeteci-yazar olarak, bu ülkenin bir silikon vadisine ihtiyacı olduğunu yıllardır hem yazıyorum hem de çıktığım kanallarda da açıklıyorum. Üniversitelerde olsun iş dünyasında olsun birçok şirketimiz var ve başarılı çalışmalarda bulunuyorlar. Bununla ilgilenecek bir şehrin Belediye Başkanı çıkmadığı gibi, Teknoloji Bakanlığımız var. Onlarda bu konu ile ilgilenmiyorlar. Böyle bir bölge için Türkiye’nin birçok sanayi şehri var. Bir tanesi devreye girse bu vadi olayı olabilir. Proje için ABD’ye Silikon Vadisine gidilerek, oradaki çalışma sistemini, mali ve teknolojik düzeni inceledikten sonra benzerini kurmaya çalışırız. Akademisyen Çiğdem İlgün’ün başarısı en güzel örnek ortada duruyor.
UÇAKLAR İÇİN CİP ÜRETİLDİ
Türk Akademisyenin icadıyla uçakta türbülans korkusunun tarihe karışması bekleniyor. Türk yapımı mikro çip türbülansı önleyerek uçak ömrünü uzatacak. Çiğdem İlgün'ün hedefi "Çipi Türkiye'de üretmek.."
Uçak yolculuğunun korkulu rüyası türbülans, bu Türk girişimcinin icadıyla tarihe karışıyor. Öğretim Görevlisi Çiğdem İlgün 5 yıl boyunca üzerinde çalıştığı CAFA CHIP adlı yazılım sayesinde, uçak türbülansa girmeden önce pilota uyarı verip uçağı en güvenli yeni rotaya yönlendiriyor. Uçağa takılan mikro çip sayesinde hem yolcular daha güvenle seyahat ediyor hem de uçağın yıpranması azaldığı için kullanım ömrü iki kat daha uzun oluyor. İcadına havayolu şirketlerinin büyük ilgi gösterdiğini ifade eden İlgün, “Air Canada Havayolları başta olmak üzere pek çok firma şu anda bu sistemi test etmeye ve kullanmaya başladı. Bu icat sayesinde uçak yolculuğunda maliyetler azaltılarak yolcuların korkuları bitecek. Hedefim bu teknolojiyi Türkiye’de üretmek.” diye konuştu.
2019'DA ÇALIŞMALAR BAŞLADI
Fizik bölümü mezunu olduğunu ve Bahçeşehir Üniversitesinde Aerodinamik, Akışkanlar Fiziği gibi alanlarda dersler verdiğini belirten Çiğdem İlgün, 2019 yılında türbülansı önleyecek bir yazılım üzerinde çalışmaya başladığını ifade etti. Dünyada bu alanda başarılı ilk yazılımı kendisinin yaptığı ve patentini alarak dünya genelinde tescillediği bilgisini veren İlgün, şöyle devam etti: “Projemi Türkiye’de pek çok holdinge anlatarak destek istedim. Fakat maalesef yeterli destek bulamadım. Kanada’da Waterloo Üniversitesi ve bir grup yatırımcı projemle ilgilendi ve tüm finansal desteği sağladı. Türkiye’ye gerekli tüm ekipmanları göndererek bana destek oldu. Uluslararası Havacılık standartlarına uygun tüm testlerden başarıyla geçtik ve ilk parti üretimi yaptık. Çiplerin Türkiye’de üretilmesi ve kendi ülkemin bu tip yazılımlar alanda dünyaya öncülük etmesi için çalışma başlattım. İlk olarak bir uçuş okulu kurarak, ileri teknolojiyle eğitim alan pilotlar yetiştirmek istiyorum. Öğrencilerime tecrübelerimi aktarmak, yurt dışına gitmek yerine kendi ülkemde bu teknolojiyi geliştirmek istiyorum.”
Yazılımın ilk etapta sadece yolcu uçaklarında kullanıldığını anlatan İlgün, “Baykar ve Türk hava Yolları gibi şirketlerle de görüşmelere başladık. Savaş uçakları, kargo uçakları, SİHA ve küçük uçakların da bu sistemi kullanması için çalışmalara başladım. CAFA CHIP’ in proje ve ilk üretimi için 150 milyon dolar yatırım yapıldı. 2 yıllık sözleşmemiz kapsamında Kanada’daki yatırımcılarımız yazılım ve kullanım hakları karşılığında bana yaklaşık 27 milyon dolar ödeme ve satılan her çip başına belirli bir yüzde kar payı verecek. Elde ettiğim gelirle yeni projeler yaparak dünya havacılık sektöründe Türk kadının imzası olmasını hedefliyorum.” şeklinde konuştu.
RADAR VE PİLOT YERİNİ ÇİPE BIRAKACAK
Şu anda mevcut sistemlerde radar ve pilot tecrübesiyle türbülanslar tespit edilmeye çalışıldığını fakat yeterli olmadığı bilgisini veren İlgün, devamla: “Açık hava türbülansı anlık gelişebilen bir durum ve radarların tespiti çok zor. CAFA CHIP ise kokpitin ön kısmına takıldığında daha türbülansa girmeden tüm hava olaylarını hesaplayarak mor ötesi ışınların dalga boyunu sabitleyerek türbülansı algılayıp uyarı yaparak, uçağın uygun rotaya yönlendirmesi için alternatif belirliyor. Tüm bu işlemleri ise otomatik olarak yapıyor. İnsanların Türbülans korkusu hava yoluyla ulaşım tercihlerini de olumsuz etkiliyor. Bu teknolojiye sahip olan hava yolu firmaları insanlar tarafından da tercih sebebi olacak.” dedi.
Türkiye’nin 21. Yüzyılda Dijital Teknoloji’ye girmesinin en güzel örneğini Çiğdem İlgün gibi isimler göstermektedir. Bu proje ile ilgilenen ilk ülkelerin ise Kanada ve ABD olması da dikkat çekicidir. Bireysel olarak değil de şirketler düzeyinde bu tür teknolojik gelişmeler ülkeye ekonomik bir değer de kazandıracaktır.