BURSA ARENA / Haber Merkezi
Nilüfer Belediyesi’nin “Etüt: Güncel Sanata Doğru İlk Adımlar” programına konuk olarak “Çağdaş Fotoğraf”a ilişkin konuşan fotoğraf sanatçısı Orhan Cem Çetin, dünyanın farklı yerlerinden, bu alanda çalışan sanatçıların ünlü fotoğraflarını inceledi.
Nilüfer Belediyesi Kütüphane Müdürlüğü’nün her hafta çarşamba günleri düzenlediği “Etüt: Güncel Sanata Doğru İlk Adımlar” programında bu hafta “Çağdaş Fotoğraf” ele alındı. Programa konuk olan sanatçı Orhan Cem Çetin, 20. yüzyıl sanatının içinde fotoğraf kullanan farklı sanatçıların eserlerini inceledi.
Murat Alat’ın programlamasında çevrimiçi gerçekleşen etkinlikte Orhan Cem Çetin önce “Fotoğraf denilince neyin kastedildiğini “ anlattı. Geniş bir konuyu belli bir süreye sığdırmaya çalışacağını söyleyerek söze başLayan Orhan Cem Çetin şöyle devam etti: “Çağdaş sanatı anlatmak zor, ama bir şekilde de az çok ne kastedildiği biliniyor. Ama tarif etmeye çalışınca çok zor oluyor. Çağdaş fotoğraf denildiğinde tam olarak neyi kastediyorum derseniz bunu şöyle anlatırım: Bu alanda çalışan isimlerin daha çok süreç odaklı çalıştıklarını görüyorum. Sonuçta ortaya çıkan yapıt kadar ona giden yolun da sanatsal sürecin parçası olduğu bir faaliyet, bir üretim var. Kavramsal çalışıyorlar. Yani sadece ortaya çıkan estetik seyirlik bişey olmasının ötesinde, süreç odaklı çalışma, belli kavramları tartışmaya açmaya yarıyor ve görünenin ötesinde daha metaforik, sembolik anlamları oluyor. Kişisel motivasyonun çok yüksek olduğunu görüyorum, çok kişisel bir sembolizm var. Sanatçının hikayesini, hayatını, diğer işlerini de bilmek yararlı oluyor; işin daha iyi okunması ve daha fazla haz almak için. Bu sanatçılar seri çalışıyorlar. Daha çok disiplinler arası çalışma bunlar. Bu alandaki bir çok fotoğrafçının sadece fotoğraf yapmadığını metin, enstalasyon, video, performans gibi alanlarda da üretim yaptıklarını görüyoruz. Başka önemli bir not, bu sanatçıların çoğu kendisini fotoğrafçı değil fotoğraf kullanan sanatçı olarak tarif ediyor. Bu Türkiye’de de rastladığımız tutum. Teknik ve estetik tercihlerinin kavramdan, yani sanatçı önermesinden kanyaklandığını görüyoruz. Bir projenin altında yatan kavram motivasyon veya önerme neyse estetiği o doğruyor. O yüzden bir sanatçının kendi üretimi içinde çok farklı üsluplar edindiğini, serilerinin görsel olarak birbirine benzemeyebildiğini görüyoruz . Yine bunun paralelinde anlamın sanatçının beyanıyla kurgulandığını görüyoruz. İşlerin sadece kendisine bakarak bir sanatçının niyeti ile köprü kurmak biraz zor oluyor. Beyana bakmak sergi metnine ya da kavramsal çerçeve bakmak iyi oluyor.”
Sanatçıların çoğunun, biraz da deneysel çalışmalarından dolayı yeni tekniklere ve alternatif görüntüleme yöntemlerine açık oldukları için bilimsel yöntemlere de açık olduklarını söyleyen Orhan Cem Çetin, sanatçıların, izleyici deneyimini çok önemsediklerini de vurguladı. Çetin, “Sanatçılarda, izleyicinin yapıt karşısında, yapıtın içinde ne yaşayacağının önemsenmesi hatta bunun kontrol altına alınması yönünde bir çabaya da rastlayabiliyoruz” dedi.
Orhan Cem Çetin, dünyaının farklı yerlerinden çağdaş fotoğraf ile ilgili çalışan ve örnekleme açısından “iyi” olarak değerlendirdiği sanatçıların çalışmalarını, katılımcılarla paylaşarak incelemelerde bulundu.
Çağdaş fotoğraf deyince ilk akla gelen isimlerden birinin Alman Andreas Gursky olduğunu söyleyen Çetin, Gursky’ninTürkiye’de de işlerini sergilediğini anlattı. Çetin “Gursky’nin İstanbul Modern’de büyük bir sergisi açılmıştı. Bu sergide de Gursyk, ilginç bir şekilde fotoğrafçı değil fotoğraf kullanan sanatçı tanımına uyuyor. Andreas Gursky İstanbul Modern’de fotoğraf galerisinde değil ana salonda sergisini açt. O yüzden Gursyk’yi, müzenin de sadece bir fotoğrafçı değil de bir çağdaş sanatçı olarak algıladığını düşünmek zorunda kalıyoruz” dedi.
Japon Hiroshi Sugimoto’nın mimari fotopraflarını da paylaşan Orhan Cem Çetin, Sugimoto’nın kendisini en çok etkileyen işleri arasında yer alan deniz peyzajlarına değindi. Çetin, “Yüzlerce çekmiş ilginç bir seri. Sadece deniz ve gökyüzü. Söylediği şey de aslında, bu dünyada hiçbir zaman değişmemiş olan ve hayatı başlatmış olan; oksijen hava ve altında da su deniz. Hayatın denizde başlamış olması ve oksijen sayesinde sürdürülebilir olması bir çeşit varoluşa saygı gibi” diye konuştu.
Çetin Alman Michael Weseley’in de çok ilginç işleri olduğunu belirterek, “Zaman, kimlik, zaman algısı, zamanın aşındırıcrı etkisi üzerine yaptığı işleri var” dedi. Çetin, Weseley’in en çok bilinen işleri arasında yer alan New York’ta Modern Sanat Müzesi’nin ek bina inşaatında yaklaşık üç yıl süren pozlamasının sonusunda ortaya çıkan fotoğrafı üzerine de konuştu.
Programda Orhan Cem Çetin, daha çok belgesel fotoğraf konusunda öne çıkan ABD’li Taryn Simon, İstanbul’da da fotoğrafları sergilenen Birleşik Krallık’tan Sam Taylor Wood, Alman sanatçı Wolfgang Tillmans, Kanadalı Jeff Wall, tek kare ile sinema yaptığı söylenen ABD’li Gregory Crewdson, Finlandiyalı Jyrki Parantainen, fotoğraflarının içine metinler yazan İranlı Şirin Neşat, fotoğraf kullanan sanatçı tanımına çok uyan Sophie Calle, buluntu fotoğraflardan özgün kolajlar elde eden Birleşik Krallık’tan John Stezaker gibi sanatçıların çalışmalarından örneklerle katılımcıları bilgilendirdi.
www.bursaarena.com.tr