Çocukluk ve ergenlik obezitesi oranlarının hem zengin hem de fakir ülkelerde hızla arttığını belirten Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Dilek Yazıcı, gelecek nesillerin kurtarılması için acil eylem planlarının devreye sokulması gerektiğini söyledi.
Yaşadığımız çağın en ölümcül pandemisi olan obezite hem zengin hem fakir ülkeler için en önemli sağlık problemleri listesinin başına yerleşti. Dünya Obezite Federasyonu, 2035’e kadar obezite ile yaşayan kişi sayısının 1,9 milyara ulaşacağını söylüyor. Özellikle çocukluk çağı obezitesinde ciddi yükseliş bekleniyor. 2022 yılında 5-19 yaş aralığındaki 390 milyondan fazla çocuk ve ergen fazla kiloluydu. 2035 yılında yüzde yüz artışla yaklaşık 800 milyon çocuğa ulaşacağı bildiriliyor.
OBEZİTE KİŞİSEL BİR TERCİH DEĞİL KRONİK BİR HASTALIKTIR
Obezitenin kişisel bir tercih değil, dünya genelinde giderek daha fazla insanı etkileyen kronik ve tekrarlayıcı bir hastalık olduğuna dikkat çeken Türkiye Obezite Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Dilek Yazıcı “Obezite, sağlığı bozabilecek aşırı yağ birikimiyle tanımlanan kronik ve karmaşık bir hastalıktır. Tip 2 diyabet ve kalp hastalığı riskini artırır, kemik sağlığını ve üremeyi etkiler ve bazı kanserlerin riskini artırır. Ayrıca, uyuma veya hareket etme gibi hayat kalitesini bozan sistemleri de olumsuz etkiler” değerlendirmesini yaptı.
ÇIĞ GİBİ ARTTI
Obezitenin çocuklarda da çığ gibi büyüdüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Yazıcı bugünün çocuk obezlerinin geleceğin yetişkin obezleri olacağını ifade ederek “Bu artışın en önemli sebebi ise, gelişen teknoloji ile birlikte çocukların fiziksel aktivite sürelerinin azalması, beslenme alışkanlıklarının ve besin tercihlerinin olumsuz yönde değişmesidir. Çocukluk ve ergenlik obezitesi çocuğun bütün geleceğini etkiler. Bu dönemde obezite yaşayan çocuklara karşı yöneltilen ‘şişman’ damgalaması, ayrımcılık ve zorbalıkla birleşen çevresel tepkiler, okul başarılarını ve geleceklerini olumsuz etkiler. Obezitesi olan çocukların çözüm üretilmediğinde diyabet, kalp-damar hastalıkları, karaciğer hastalıkları, eklem rahatsızlıkları ve hatta bazı kanser türleri gibi bulaşıcı olmayan hastalıklara yakalanma riskleri de daha yüksektir” dedi.
AFRİKALI ÇOCUK DA OBEZ
Türkiye Gazetesinden Ziyneti Kocabıyık'ın haberine göre, obezite toplumda aşırı yemeye bağlı zengin hastalığı olarak biliniyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü verileri, bir zamanlar yüksek gelirli bir ülke sorunu olarak kabul edilen aşırı kilonun, düşük ve orta gelirli ülkelerde artış gösterdiğini ortaya koyuyor. Afrika’da, 5 yaş altı aşırı kilolu çocukların sayısı 2.000’den bu yana neredeyse yüzde 23 arttı. 2022’de aşırı kilolu veya obeziteyle yaşayan 5 yaş altı çocukların neredeyse yarısı Asya’da yaşıyordu. Uzmanlar, çocukluk çağı obezitesinin ciddiye alınması gereken bir sorun olduğuna dikkat çekerek, gelecek nesillerin kurtarılması için acil eylem planlarının devreye sokulması gerektiğini vurguluyor.
OBEZİTE İRADESİZLİK DEĞİL KRONİK BİR HASTALIKTIR
Türkiye Obezite Araştırma Derneği, 4 Mart Dünya Obezite Günü’nde küresel obezite krizine dikkat çekmek ve çözüm odaklı adımları tartışmak üzere İstanbul’da önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Çağdaş medya sanatçısı Hakan Yılmaz’ın obeziteli kişilerin tecrübelerinden ilham alarak hazırladığı çok katmanlı dijital enstalasyonu “FLUX,” Decollage Art Space’de tanıtıldı. Toplum nezdinde obezitenin kişinin irade zayıflığı olarak algılandığına dikkat çeken Hakan Yılmaz, dijital gösterinin bu durumun birçok etkenin bir araya geldiği kronik bir hastalık olduğunu vurgulamak maksadıyla hazırlandığını söyledi.